DİP Heyeti Kürt halkıyla dayanışma için Silvan'a (Farqîn) gitti

Devrimci İşçi Partisi (DİP) heyeti, 21 Ağustos Cuma günü, Barış Bloku heyeti ile birlikte, geçtiğimiz hafta özel harekât polisleri ve askerler tarafından yakılıp yıkılan Silvan'ı (Farqîn) ziyaret etti. Çeşitli siyasi partiler, sendikalar, demokratik kitle örgütleri ve derneklerden temsilcilerin bulunduğu Barış Bloku heyetinde, Devrimci İşçi Partisi (DİP), Emekçi Hareket Partisi (EHP) ve Emek Partisi (EMEP) genel başkanlar düzeyinde temsil edildi.

Silvan'da 17 Ağustos'u 18 Ağustos'a bağlayan gece, saat 01:00’den itibaren sokağa çıkma yasağı ilan edilmiş, sabaha karşı ise özel harekât ekipleri Silvan halkına karşı yoğun bir saldırıya girişmiş, Mescit ve Tekel mahallerinde birçok evi ve dükkanı taramış, ateşe vermiş ve bombalamıştı. Yurtsever Devrimci Gençlik Hareketi (YDG-H) güçlerinin karşılık vermesiyle çıkan çatışmalar yaklaşık 10 saat sürmüştü. Serhat Binen adlı genç, özel harekât ekipleri tarafından vurularak öldürülmüş, yaşlı bir kadın ise patlamaların etkisiyle kalp krizi geçirerek ölmüştü.

Silvan'da, Barış Bloku üyeleriyle birlikte önce belediyeye giden DİP heyeti, buradaki yetkililerden ve yerel basından yaşananlara dair bilgi aldı.

Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Diyarbakır Eşbaşkanı Ali Şimşek, Silvan'da yaşananların planlı olduğunu, devletin Kürt halkına karşı bölge çapındaki sistematik saldırısının bir parçası olduğunu belirtti. AKP hükümeti ve Erdoğan'ın yaptığı açıklamaların da bunu doğruladığını söyledi. Şimşek; "Olaylar başlamadan önce, sorunların çözüme ulaştırılması için sadece birkaç güne ihtiyacımız olduğunu vali, kaymakam, emniyet müdürü gibi yetkililerle yaptığımız görüşmelerde iletmiştik. Yerel yetkililer, emrin Ankara'dan geldiğini, yapabilecekleri bir şey  olmadığını söylediler. 100 sefer de görüşsek sonuç vermezdi. Bu sorun ancak siyaseten çözülebilir" dedi.

Yerel basından bir temsilci ise, saldırılar hakkındaki görüşlerini şöyle aktardı: "Sokağa çıkma yasağı ilan edildikten sonra bütün iletişim olanakları kesildi. Sabaha karşı askeri birlikler şehrin çevresini kuşattı. Özel harekât ekipleri, 30 kadar panzer, kirpi ve akrep tipi birçok zırhlı araçla saldırıya geçti. Yüksek binaların damlarına yerleştirilmiş keskin nişancılar sürekli hedef gözeterek ateş etti. Evler tarandı, kimileri ateşe verildi. Uçaksavar mermileriyle dükkânlar tarandı. Sokağa çıkma yasağı olduğu halde, halkı dışarı çıkmaya zorladılar. Silvan halkı canlı kalkan olmak üzere sokağa döküldü. Havaya ateş açarak kalabalığı dağıtamayan güvenlik güçleri, yoğun biber gazı saldırısıyla kitleyi püskürtmeye çalıştı. Özel harekâtçılar, kadınlara çok ağır küfürler ettiler. Saldırılarda yaralanıp sağlık ocağında tedavi gören çocukları darp ettiler. Kazılan hendekler, polisin yaptığı yargısız infazlara karşı öz savunmadır. Kadınlar, gerçek mermilere, roketatarlara karşı sadece sopalarla kendilerini savunabilecek durumdaydı. Ölümüzü gömmemize bile izin vermediler. Devletin Silvan'a karşı yaptığı bu saldırı bilinçlidir. Çünkü Silvan, Kürdistan'da Newroz ateşinin yakıldığı ilk yerdir."

Belediyenin ardından, saldırıların yaşandığı Mescit ve Tekel mahallelerine giden DİP heyetinin gözlemleri ise şöyle:

Silvan halkı büyük bir yıkımla karşı karşıya kalmış. Yaraları çok taze. Fakat bütün bunlara rağmen yaşlısıyla genciyle kenetlenmiş durumda ve dimdik ayakta.

Devletin, özel harekât ekipleri eliyle uyguladığı baskılar, yargısız infazlar, ev yakmalar ve diğer saldırılara karşı, özellikle gençlerin öfkesi çok büyük. Gençler, bu saldırılara karşı öz savunmanın daha da güçlendirilmesi ve yaygınlaştırılması gerektiği görüşünü savunuyor. Devletin, son bir ay içinde terörü bahane ederek Yüksekova (Gever), Silopi (Girgê Amo), Varto (Gimgim) ve Silvan'a (Farqîn) karşı giriştiği saldırıların sistematik bir politikanın ürünü olduğunu düşünen Silvan'lı gençler, bu saldırıları parlamenter yöntemlerle durdurmaya çalışmanın yetersiz kaldığını özellikle vurguluyorlar. YDG-H, devletin orantısız gücüne karşı önemli bir direniş örgütlemiş.

Özel harekât polislerinin taradığı, yakmaya çalıştığı evlerin bir kısmı kullanılamaz hale gelmiş. Bazı dükkânlarda büyük maddi hasar var. Saldırılar sonucunda, gelir durumu zaten pek iyi olmayan yoksul insanlar, yıllarca didinerek zar zor yaptıkları evlerinden çıkmak zorunda kalmışlar.

Yetişkinler ve yaşlılar ise gençlere göre temkinli. Her şeye rağmen, "çözüm süreci"nin tekrar başlayabileceğini düşünüyorlar. Ana akım medyanın burada yaşananları tamamen AKP ve Erdoğan'ın gözünden aktarmasından ötürü öfkeliler ve bizlerin batıdaki insanlara gerçekleri anlatmamızı istiyorlar.

DİP heyeti olarak, Silvan halkına geçmiş olsun dileklerimizi ileterek, her zaman dayanışma içine olacağımızı söyledik. Özel harekât polisleri tarafından öldürülen Serhat Binen'in ailesine taziye ziyaretinde bulunduktan sonra ilçeden ayrıldık.

DİP, Kürt halkının, özellikle de Kürt gençliğinin içinde gün geçtikçe daha da büyüyen öz savunma iradesini sonuna kadar destekleyecektir. Hevallerimizin sesini duyurmak, haklı mücadelelerini Türk işçi ve emekçilerine anlatmak görevimizdir. Yaşasın halkların kardeşliği!

 

Barış Bloku'nun ziyaretin ardından İstanbul'da gerçekleştirdiği basın toplantısında DİP Genel Başkanı Sungur Savran'ın izlenimlerini aktardığı videoyu aşağıda bulabilirsiniz.