AKP ve CHP’nin ittifakı işçi sınıfına ve emekçi halka karşı

CHP Genel Başkanı Özgür Özel ardı ardına mitingler yapıyor. Mayıs ayında önce İstanbul Saraçhane’de öğretmen mitingi ardından da Ankara’da emekli mitingi yaptı. Haziran ayına Rize’de çay mitingiyle başlayan Özgür Özel, Tekirdağ’da çiftçilerin sorunlarına yönelik bir buğday mitingi yaptıktan sonra en son olarak 30 Haziran’da Gebze’de “geçinemiyoruz” sloganıyla emek mitingi düzenledi.

Hak alma değil gaz alma mitingleri

Hepsi geniş kitlelerin önemli sorunlarıyla ilgili mitinglerdi. Ancak bu mitingler emekçi halkın bu sorunlar etrafındaki mücadelesini bir adım dahi ileri götürmedi. CHP öğretmenleri mitinge topladı ama eğitim emekçilerinin mücadelesini ileriye taşımak için hiçbir şey yapmadı. Çiftçileri alanda topladı ama köylüleri mücadeleye sevk etmek için en ufak bir adım atmadı. İşçi mitingi düzenledi ama işçi mücadelesini büyütecek bir eylemde bulunmadı. Bunda şaşılacak bir şey yok. Çünkü bu mitingler işçinin, emekçinin, köylünün mücadelesini büyütmek ve birleştirmek için değil, gazını almak ve söndürmek için yapıldı.

Yumuşama ve yumuşatma operasyonu

CHP işçinin, emekçinin, emeklinin, köylünün sorunlarını dile getiriyor ama çözüm olarak ne sunuyor? Özgür Özel’in Erdoğan’a talepler sunmasından başka koskoca bir hiç! Emekçi kitlelerin taleplerini iktidara iletmesi için Özgür Özel’in aracı olması bu taleplerin etkisini arttırıyor mu? Tam tersine Erdoğan bir yandan Özgür Özel’le yumuşama görüşmeleri yaparken bir yandan da bu görüşmeleri halkın şikayetlerini adeta göğsünde yumuşatıp taca atmak için kullanıyor.

Mehmet Şimşek ve Yalçın Karatepe dört buçuk saat ne konuştu?

Tüm bunlar olurken CHP ekonomi kurmayı Yalçın Karatepe’yi hâlihazırda emekçi halk düşmanı kemer sıkma politikalarının yürütücüsü olan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in yanına gönderdi. Tam dört buçuk saat konuştular. Bu kadar uzun ne konuştunuz diye sorulunca da Mülkiye mezunu olduklarını hatırlatarak okul hatıralarını konuştuklarını söylediler. Tabii sermayenin saldırı programını halka dayatmak için aramızdaki işbölümü ve koordinasyonu konuştuk diyecek halleri yoktu. Mehmet Şimşek çıkıp “Sayın Karatepe’ye sizin seçimler öncesinde Millet İttifakı olarak ilan ettiğiniz ekonomi programını uyguladığımı söyledim o da bundan duyduğu memnuniyeti ifade etti” demeyecekti elbette. Ya da Yalçın Karatepe çıkıp “Sayın Şimşek’e sonuçta biz ana muhalefet partisiyiz, son yerel seçimlerden de birinci parti çıktık, milletin ekonomik sıkıntılarını dile getirmezsek olmaz, biz bu talepleri dile getiririz gerektiğinde eylem de miting de yaparız dedim ama biz bunları yapıp gaz almazsak maazallah sosyal patlamayı engelleyemeyiz diye de kendisine güvence verdim” diye konuşmayacaktı şüphesiz.

CHP emekçi halkın sözcüsü değil sermayenin partisidir! Sınıfının çıkarlarını korumaktadır!

Ama biz bu görüşmenin ardından yaşanan gelişmelerden sonuçları çıkarabiliyoruz. CHP’nin yaptığı gölge boksu muhalefetinden cesaret alan Mehmet Şimşek’in kemerleri daha da sıkmaya başlamasından her şeyi görebiliyoruz. CHP, emekçi halkın sözcüsü değil, sermayenin partisidir. Her zaman olduğu gibi sermayeye hizmet etmekte ve bu hizmetin parçası olarak şu anda sermaye adına ülkeyi yöneten Erdoğan’a ve Mehmet Şimşek’e alan açmaktadır. İşçinin, emekçinin, emeklinin, öğretmenin, çiftçinin sorunlarının çözümü düzen siyasetinden bağımsız şekilde birleşmekte, örgütlenmekte ve mücadele etmektedir.

Bu yazı Gerçek gazetesinin Temmuz 2024 tarihli 178. sayısında yayınlanmıştır.