Ali Dehri mücadelemizde yaşıyor

Aziz Vatan ya da bizim tanıdığımız ismiyle Ali Dehri bundan 5 yıl önce 10 Ağustos 2009 sabahı, devrimci yaşamı boyunca omuz omuza mücadele verdiği ve bu mücadelede kaybettiği yoldaşlarından birçoğu gibi, devrim için harcadığı emeklere ve ödediği bedellere karşılık beklemeden, sessiz ve sitemsiz aramızdan ayrılmıştı. Devrimci İşçi Partisi’nin öncülü İşçi Mücadelesi’nin temelinde önemli katkısı bulunan, yapıtaşlarından birisi olan Ali Dehri, Devrimci İşçi Partisi İstanbul İl Örgütü tarafından 10 Ağustos Pazar günü düzenlenen bir toplantıyla anıldı.

Toplantı Ali Dehri şahsında, kapitalizme, emperyalizme ve Siyonizme karşı devrim ve sosyalizm mücadelesinde yaşamını yitiren tüm devrimcilerin anısına saygı duruşuyla başladı. Saygı duruşunun ardından Ali Dehri’nin yaşamından çeşitli fotoğrafların yer aldığı bir video izlendi ve konuşmalara geçildi. İlk sözü Ali Dehri’nin İşçi Mücadelesi döneminde birlikte mücadele ettiği genç yoldaşlarından Armağan Tulunay aldı. Yoldaşımız, Ali Dehri’nin tüm devrimci yaşamı boyunca her kavşakta, her ayrımda doğruyu seçtiğini, bunun da çok gelişkin siyasi kavrayışı ile birlikte esas olarak devrime olan bağlılığından kaynaklandığını ifade ederek sözlerine başladı. Buna göre her kavşakta düzeni devirmek, devrime giden yolun taşlarını döşeyebilmek için ne yapılması gerektiğine bakıp onu seçtiğini, bu uğurda karşılaştığı her türlü güçlüğü de hiçbir zaman yakınmadan göğüslemeyi bildiğini ifade etti. En karmaşık siyasi meseleleri bile çok berrak bir şekilde ortaya koyarken hem çok güçlü olan kalemini hem de çok iyi bir hatip olarak sözcükleri ne kadar iyi kullandığına vurgu yaptı. Ali Dehri’nin bu kadar bilgili ve birikimliyken aynı zamanda bir o kadar da alçakgönüllü olmasının onun en fazla öne çıkan insani ve ahlaki erdemlerinden birisi olduğunu söyledi. Ali Dehri’nin kendisinin de yaşamı boyunca her zaman devrimciliği bir yaşam biçimi ve ahlaki duruş olarak değerlendirdiğini, ama bunu, yoldaşlarına sözleri ile değil yaşam pratiğinin kendisi ile aktardığını ifade etti. Bugün Ali Dehri’yi anmanın, başta gençler olmak üzere onu tanıyan tanımayan tüm devrimciler için yarım kalan işlerinin takipçisi olmak, devrim ve sosyalizm mücadelesinde onun yaşamı boyunca sergilediği pratiği devam ettirmek anlamına gelmesi gerektiğini söyledi.

Toplantıda ikinci sözü Ali Dehri’nin 40 yıllık mücadele arkadaşı, yoldaşı Feryal Vatan aldı. Ali Dehri ile 60’lı yılların ikinci yarısında tanışmalarından itibaren siyasi yaşamlarında ne tür süreçlerden geçtiklerini anlattı. Ali Dehri’nin daha üniversite yıllarında birikimi, siyasi meselelere yaklaşımı ile girdiği ortamda daha ilk andan öne çıkan bir kişi olduğunu ifade etti. 12 Mart’la birlikte gelen baskı ve sıkıyönetim koşullarında Ali Dehri’nin TKP (M-L) kadroları arasında dışarıda kalmayı başaran birkaç kişiden birisi ve yoldaşları cezaevinden çıkana kadar kendisine yarattığı küçük çevre ile örgütün sürekliliğini sağlayan esas kişi olduğunu söyledi. 1979’da örgütle yollarını ayırana kadar hareketin içinden geçtiği tüm ciddi siyasi ve ideolojik tartışmalarda hep ön planda olduğunu, belirleyici rol oynadığını ifade etti. 12 Eylül darbesinin ardından uzun süre kaçak yaşamak zorunda kaldıklarını, çok ciddi zorluklarla karşılaştıklarını ama yine de bu topraklardan ayrılmayı tercih etmediklerini, bu topraklarda mücadeleye devam etmeye karar verdiklerini söyledi. Bu dönemde Trotskizm ve anarşizm üzerine okumalar yaptıklarını ve sonunda Stalinizmin devrimci eleştirisi ile devrimci Marksizme ulaştıklarını ifade etti. Ali Dehri’nin çok titiz, çok disiplinli yapısında esas etkenin, profesyonel devrimcilik dışında hayatı boyunca hamallıktan muhasebeciliğe farklı işlerde hep bir işçi olarak çalışması olduğunu söyledi. Hayatının son anına kadar hep yeni yerler, hep yeni şeyler öğrenmeye çalıştığını, içinde hep bir merak taşıdığını bilgiye karşı büyük bir tutku duyduğunu vurguladı. Mücadelede esas olarak gençlere güvendiğini, inandığını söyledi ve keşke Gezi ile başlayan halk isyanını görebilseydi, dedi.

Toplantının ikinci bölümünde salondan başta kardeşi Abdullah Vatan olmak üzere onu doğrudan ya da DİP’e bıraktığı miras ile dolaylı olarak tanıyanlar söz aldılar, Ali Dehri ile yaşadıkları deneyimleri paylaştılar.