Tanıklarının gözünden 15-16 Haziran
Faruk Pekin: “Cıvıl cıvıl yaşayan işçi mahalleleri var”
Faruk Pekin hem Maden-İş’te hem DİSK’te uzun yıllar boyunca uzmanlık yaptı. DİSK yöneticileri ile birlikte 12 Eylül’ün hapishane deneyimini yaşadı. 15-16 Haziran’da, Maden-İş’te olayları içinden yaşadı. Devrimci Marksizm’in 15-16 Haziran’ın 50. yıldönümü vesilesiyle yayınlanacak olan 43.sayısına verdiği mülakatta şöyle diyor:
“…cıvıl cıvıl yaşayan işçi mahalleleri var. O işçi mahallerinin çalışma tarzı çok farklı. Bakkal, mahalle bakkalı, birikmiş paraların ne zaman ödeneceğini bilir. Çünkü ona göre veresiye mal verir. Toplu sözleşmenin ne zaman biteceğini bakkal bilir… Haliç’in 1970’li yıllarını dikkate aldığımızda sağlı sollu fabrikalar var. İrili ufaklı sayarsak 600 falan fabrikadan bahsediyoruz. Ondan sonra işçi mahalleri var … o dönemde çok belirgin bir mahalle ruhu vardı. İşçi semtleri bunlar. Bu işçi semtlerinde fabrika ayrımı yok. Yandaki fabrikada çalışanla aynı mahallede aynı kahveye gidiyorlar.”
Atilla Özsever: “Kimseyi öldürmeyin, yere ateş edin”!
Türkiye işçi hareketinin ve solun yakından tanıdığı Atilla Özsever, işçi sorunları konusundaki başarılı gazeteciliğinin, sendika eğitim faaliyetlerine katkılarının ve öğretim üyeliğinin öncesinde genç bir asker olarak 15-16 Haziran’da barikatların öteki yanında bulmuştu kendini. Komutanlığını yaptığı bölük, 15-16 Haziran’ın en çatışmalı noktası olarak bilinen Kadıköy Fenerbahçe Stadı yakınında, Kurbağalıdere’deki köprü üzerinde barikat kurmuştu. Özsever, üstlerinden gelen “manevra kurşunu” talimatına rağmen askerlerine işçilerin üzerine ateş etme emrini vermedi.
Özsever, Devrimci Marksizm dergisinin 15-16 Haziran’ın 50. yıldönümünde yayınlanacak olan 43. sayısına verdiği mülakatta o olayda eri konumunda olan birisinin kendisine 50 yıl sonra şu sözlerin yer aldığı bir e-posta gönderdiğini anlatıyor: “Üst komutanlar ‘vur’ emri verdiğinde siz bize kimseyi vurmamamızı söylediniz. Dediniz ki, ‘yarın siz de bunlar gibi işçi olacaksınız, icabında bunların arasında abileriniz, kardeşleriniz, yakınlarınız olabilir. Kimseyi öldürmeyin, yere ateş edin’”. 50 yıl sonra bir er sınıf içgüdüsü ile işte bunu hatırlar!
Bu yazı Gerçek gazetesinin Haziran 2020 tarihli 129. sayısında yayınlanmıştır.