Yoksulun, emekçinin, kadının değil: Kimin meclisi?

28 Mart günü TBMM’de düzenlenen “Meclis Sohbetleri” programı kapsamındaki 18 Mart Çanakkale Zaferini Anma etkinliklerinde, kadın tiyatro sanatçıları sahneye çıkarılmadı. Devlet Tiyatroları (DT) tarafından sahnelenecek olan tiyatro öncesinde, oyuncuların ifadelerine göre ilk olarak oyunda yer alan kadın ve erkek karakterlerin sarılma sahneleri sansürlendi. Ardından meclis başkanı AKP’li İsmail Kahraman tarafından bizzat kadın oyuncular sansüre uğradı. Gösterim sırasında seyircilerin arkasında duran kadın oyuncular, şiirlerini buradan seslendirdiler.

Günler öncesinden geç saatlere kadar prova yaptıklarını belirten kadın tiyatrocular, gösterime bir saat kala sahneye çıkmayacaklarını öğrendiklerini belirttiler. Bu hakaret üzerine sahneye çıkmak istemeyen kadın ve erkek oyuncular DT kurum müdürleri tarafından ikna edildiler. Kadrolu değil sözleşmeli çalıştıklarını ve bu durumu gözyaşlarıyla kabul etmek zorunda kaldıklarını ifade ettiler. Sahneye çıkmadan önce İsmail Kahraman ile karşılaştıklarını, kendisinin “Bayan oyuncular çıkmıyor değil mi, aferin” diyerek durumu teyit ettiğini belirttiler.

Bu olay AKP’lilerin kadına yönelik rezilce yaklaşımlarının ilk örneği değil elbette. Yaptıkları açıklamalarla, düzenledikleri yasa tasarılarıyla kadının yerinin evi, işinin annelik olduğunu; dışarı çıkmak için ısrar ederse de ucuza çalışmayı ve güvensiz sokaklarda başına gelecek türlü musibeti, belayı göze alması gerektiğini ifade edip duruyorlar. Ancak bu kez musibetin yaşandığı yer bizzat Millet Meclisi’dir. Halkın oylarıyla oraya gelenler, güya halkı temsil etmek için orada bulunanlar bu halkın yarısı olan kadınları aşağılıyor, gözlerden uzaklaştırıyor. Meclis başkanı kim oluyor da kadınların tiyatro oynayamayacağına karar veriyor, bu haddi kendinde nasıl buluyor? Meclis kendisinin çiftliği midir?

AKP uzunca bir süredir, meclisi de memleketi de çiftliği gibi yönetiyor, istibdadı da bu şekilde yerleştiriyor. Her defasında görüyoruz ki bu meclis yoksulların, emekçilerin, kadınların meclisi değil. Bu meclis sermayenin, emperyalistlere bağlı patronların, istibdadın meclisidir ve artık yenisini kurmak gerekmektedir!

Bu yazı Gerçek gazetesinin Nisan 2018 tarihli 103. sayısında yayınlanmıştır.