Emekçi halka vergi cehennemi! Sermayeye vergi cenneti!
2022 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi meclise sunuldu. Teklifte yine vergi yükü işçinin emekçinin sırtına yükleniyor.
Zar zor geçinen işçi-emekçi patronların 1,5 katı vergi ödüyor!
2022 bütçe teklifinde işçiden, emekçiden, kamu çalışanından (10 milyonu asgari ücret ve civarında ücret alıyor) daha maaşları ellerine geçmeden kesinti yapılarak toplanacak vergilerin yüzde 30 artışla 241 milyar 821 milyon TL olması öngörülüyor. Şirketlerin ödediği kurumlar vergisi ise 182 milyar TL’de kalacak. İşçinin emekçinin vergi yükü gelir vergisiyle de sınırlı değil. 275 milyar liralık KDV yükü de yine emekçi halkın sırtında. Çünkü satılan mal ve hizmetlerden Koçlar, Sabancılar da aynı oranda vergi ödüyor, işçi de, köylü de, esnaf da… Sadece sigaradan alınan vergi 70 milyar lira!
Yap-İşlet-Devret: Bütçeden müteahhitlere bağlanan hortum!
Erdoğan’ın ve yandaşlarının çok övünerek köprü yaptık, yol yaptık, hastane yaptık dediği yap-işlet-devret modeliyle yapılan yatırımlar bütçede kara delik oluşturmuş durumda. Sayıştay raporlarına göre devlet bütçesi sadece 6 otoyol projesi için 24,8 milyar dolar ve 3 milyar avro garanti ödeme yükü altına girmiş. 2021 yılının ilk 6 ayı için Osmangazi köprüsünden ve Yavuz Sultan Selim köprülerinden geçmeyen araçlar için devletin ödediği rakam 2’şer milyardan 4 milyar lira. Bir de bunlar yetmiyormuş gibi Sayıştay raporlarında görüldüğü üzere 2014-2020 yılları arasında yap-işlet-devret projeleri için 78 milyar liralık kur farkı ödenmiş. 2021 yılında da 25 milyar liraya yakın bir kur farkı ödenmesi söz konusu. Vatandaş kur yükselince iğneden ipliğe gelen zamlarla yoksullaşıyor ama devletin sevgili müteahhitlerine kur farkları tıkır tıkır ödeniyor.
Keyfi para cezaları iktidarın yeni gelir kapısı!
Sadece bunlar mı? İktidar halkı soymak için yeni bir yöntem olarak para cezalarını da kullanıyor. 2020 yılından itibaren trafik cezaları giderek arttı, pandemi kuralları devletin kâr kapısına dönüştürüldü, en son grevci Bel Karper işçilerine yasadışı taşeron işçileri fabrikaya sokmadıkları için kesilen 12 bin liralık cezalar, afiş yapıştıranlara çevreyi kirletme cezası gibi keyfi pek çok uygulama da bunlara ekleniyor. Böylece iktidar kendisine 27 milyar liralık ek bir gelir kapısı bulmuş durumda.
Vergi dilimi zulmü berdevam!
Emekçi halk için vergi cehennemi tablosunu vergi dilimi zulmü tamamlıyor. Asgari ücretlinin dahi yüzde 20’lik ikinci vergi dilimine girdiği garabet devam ediyor. Açlık sınırının 3 bin lira, yoksulluk sınırının 10 bin lira olduğu, bu rakamların enflasyon yüzünden sürekli arttığı bir yerde devlet halkına insanca yaşayacak koşulları sağlamadığı için bunu telafi etmeye çalışacağı yerde üstüne bir de vergi alıyor. Çünkü bu devletin anayasasında yazan “sosyal devlet” ifadesi koca bir yalandır. Doğru olan ise devletin sermaye devleti olduğudur.
Devrimci İşçi Partisi diyor ki: Vergi adaletsizliğine son!
- Yoksulluk sınırına kadar işçi ve emekçiler gelir vergisinden muaf tutulsun!
- Temel ihtiyaç olan mal ve hizmetlerde KDV ve dolaylı vergiler kaldırılsın!
- Vergi yükü patronlara!
- Patronlara vergi indirimine, sermayenin vergi borçlarının silinmesine hayır! Kurumlar vergisi arttırılsın!
- Emlak baronlarına, parababalarına, emek sömürüsüyle zengin olanlara servet vergisi!
Bu yazı Gerçek gazetesinin Kasım 2021 tarihli 146. sayısında yayınlanmıştır.