Kapitalistin kârı değil işçinin hakkı dokunulmazdır! Kapitalistler kârlarından vazgeçmediği için işyerleri ve fabrikalardaki koşullar salgına davetiye çıkarıyor!
Koronavirüs salgınına karşı tedbir amacıyla ilk ve orta dereceli okullar ve üniversiteler tatil edildi. Spor müsabakalarının seyircisiz oynanmasına karar verildi. Halka virüsten korunmak için hijyen kurallarına uymaları, bağışıklık sistemini güçlü tutmaları, kalabalık ortamlarda bulunmamaları için uyarılar yapılıyor. Ancak meselenin kalbi olan çalışma hayatında, geniş kitleleri hastalıktan koruyacak şekilde tek bir düzenleme dahi yapılmıyor. Sağlık uzmanları önermediği için mi? Devleti yönetenlerin aklına gelmediği için mi? Hayır! Bu düzende, hâkim sınıflar için insan yaşamı istatistikten ibaret görülürken “kapitalistlerin kârları” dokunulmaz olduğu için!
Sağlıkçılar işçilerin sürekli el yıkamaları ve hijyen kurallarına uymaları gerektiğini söylüyor. Ama patronlar işçilerin lavaboya gitmesini bile üretim kaybına yol açtığı için istemiyor. Bu yüzden tutanak tutulması pek çok işyerinde alışılmış bir olay. Molalar yetersiz. Çalışma alanları kalabalık. İnsanlara toplu taşımadan uzak durun diyorlar. Ama işçiler servislerle fabrikalara taşınmaya devam ediyor. Servis kullanmayan ya da servis durağına araçla gitmek zorunda olan çalışanlar minibüsleri, otobüsleri, trenleri doldurmaya devam ediyor. Okullar tatil. Ama çocuklara kim bakacak diye soran yok! Herkese düzenli beslenme, en az 8 saat uyuma salık veriliyor. Ama işçilerin mevcut çalışma koşulları ve aldığı ücretlerle bunu kendileri ve aileleri için sağlamaları mümkün değil. Bazı fabrikalar ve işyerlerinde zorunlu ücretsiz izin verilmesi ise sorunu çok daha kötü bir hale getiriyor ve faturayı yaşananlarda hiçbir sorumluluğu olmayan işçi ve emekçilere kesiyor. Tüm bunlar düşünüldüğünde alınan önlemler başını kuma gömen bir devekuşunu anımsatıyor.
Devrimci İşçi Partisi olarak en başından beri kapitalistlerin kârlarını savunmaya değil, yaşama öncelik verilmeli diyoruz. Kapitalistlerin kârlarını azaltacak ama binlerce yaşamı ve tüm toplumu kurtaracak önlemlerin derhal alınmasını talep ediyoruz.
Acil taleplerimiz:
- Fabrikalarda hastalık kontrolü için doğru yöntemlerin, fabrika için kârlılık sorunu yaratabilecek olsa dahi, uygulanması için işçi komiteleri yetkili kılınmalıdır. Her fabrikada salgına karşı işçi denetimi komiteleri!
- İşçiye emekçiye koruma sağlayan özellikte ve parasız olarak maske dağıtılmalıdır! Çalışanlarca sık ve ortak kullanılan ortamlar sıkça temizlenmelidir. Sabun ve el antiseptiklerine çalışanların kolayca ulaşması sağlanmalıdır. Sağlık taramalarında, testlerde, muayenelerde parası ve nüfuzu olana değil risk altında çalışana öncelik verilmelidir.
- Çalışma saatleri, ücretler düşürülmeden en çok 6 saat olacak şekilde derhal kısaltılmalıdır. Vardiya sayısı arttırılmalıdır. Tek bir işçi çıkartmadan tam tersine vardiyaları arttırarak ve yeni istihdam yaratarak fabrikalarda ve işyerlerinde kalabalık çalışma ortamına son verilebilir. İşten çıkartma, zorunlu ücretsiz izin derhal yasaklanmalıdır!
- Kısa çalışma ödeneği çözüm değil, faturayı işçiye kesmektir. Salgın tehlikesi altında en ufak bir ücret kesintisi kabul edilemez! Tam tersine işçilerin salgına karşı aileleri için gerekli gıda ve malzemeleri alabilmesi için artı bir maaş ikramiye verilmesi zorunlu tutulmalıdır! Çalışan eşlerin her ikisinin de nöbetleşe evde çocuklarına bakabilmesi için iş saatleri ayarlanmalı ya da yıllık izninden düşmeden ek ücretli izin verilmelidir.
- Salgını fırsat bilerek istifçilik, stokçuluk yaparak fahiş fiyatla mal satanlar kadar, salgını fırsat bilerek işçinin hakkına göz dikenler de vurguncudur! Vurguncunun malına da işletmesine de işçi denetiminde el konsun ve kamulaştırılsın!
- Rica ederek ya da sermayenin çıkarlarını yasa olarak kabul eden iktidardan bekleyerek değil ancak üretimden gelen gücümüzü kullanarak bu önlemleri hayata geçirebiliriz.
Sağlık ve yaşam hakkı yoksa genel grev, genel direniş!