Filistin halkı emperyalizme ve Siyonizme yenilmedi, boyun eğmedi!

İsrail’in Gazze’ye yönelik bir yıldan uzun bir süre sürdürdüğü soykırım, bir ateşkes ile şimdilik sona erdi. Ateşkesin ilk aşamasında Filistinli örgütlerin ellerindeki rehinelerin, Filistinli bazı mahkûmların özgür bırakılması karşılığında salıverilmesi ve bu sırada kalıcı bir ateşkes için müzakereler yapılması, sonraki aşamalarında ise Gazze’nin yeniden inşasının sağlanması öngörülüyor.
Siyonistlerin hezimeti, Filistinlilerin başarısı
Ateşkesin ardından Filistinliler sevinçle sokaklara dökülürken, Siyonist kanatta ise kafa karışıklığı hakimdi. Bunu İsrail’de Netanyahu’nun ultra Siyonist hükümet ortağı Ben Gvir ve bakanlarının hükümetten istifası izledi. Birçok Siyonist yorumcu, ABD aracılığı ile gelen ateşkesin İsrail için bir başarısızlık anlamına geldiğini savunuyordu.
Bunun aksini iddia etmek gerçekten zor. İsrail ordusu 15 ay boyunca Gazze’de taş üstünde taş bırakmamasına, 50.000’e yakın Filistinliyi katletmesine, binden fazla asker ve yine buna yakın sayıda tank ve zırhlı araç kaybetmesine ve ABD’den aldığı 22 milyar dolara ek olarak kendisi de muazzam düzeyde askerî harcama yapmasına karşın, tek bir rehine dahi kurtaramadı. Hamas’ı yok edemedi. Gazze’yi ele geçirip kontrolü altında tutamadı. Gazzelilerin özsavunma için inşa ettikleri tünel sistemini yok edemedi. Sonunda da gelip, Hamas’ın yaklaşık bir yıldır “tamam” dediği bir ateşkes antlaşmasına imza atmak zorunda kaldı.
Yani, ortada İsrail’in açık bir başarısızlığı söz konusu. Filistin açısından bakıldığında ise, daha önce gazetemizde defalarca kez belirttiğimiz üzere, El Aksa Tûfânı operasyonu, Filistin direniş örgütlerinin yok oluşa, yok edilmeye karşı kaçınılmaz olarak verdikleri bir tepkiydi. İsrail’den toprak almak ya da İsrail ordusunu mağlup etmek için değil, Filistinlilerin bölgeden silinemeyeceğini haykırmak için savaştılar. Bu yüzden, bu aşamada bir zaferden bahsedilemese de Filistinli örgütlerin emperyalizme ve Siyonizme karşı diz çökmemiş olması büyük bir başarıdır. 500 bin Filistinli Gazze’nin en güneyinden kuzeyine, bir zamanlar evlerinin olduğu bölgelere doğru yola çıktı; tüm dünya günlerdir İsrail hapishanelerinden salınan Filistinli tutsakların görüntülerini izliyor. Hamas, İsrailli rehineleri salıverdiği merasimlerde gövde gösterisi yapmayı sürdürüyor. Üstüne bir de ele geçirdiği İsrail özel kuvvetlerine ait silahları ve hatta araçları gibi unsurları da bu törenlerde sergileyerek düşmana moral bozukluğu yaşatıyor.
Emperyalist / Siyonist tehdit sürüyor
Öte yandan, Gazze’deki manzaranın umut vericiliğine karşın, Batı Şeria’da Siyonistlerin baskıları artıyor. Mahmud Abbas’ın liderliğindeki Filistin Özerk Yönetimi, saldırılarında Siyonistlere destek olmayı sürdürüyor. Cenin ve Tul Karim Siyonistlerin hedefinde.
Güney Lübnan’da da halk, Gazzeliler gibi, İsrail ile Lübnan arasındaki ateşkes sonrasında köy ve kentlerine dönmeye başlamış durumda. İsrail bir aşamada burada evlerine dönen sivillere saldırarak 26’sını katletti. Ama Lübnan halkı büyük bir kararlılıkla, bazı bölgelerde İsrail güçlerinin halen bulunmasına da meydan okuyarak evlerine yürümeyi sürdürdü. Lübnan cephesinde Suriye’deki gelişmelerin etkisi büyük, yine de Hizbullah ve Emel hareketleri teslim olmuş değiller.
Ama İsrail’in, Suriye toprağı olan Golan’daki (Culan) işgali Suriye’nin tekfirci grupların kontrolüne girmesine koşut olarak genişledi. İsrail ordusu şu an bölgede Şam’ın dibine kadar ilerlemiş ve hem Suriye hem de Lübnan’ı izlemesini kolaylaştıracak bir nokta olan Hermon Dağı’nı ele geçirmiş durumda.
Serseri mayın faşistinden etnik arındırma önerisi!
Tüm bu gelişmelerin ardında Trump’ın Netanyahu’yu bir ateşkese zorlamasının olduğu konuşuluyor. Trump’ın genel eğilimi Ukrayna ve Batı Asya’daki çatışmaları buzdolabına koyarak, ABD emperyalizminin en önemli iktisadi rakibi olan Çin ile daha yakından ilgilenebilmek yönünde. Hatta ateşkes ilk konuşulduğunda Trump iyi ki geldi diye düşünenler dahi oldu. Trump kendi hakkındaki bu yersiz düşünceleri tekzip edercesine Gazze ve Batı Şeria’daki Filistinlilerin Ürdün ve Mısır’a, bu ülkeler istemez ise Endonezya ve Arnavutluk’a yollanması planını, yani açık bir etnik arındırma planını ortaya koydu. Ürdün ve Mısır’ın yanı sıra Arap Birliği’nin, hatta Avrupa Birliği’nin dahi karşı çıkmasına karşın, Trump’ın böyle bir planın uygulanması için bastırması, Filistin’i yeniden bir savaş yerine döndürür kuşkusuz.
Emperyalizme ve Siyonizme karşı mücadeleye devam edelim
Trump’ın bu yeni “çılgın projesi”ne karşı Filistin halkının yanında olmamız şart. Öncelikle, Gazze ya da Batı Şeria’ya yönelik yeni bir Siyonist saldırganlık olmaması için Filistin halkının tüm dostları elinden geleni yapmalı. Aynı anda, İsrail ve Siyonist soykırımın sponsoru ABD’nin Gazze’deki tüm yıkımdan sorumlu tutulması ve Gazze’nin imarının ABD bütçesinden karşılanması sağlanmalı. Ardından, Gazze’nin yeniden inşası için, Gazze’nin siyonist yerleşimciler değil de Filistinliler için imarı için ne gerekiyorsa yapılmalı. Yani ateşkes sürse de sürmese de emperyalizme ve Siyonizme karşı mücadele sürmeli.
Bu yazı Gerçek gazetesinin Şubat 2025 tarihli 185. sayısında yayınlanmıştır.