Suriye ve Libya bumerangı Avrupa’yı vuruyor

Eylül ayı içinde yaşanan üç olay, Avrupa’nın politik hayatının mülteciler sorununun rehinesi hâline geldiğini gösterdi. Yunanistan’ın Midilli adasında yaşanan olay en acısıydı. Midilli, Ayvalık’tan taş atımlık mesafede olduğundan Yunanistan’ın Türkiye’den en yoğun göç alan noktası. Ada sığınmacıyla dolu. Midilli halkı, Yunan halkının büyük çoğunluğu gibi, kendisi AB tarafından dayatılan yoksulluğun pençesinde kıvranmasına rağmen, sığınmacılara tam anlamıyla “kucak açmış” durumda. Ama yoksulluk ve haksızlık sonunda sınırsız bir öfke yaratıyor. AB ile Türkiye arasındaki anlaşma uyarınca Türkiye’ye iade edileceklerini anlayan binlerce sığınmacı Midilli’deki bir kampı ateşe verdi. Zeytinliklerin hasar görmesine yol açan, adayı günlerce duman altında bırakan bu büyük yangın, aslında sembolik olarak Avrupa’da ateşin bacayı sardığını gösteriyor.

Bu ateş Merkel’i de yakacak gibi görünüyor. Almanya’nın 2005’ten beri başında olan bu “demir leydi”, geçen yaz (hem Yunanistan’a kan kusturmasından dolayı sarsılan uluslararası itibarını onarmak hem de Almanya kapitalizminin yedek sanayi ordusunu genişletmek amacıyla) mültecilere Almanya’nın kapısını sonuna kadar açmayı vaad etmiş olması dolayısıyla hızla popülaritesini yitiriyor. Yükselen yıldız ise ırkçı, proto-faşist Alternative für Deutschland (AfD-Almanya için Seçenek). Eski Doğu Almanya tarafındaki bir eyalette yapılan seçimlerde, ekonomik koşulların da kötü olmasının katkısıyla AfD, Merkel’in partisini geçerek yüzde 25’e yakın oyla ikinci sıraya yerleşti! Ne var ki Merkel’in düşüşü, proto-faşizmin Avrupa çapındaki genel yükselişinden ayrılamaz. Mart ayında hem Fransa’da, hem Hollanda’da seçim var. Her ikisinden de proto-faşist partiler birinci çıkabilir!

Tam bu sırada, Brexit tarafından zaten örselenmiş AB içinde de skandal düzeyine yükselen bir çatlak yaşandı. Slovakya’nın başkenti Bratislava’da yapılan AB zirvesi sonrası, Britanya’nın çekilmesiyle geride kalan üç büyük ülkenin, Almanya, Fransa ve İtalya’nın resmi basın toplantısı, İtalya başbakanı Renzi tarafından son anda boykot edildi. Neden? Çünkü Almanya ve Fransa kendi mülteci sorunlarına özenle yaklaşıyor, çözüm arıyor, ama İtalya’nın sorunlarını görmezlikten geliyor, Renzi’ye göre. Çünkü İtalya Libya’dan sığınmacı akımıyla başa çıkmaya çalıştığı için sorunu bir ölçüde farklı. Avrupa Birliği, birlik içinde bir basın toplantısı bile yapamayacak hâle düşmüş bulunuyor!

İşte size üç olay: AB emperyalizminin ABD ile birlikte Arap coğrafyasında kışkırttığı iki savaş, Suriye ve Libya, şimdi dönüyor ve AB’yi vuruyor. Irkçı proto-faşizmin gittikçe güçlendiği kıta, aynı zamanda AB içindeki merkezkaç güçlerin etkisi altında çatırdıyor. AB’yi kurtuluş gibi görenler ise derin uykularına devam ediyorlar: zzzz!

Bu yazı Gerçek Gazetesi'nin Ekim 2016 tarihli 84. sayısında yayınlanmıştır.