2. yıldönümünde Soma katliamı: Bir arpa boyu yol alınmadı!

13 Mayıs 2014 tarihinde Soma'da yaşanan ve 301 maden işçisinin yaşamını yitirdiği katliamın üzerinden iki yıl geçti. Geçen bu iki yıla rağmen katliamın sorumlularından hesap sorulması anlamında hiçbir yol alınmadı. Bilakis her geçen gün katliamcılar ve katliama neden olan sistemin başındaki bürokratlar daha rahat nefes almaya, katliamda yaşamını yitiren işçi yakınları ise umutlarını yitirmeye başladı.

 

Mahkeme Suçluların Aklandığı Bir Tiyatroya Dönüştü

Katliam yaşandıktan sonra ölen işçilerin yakınlarında ve hala çalışmakta olan maden işçilerinde büyük bir öfke patlaması olmuştu. Defalarca yollar kapatıldı ve Ankara istikametinde yürüyüşler yapıldı. Her seferinde ise ya satılık sendikanın yöneticileri ya da iktidarıyla muhalefetiyle burjuva siyasetçiler işçilerin tepkilerini frenlemeye çalıştı. İşçilerin tepkilerinin frenlenmesinde en önemli araç da açılan dava oldu. "Tüm suçlulardan mahkeme huzurunda hesap sorulacak!" denilerek yükselen tepki mahkeme koridorlarına hapsedildi.

Katliamın üzerinden aylar geçtikten sonra katliam davası açıldı. Ölen işçilerin ailelerini savunmak için demokrat avukatlar görev aldı. Sol, tüm gücü ile madencilerin yanında yer aldı. Ancak bu kadar açık ve aleni bir katliamın davası egemenler tarafından uzadıkça uzatıldı. Süre uzadıkça ölen işçilerin yakınları üzerine kurulan baskı arttı. Ve gerçekten de bir ölçüde amaca ulaşıldı: başta Soma ve çevresi olmak üzere tüm ülkede, yaşanan katliam gündemin dışına itildi. Bunun en önemli göstergesi de 14 Mayıs'ta düzenlenen mitingin niceliksel zayıflığı oldu.

 

Bölünmüş ve Zayıf Bir Miting

Ülkede yaşanan diğer katliamlar gibi Soma katliamının da unutturulmaması adına sendikalar, dernekler ve solun tüm güçleri 14 Mayıs günü ikinci Soma mitingini düzenledi. Ancak hem katılım hem de nitelik anlamında bu miting geçen yıl yapılan mitinge göre çok sönük geçti.

Mitingden günler önce Sosyal Haklar Derneği ve Dev Maden İş arasında yaşanan gerginlik miting alanına da yansıdı. Dev Maden İş miting gününden bir gün önce basın açıklaması yaptı. Ertesi gün, Sosyal Haklar Derneği ve Madenci Şehitleri Yakınları Derneği öncülüğünde düzenlenen mitinge ise Dev Maden İş katılmadı.

 Yapı itibariyle muhafazakâr ve milliyetçi bir iklimin hâkim olduğu Soma'da var olan ilerici güçlerin hangi sebeple olursa olsun tartışması ve bunu alanlara yansıtmaları hoş karşılanamaz. Ancak şu da bir gerçek ki mitingin zayıf olmasının tek nedeni bu bölünmüşlük değildir. Tıpkı Gezi İsyanında olduğu gibi Soma Katliamı ile yükselen ve işçi katliamlarını temel alan mücadele dalgası da geri çekilmektedir.

 

İsyanı Yükselt, Soma'yı Unutma Unutturma!

Hem mahkeme sürecinin uzaması ve öfkenin mahkeme koridorlarına sıkıştırılması hem de işçi katliamları üzerinden başlayan mücadele dalgasının geri çekiliyor olması bizi karamsarlığa itmemelidir. Sınıflar mücadelesi bir denizaltı gibidir. Çoğu zaman su yüzünde görünmez. Ancak illaki su yüzüne çıkacak ve tüm denizi dalgalandıracaktır.

Kapitalist sistem sürdüğü sürece ne hak gaspları ne baskılar ne de katliamlar sona erer. Ancak şu da unutulmamalıdır ki bu sistem sürdüğü müddetçe isyanlar, ayaklanmalar ve devrimler de sona ermez. Biz sınıf bilinçli devrimcilerin görevi ise isyan bayrağını yükseltmek, Soma başta olmak üzere işçi sınıfının yaşadığı hiçbir katliamı unutmamak ve unutturmamak olacaktır.

Bu yazı Gerçek gazetesinin Haziran 2016 tarihli 80. sayısında yayınlanmak üzere hazırlanmıştır.