EYT’liler bu memleketin hakkı gasp edilmiş evlatlarıdır!
Tam 20 yıl önce 8 Eylül 1999 yılında çıkarılan bir yasayla emeklilikte yaş şartı getirildi. O güne kadar erkeklerde 25, kadınlarda 20 yıl çalışmış ve 5 bin gün prim ödemiş emekçiler emeklilik hakkı elde ediyordu. Bir gece yarısı operasyonuyla yangından mal kaçırırcasına meclisten geçirilen ve geriye dönük işletilen bir yasal düzenlemeyle bu hak gasp edildi ve emeklilikte yaşa takılanlar (EYT) ortaya çıktı.
İşte bu yasal gaspın 20. yılında “bizimkisi bir hak hikâyesi” diyen EYT’liler 8 Eylül Pazar günü saat 12:00’de Ankara Tandoğan Meydanında EYT’lilerin mağduriyetlerinin bitmesi için “Bu hak gaspı son bulsun” şiarıyla bir miting düzenliyor ve insanca yaşamak için birlikte mücadele etmeye çağırıyorlar.
EYT’li lütuf değil, hakkını istiyor!
İstekleri elbette meşru, basit ve kolayca karşılanabilir istekler. Ancak istibdad rejimi EYT’lileri bir yük, sonradan türeyen insanlar gibi gösterip bir de elindeki medya gücüyle EYT sorununu olduğundan faklı göstermeye, sorun sanki hak gaspı değil de EYT’lilerin kendisiymiş gibi bir hava yaratmaya çalışıyor. Bu da yetmiyor istibdadın ortağı MHP’li bir vekil, geçtiğimiz ay sosyal medya hesabında MHP ve AKP’nin düşmanlarını listelerken EYT’yi de listeye dahil ediyor ve “Ne yapsanız boş. Zafer bizim” diyor.
- Her şeyden önce EYT’liler erken emeklilik istemiyor sadece mezarda emekliliğe karşılar. Türemediler, alın teri döktüler, prim ödediler ve sadece kazanılmış haklarını istiyorlar.
- Söylendiği gibi 12 milyon değil, 2,5 milyon EYT’li var ve EYT’lilere emeklilik hakkı verilmesinin maliyeti ise 26 milyar değil, sadece 6-7 milyar liradır.
- Devlete vergi borcu olan ilk 100 şirketin toplam borç tutarı 31 milyar lira!
- Birtakım şirketlerden silinen vergi borçlarının miktarı 3 milyar lirayı geçiyor!
- Emekçilerin alın terinden yapılan kesintilerle oluşturulan İşsizlik Sigortası Fonu’ndan 11 milyar lira yağmalandı ve yağmalanmaya devam ediyor!
- Hazine geçtiğimiz yıl 71 milyar lira faiz ödedi, önümüzdeki yıl ise faiz ödemeleri 107 milyar liraya çıkacak.
Patronlara peşkeş çekmeye gelince her türlü kaynak fazla fazla varken emeğini, alın terini ortaya koymuş, primlerini ödemiş, emekliliği hak etmiş insanların hakkını gasp edemezsiniz. EYT sorunu çözülemiyormuş gibi yapamazsınız. EYT sorununu bilerek ve isteyerek çözmüyorsunuz!
Patron partilerinden işçiye emekçiye dost olmaz!
Düşmanlık meselesine gelince belki de senelerce AKP veya MHP’ye oy vermiş bu insanlar bugün umut bağladıkları bu patron partilerinden bir hayır gelmeyeceğini, onların patronlara dost işçiye düşman olduklarını görüyorlar. Zafer kazanma meselesine gelince ise bugün seçim gündeminden bağımsız bir miting düzenlenmesi, bu mitinge sendikaların ve meslek örgütlerinin dolaylı da olsa destek vermesi önemlidir. Ama yeterli değildir.
EYT’linin hak arama mücadelesi, işçinin kıdem tazminatına sahip çıkmasından, memurun iş güvencesini savunmasından bağımsız değildir. Sermayenin ve onun iktidarının, patrona peşkeş çekecek parayı her zaman bulmasıyla işçiye zam yapmaya gelince bütçe disiplinine sığınmasının temeli aynıdır. Bakanlara özel uçaklar, helikopterler tahsis edilirken memleketin yanan ormanlarına müdahale için uçak bulunamamasının sebebi aynıdır. Bu düzen patronların düzeni, bu partiler patronların partileridir. Zafere giden yol da tüm patron partilerine sırt çevirerek yüzümüzü işçi sınıfına dönmekten, emekçilerin ittifakıyla, fabrikalarda, iş yerlerinde üretimden gelen gücü kullanmaktan geçer.
İşte bu yüzden…
Kıdem tazminatına dokundurtmayız demek için,
657’ye sahip çıkmak için,
Patronlara değil, işçiye emekçiye bütçe demek için,
Memleketin ormanları talan edilmesin demek için,
Tüm bu mücadeleleri birleştirmek için,
“Bu hak gaspı son bulsun” diyen EYT’lilerle birlikte Ankara’da olacağız.
Bu yazı Gerçek gazetesinin Eylül 2019 tarihli 120. sayısında yayınlanmıştır.