İşçiler kan ağlıyor Koçların kasası doluyor: Ağladılar sızladılar kârlarını 3 katına çıkardılar!

İşçiler kan ağlıyor Koçların kasası doluyor: Ağladılar sızladılar kârlarını 3 katına çıkardılar!

Ekonomi, nereden baktığınıza, kimin çıkarlarını savunduğunuza göre çok farklı anlamlar ifade eder. Biri “ekonomi kötü” dediğinde kime göre diye sormak gerekir. Örneğin işçiler ve emekçiler açlık sınırının altındaki ücretlere talim ederken, gün geçtikçe hayat pahalılığı artar ve kitleler yoksullaşırken işçinin ekonomisinin kötü olduğu ve daha da kötüye gittiği açıktır. Peki ya patronlar? Koç Holding’in 2022 yılı ilk üç aylık dönem için açıkladığı rakamlar bambaşka bir tablo sunuyor bize. Koç Holding bu dönemde 6 milyar 713 milyon lira net dönem kârı elde etti. Holding, geçen yılın aynı dönemine göre kârını yüzde 218 oranında artırdı yani 3 katına çıkardı.

Erdoğan’ın faiz ve özelleştirme politikası Koç Holding’i ihya etti

Koç Holding’in kâr rekorları AKP iktidarının izlediği politikaların nasıl büyük sermayenin hizmetinde olduğunu da ortaya koyuyor. Koç Holding kârını 3 katına çıkarırken en büyük katkıyı ise holding bünyesindeki finans şirketlerinin yaptığı görülüyor. Holdinge ait banka, sigorta ve finans şirketleri önceki döneme göre toplam kâra 5 kat daha fazla katkı yapmış. Tabii AKP’nin izlediği faiz politikası sonucunda Merkez Bankası yüzde 14 faizle bankaları fonluyor, bankalar da yüzde 25’lerle devlete borç vererek devleti doğrudan, vatandaşı da dolaylı olarak soyarak bu kârı elde ediyor.

Koç Holding’in kârlarında enerji sektörünün de payı 4 katına çıkmış. AKP Türkiye’nin en büyük doğal tekeli Tüpraş’ı Koç’a peşkeş çektikten sonra enerji fiyatları tüm halkın belini bükerken Koçların kârlarının şaha kalkması boşuna değil.

Kod adı “gider kontrolü”: Tercümesi işçinin ümüğünü sıkmak!

Çip krizi, tedarik sorunları, piyasanın daralması vb. gerekçelerle kara tablolar çizilen otomotiv sektöründe dahi 2,2 milyar lira kâr açıklayan Koç Holding bu başarısını “gider kontrolü”ne bağlıyor. Gider kontrolü kulağa şık geliyor. Ama tek bir anlamı var. O da tüm kriz dinamiklerini Koç’un işyerlerinde çalışan işçilere yüklemekten başka bir şey değil. Otomotivde MESS aracılığıyla ücretleri resmi enflasyon oranında arttırıp gerçek enflasyona ezdirmek, üretimdeki duruşları “esnek çalışma” dayatmasıyla işçilerin ücretlerinde yüzde 25 kesinti yapmak: işte size “gider kontrolü”! Ve tabii ki Koç Holding diğer tüm sermaye grupları gibi krizlerin faturasını işçilere ödetirken başında Erdoğan ve müttefiklerinin olduğu istibdad rejiminin emekçi halk üzerindeki baskısından, grevleri yasaklamasından ve daha pek çok işçi düşmanı politikalarından sonuna kadar yararlanıyor.   

Erdoğanların Koçların düzenine karşı mücadeleye!

Sermaye düzeninin muhalefeti Erdoğan’ın karşısında demokrasi, laiklik, batıcılık vb. kisveler altında Koçlarla Sabancılarla ittifak etmeyi savunuyor. En başta da Millet İttifakı bu politikayı savunuyor. Erdoğan ile bu gruplar arasında çelişkiler ve tartışmalar olsa da görüldüğü gibi düzenden hep birlikte nemalanıyorlar. İşçi sınıfı Erdoğanların Koçların peşine takılmamalı tam tersine onların sömürü düzenine karşı birleşmeli ve düzenin tüm partilerinden bağımsız kendi siyasi odağını oluşturmalıdır.  

 

Bu yazı Gerçek gazetesinin Haziran 2022 tarihli 153. sayısında yayınlanmıştır.