Tayyip Erdoğan ve Mahmut Abbas Siyonizmin işbirlikçiliğinde buluşuyor!

DİP Bildirisi

Filistin Özerk Yönetiminin lideri Mahmud Abbas, 10 Temmuzda Erdoğan’ın daveti üzerine Türkiyeye geldi. Erdoğan kendisini İstanbulda Vahdettin Köşkü’nde ağırladı ve dün ikisi arasında bir görüşme gerçekleştiği basına yansıdı. Aynı basın organları bu görüşmeyi, Filistinlilerin meşru önderi Abbas ile bu halkın davasının büyük destekçisi Erdoğan arasındaki bir görüşme gibi sundular. Oysa gerçekler hiç de böyle değil!

Abbas Filistin halkının meşru temsilcisi değil, Siyonistlerin işbirlikçisidir!

Filistin halkı, 20. yüzyılın başından beri Siyonizme karşı mücadele etmektedir. 1948de kurulan İsrail devleti, bu tarihten başlayarak bugüne kadar adım adım Filistin halkının topraklarını çalmayı, ele geçirdiği topraklardaki Filistinlileri buradan söküp atmayı sürdürmüştür ve bu etnik temizlik politikası bugün de aralıksız devam etmektedir. Filistin halkı ise Siyonizme ve onun destekçisi emperyalizme karşı en başından itibaren kitlesel bir mücadele yürütmektedir.

Ancak 1990larda bazı Filistinli önderler, Oslo süreci adı verilen, Filistin halkının emperyalizmin çıkarlarına tâbi olarak topraklarına geri dönme hakkından vazgeçmesi anlamına gelen bir sürecin parçası olmuşlardır. Oslo süreci, Filistin önderliğinin İsraili tanıması karşılığında Filistinlilere tarihsel Filistin topraklarından ufak bir parça vermekte, bunu da İsrailin tam kontrolüne bırakmaktadır. Siyonistler Oslo süreci sayesinde, Filistin halkının uzun yıllar meşru temsilcisi olagelmiş Filistin Kurtuluş Örgütü’ne (FKÖ) paralel ve onun içini boşaltan bir Filistin Özerk Yönetimi (FÖY) kurdurmuşlar ve Filistin topraklarındaki tüm pis işlerini bu oluşuma yaptırmaya başlamışlardır. Bugün Siyonist İsrail ve FÖY arasında, Osloya dayanan bir "güvenlik işbirliği" uygulaması bulunmaktadır: İsrail Batı Şeriada birini tutuklayacağı ve kritik bir istihbarat alması gerektiği zaman, tek yapması gereken Filistin polisine bunu bildirmektir! Bu işbirlikçi oluşumun emperyalizm ve Siyonizme hizmetini sürdürmesi için AB ve ABD emperyalizmi de Filistin Özerk Yönetimini paraya boğmaktadır. Böylece Filistin halkına ihanet etmek, bazı Filistinliler için Oslodan beri kârlı bir iş halini de almıştır!

İşte Mahmud Abbas, hem bu Oslo ihanet sürecinin mimarlarından biridir, hem de Filistin Özerk Yönetimi adlı Oslo ürünü yapının liderliğini 2005ten bu yana sürdürmektedir. Dahası, bu 16 yılda dört kez seçime gitmesi gerekirken bundan kaçınmıştır! Halkı işgal ve iktisadî güçlükler altında perişan iken, kendisine bir başkanlık sarayı yaptırmayı dahi düşünebilmiştir! Filistin halkının meşru temsilcisi falan değildir!

Nizâr Benât’ın, Bâsil El-Araj’ın katili Mahmud Abbas!

Mahmud Abbas’ın başkanlığını yaptığı bu yapının Filistin halkına ihaneti, kimi zaman Siyonistlere yardım ve yataklığı aşmaktadır. Filistinli sosyalist direniş örgütü Filistin Halk Kurtuluş Cephesinin lideri Ahmed Saadât, İsrail Turizm Bakanı’nı öldürmek suçundan 2002de FÖY tarafından tutsak edilmiş, Filistin Yargıtayı’nın Saadât’ın suçsuz olduğu yönündeki kararına uymayan FÖY, 2006da Saadât’ın cezaevine yapılan bir saldırı sonucunda İsrail tarafından kaçırılmasının altyapısını hazırlamıştır. 2016da Filistin halkının eğitimli şehidi Bâsil El-Araj’ı FÖY polisi, İsraile yönelik eylem hazırlığında olmaktan gözaltına almış ve işkenceye maruz bırakmıştır. El-Araj, buradan salıverildikten sonra bir süre gizlenmiş, daha sonra da yine FÖY polisinin işbirliği sonucunda İsrail güçlerince evinde bulunarak katledilmiştir. Daha geçtiğimiz ay, FÖY polis gücü işbirlikçi Abbasa muhalefeti ile tanınan Nizâr Benât’ı sabaha karşı evine yaptığı bir baskınla gözaltına almış ve burada katletmiştir. Filistin halkının bu açık cinayete tepkisini gösterdiği, Mahmud Abbas rejimini yıkmak istediğini haykırdığı gösterilere yine FÖY polisi vahşice saldırmış, gazetecilere varıncaya dek yüzlerce Filistinliyi yaralamıştır.

Daha Benât’ın kırkı çıkmadan, katilini özel davetle İstanbula çağırandan, Filistin halkına dost olur mu?

İşte Erdoğan’ın İstanbula davet ettiği şahıs ve onun başında olduğu yönetim budur!

Birileri çıkıp da "Erdoğan Abbas’ın kulağını çekecek" diye bekliyorsa, avucunu yalar! Abbas İstanbulda krallar gibi ağırlanmaktadır. Zaten Erdoğan Mahmud Abbas’ın polisinin uygulamalarından, Siyonizm ile işbirliğinden rahatsız olsa, 2018de bu işbirlikçi polis gücünü Türkiye polisinin eğitmesini öngören bir antlaşma yapmazdı. Filistinli göstericilere yönelik saldırılar Erdoğan’ı rahatsız etseydi, bu antlaşmayı sonradan askıya alırdı. Erdoğan, Nizâr Benât’ın katlinden rahatsız olsa, bunu açıkça kınar, daha Benât’ın kırkı çıkmadan katilini Türkiyede özel olarak davet etmezdi!

Ama dahası da var! İsrailin Kanal 12 televizyonunun ortaya çıkardığı bilgilere bakılırsa, Abbas Oslo sürecinin devamı olarak Siyonistlerle 2014ten bu yana yarım kalan görüşmelerine yeniden dönmek niyetindedir ve bu yüzden ABD emperyalizminin yeni patronu Bidena bir dizi talep götürmeyi planlamaktadır. Erdoğan’ın, bu talepleri Abbas ile müzakere etmesi için Biden tarafından görevlendirilip görevlendirilmediği şu an için bir muammadır. Ancak güçlü bir ihtimal olarak karşımızda durmaktadır ve doğruysa, Mahmud Abbas’ın Erdoğan tarafından İstanbulda ağırlanması Filistin halkına katmerli bir ihanettir.

Filistin halkının gerçek bir dostu olmak, onu emperyalizme ve Siyonizme karşı savunmak, bunlara göbekten bağlı bulunan istibdad rejiminin yapacağı iş değildir. Erdoğan, eli kanlı Abbas’ı İstanbulda ağırlayarak bunu bir kez daha kanıtlamıştır.

Erdoğan Filistin halkının yoldaşlığında samimi ise, Abbas’ı ağırlamaktan kaçınır, İsrail ile iktisadî ve siyasî tüm ilişkileri durdurur, Filistinlilerin boykot, yatırımların geri çektirilmesi ve yaptırımlar hareketinin çağrısına uyarak bunun gereklerini yerine getirir, İsraili Filistin halkının geri dönüş hakkı başta olmak üzere tüm haklarını vermeye zorlar, Filistin direniş örgütlerine tam bir destek sunar!

Filistin halkının gerçek dostlarının bugün Mahmud Abbasa söyleyecekleri tek söz vardır: 16 yıldır iradesini gaspettiğin Filistin halkının yakasından düş! Bunu söyleyemeyenlerin Filistin dostluğu yalandandır!