Beyazıt’ta 16 Mart katliamı ve Halepçe anması

16 Mart 1978 günü İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesinden toplu çıkış yapan devrimci öğrencilerin üzerine atılan bomba sonucunda 7 devrimcinin devlet himayesindeki faşistlerce katledilmesi, 15 Mart günü DAF, Devrimci Gençlik, Ekim Gençliği, DÖB, Kaldıraç, ÖEP, SDH ve TÜM İGD’nin örgütlediği, Devrimci İşçi Partili öğrencilerin de destek verdiği eylemle bir kez daha lanetlendi.

Saat 12’de Edebiyat Fakültesi Hergele Meydanında toplanan öğrenciler 16 Mart Beyazıt Katliamının belgeselinin de yer aldığı ve ardından günümüzün öğrenci hareketinin eylemliliklerini içeren sinevizyon gösterisi düzenlediler.

Beyazıt Katliamından tam 10 sene; 16 Mart 1988’de Irak Devleti, Kürt halkına yönelik gerçekleştirdiği Halepçe Katliamında kimyasal silahlarla 5000 den fazla insanı katletmiş, 7000’den fazla insanı sakat bırakmıştı. Öğrenciler yapılan eylemde Halepçe’yi de unutmayarak Hergele Meydanının duvarlarına Halepçe’nin saldırı sonrasında çekilmiş fotoğraflarından hazırlanmış kartonlar astılar.

12.30’da “Beyazıt Katil Devlet Hesap Verecek”, “Halepçe Dewleta Kujer Hesabe Bide” pankartıyla Edebiyat Fakültesinden çıkış yaparak Beyazıt Meydanına yürüdü. Yürüyüş sırasında sık sık “16 Mart'ı unutma unutturma!”, “Yaşasın devrimci dayanışma”, “Em halepçe ji bir nakin” sloganları atıldı.

Beyazıt Meydanında yapılan basın açıklamasında şunlara yer verildi;
“16 Mart 1978’de İstanbul Üniversitesi’nde gerçekleşen saldırıdan bu yana, devletin üniversitelerde uygulamaya çalıştığı politikalar değişmemiştir. Üniversiteler bir yandan YÖK’üyle, eğitim politikalarıyla kapitalizme her yönüyle uyumlu bireyleri yetiştirme zemini haline getirilirken, diğer yandan bu politikalara karşı mücadele edenler soruşturmalar, cezalar, tutuklamalarla yıldırılmaya çalışılmıştır. Devrimci mücadeleyi her alanda olduğu gibi üniversitelerde de örgütleyenler, faşistlerin, ÖGB’lerin, polislerin saldırılarına maruz kalmaktadır. Bu saldırılar 35 yıl önce olduğu gibi bugün de devletin himayesi altında gerçekleşmektedir.” … “Kürdistan’da senelerdir uygulanan imha ve inkara dayalı saldırılar, varoluş mücadelesi veren Kürt halkının mücadelesini kırmaya yöneliktir. Sözde barış adı altında bölgede gerçekleşen askeri operasyonlar sıklaşırken öte taraftan KCK operasyonlarıyla 4000’e yakın kişi tutsak alınmıştır. Savaş stratejileriyle yok edilmeye çalışılan Kürt halkı, siyaseten katliama da maruz bırakılmaktadır.” … “9 Ocak’ta Paris’te yaşanan Sakine Cansız, Fidan Doğan, Leyla Şaylemez katliamı, Kürt halkına saldırıların ulaştığı son noktaydı. Bu üç Kürt kadını katledenler son dönemde ağızlarından “barış” şiarını eksik etmeyen aynı devlet zihniyetinin parçasıdır.” … “Bizler ‘78’de Beyazıt’ta, ‘88’de Halepçe’de yaşattığınız katliamları unutmadık. ‘77’ 1 Mayıs’ında, Maraş’ta, Çorum’da, Sivas’ta, Gazi’de katledilen devrimcileri unutmadık.” … “Unutmadık çünkü katledilenlerin mücadelesini büyütmeye devam ediyoruz. Kapitalizmin saldırılarına karşı, devletin katliamcı geleneğine karşı devrim mücadelesini her alanda yükseltip, halkların birlikte mücadelesini büyütmeye devam edeceğiz.”

Basın açıklamasının ardından Eczacılık Fakültesi önüne geçildi. Karanfiller bırakılıp, saygı duruşunda bulunuldu. Eylem Beyazıt Marşıyla son buldu.