Vanlılar üzerinde deprem tatbikatı

Van (Wan) depreminin üzerinden tam sekiz gün geçti. Bu sekiz gün, devletin deprem karşısındaki aczini görmemize yetti de arttı. Deprem öncesini şimdilik bir kenara koyalım. Afet bölgesine yapılacak müdahalelerden ve yardımlardan bire bir sorumlu olan hükümet, depremin sonrasında ne yaptı buna bakalım.

İlk söz başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın: “İlk anda gerçekten, ilk 24 saatte bu konuda bir başarısızlık oldu. Bunu kabul ediyoruz. Burada bir eksiğimiz oldu. Ama bu tür olaylarda artık bu kadar eksik de, bu kadar hata payı da olacaktır.” İnsan hayatı söz konusuyken, devletin eksiği, hata yapma şansı yoktur başbakan. Hele hele bir başbakanın bu hataları normal görme lüksü hiç yoktur. Depremden sonra en kritik zaman dilimi ilk 24 saat. Burada yapılan hatalar kaç cana mâl oldu kim bilir. Bunun açıklamasını hangi yüzle yapıyorsunuz?

 

Başbakan yardımcısı Beşir Atalay da itiraf ediyor: “Tabii öncelikle kendi potansiyelimizi görmek amacıyla arama kurtarma yardım ekipleri bekletildi.” Karıştırıyor olmalısınız başbakan yardımcısı: Tabii olan deprem; yardım ekiplerini reddetmek, bekletmek tabii değil! Enkazdakileri canlı çıkarmak için sayılı saatler varken siz ne yapıyordunuz? Birçok ülkeden seferber olmuş özel eğitimli yardım ekiplerini sınırda bekletiyordunuz. İnsanlar denek ya; siz de “deprem oldu bakalım kaç kişiyi kurtarabiliyoruz” diye şimdi kendinizi sınıyorsunuz!

Van (Wan) afet bölgesi mi, antrenman alanı mı? Hem felaket anında yedi düvele karşı kuyruğu dik tutmaya çalışıyorsunuz, hem de sonrasında zeytinyağı gibi üste çıkıyorsunuz. Tek açıklamanız ise “tabii” ve “normal”. İnsanlar denek ya; siz de “deprem oldu bakalım kaç kişiyi kurtarabiliyoruz” diye kendinizi sınıyorsunuz! Van (Wan) afet bölgesi; AKP’nin antrenman alanı değil!

Tahammül sınırlarımız yeterince zorlanmamış gibi Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de koroya katılıyor. ’99 Marmara depreminden sonra, depremzedelere yardım ve deprem bölgesinin yeniden inşasına katkı bahanesiyle çıkarılan, bugünkü adıyla Özel Tüketim Vergisi ile ilgili şu açıklamayı yapıyor: “Sonuçta bunlar 74 milyonun servetidir. Deprem vergisi adı altındaki vergiden çok, sürekli hale gelmiş ÖTV vs. var. Bu vergiler bizim sağlığımıza gidiyor. Diyorsunuz ki bu çerçevede 44 milyar liralık vergi topladınız, nereye gitti. Sadece vatandaşın bir yıllık sağlığı için yaptığımız harcama 44 milyar lira. Bu, duble yollara gidiyor, demiryollarına, havayollarına, çiftçimize, eğitime gidiyor.” Mehmet Şimşek sözüm ona hesap veriyor!  O zaman herkes sorar: ÖTV’lerle hizmet götürüyorsanız diğer vergilerle ne yapıyorsunuz?

Bunu sorunca da öfkeye kapılıyorlar; söz yine başbakan yardımcısında: “Deprem vergisi diye bir vergi yok. Özel İletişim Vergisi var. Bunlar devletin kasasına akıyor. Devletin halkın ayağına götürdüğü hizmetler buradan karşılanıyor. Paraları Bakan Mehmet Şimşek Bey cebine mi attı? Villa mı yaptırdı?” Belli ki AKP neyi nereye harcayacağını bilemiyor. Bunu gizlemek için, lafı saptırmak yerine en iyisi önce, verdiğiniz her hizmetin kaynağını tüm ayrıntılarıyla açıklayın. Biz de vergiler nereye gidiyor görelim; hesabını soralım!

Bitti mi, bitmedi! Depremzedeleri ziyaret eden İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, Diyanet İşleri Başkanı’na kameraların karşısında şöyle diyor: “Biz de mi buraya bir çadır kursak acaba?” Bakan, depremzedelerle konuşurken de “Koskocaman sarayda oturuyorsunuz” diyerek devletin sağladığı lüksten dem vuruyor. Artık bu kadarına diyecek sözümüz yok. Gözünüzle gördüğünüz felaketin mağdurlarına ettiğiniz bu laflarla moral mi verdiğinizi zannediyorsunuz? Deprem kadar sarsıcı bu sözleri edeceğinize, en iyisi kurun çadırı Van’ın (Wan) göbeğine! Hem saraylarda yaşayın, hem de halkınıza bu kadar yabancılaşmayın.

Bütün bunlar münferit kusurlar silsilesi değil. Bütüne bakınca tablo açık: Hükümet Van’da (Wan) kurtarma çalışması değil, Vanlılar üzerinde deprem tatbikatı yapmıştır. Bölge halkının canını hiçe saymıştır. Bir de üstüne kendince hesap vermeye çalışmıştır dalga geçer gibi. Afet bölgesine ilk yetişen yine bölge halkı olmuştur. Vanlılar kendi göbeklerini, bölge halkının da yardımıyla kendi kesmiştir.

Söylemeden geçmeyelim. Van (Wan) depremi sebebiyle Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Genelkurmay Başkanı’nın ortak kararıyla 29 Ekim kutlamalarını iptal edildiği açıklandı. Hükümet temsilcilerinden alıntılarla ortaya koyduğumuz tablo ortadayken daha neyi ispatlamaya çalışıyorsunuz? Bir cumhuriyet bayramı kutlaması iptal edildi diye bölge halkının gözünde prim yapacağınızı mı sanıyorsunuz? Asıl çekindiğiniz, ordunun Hakkâri’deki (Colemêrg) çatışmalarda son yılların en büyük askeri kaybını vermesi üzerine, milliyetçi hezeyanla kavrulan MHP ve CHP tabanlarının, törenlerde gövde gösterisi yapma ihtimali olmasın? Hükümetin yas havası bile ikiyüzlülük kokuyor!

31 Ekim 2011