Yeni bir Murphy kanunu: “Yangın çıkar!”

İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, ayağının tozuyla kamuoyunu aydınlatma görevini yerine getirdi. Şahin, gazetecilerin kendisine 13 askerin hayatına malolan yangının nasıl çıktığına ilişkin çok çeşitli iddialar olduğunu hatırlatması üzerine, meselenin berraklığa kavuşmasını sağlayacak bir netlikte konuştu.

 

Her şeyden önce, hiç kimsenin reddedemiyeceği bir hakikati ortaya koyarak başladı: yangının nedenlerinin bilinmesinin yangında hayatını kaybeden askerleri ve yanan ağaçları geri getiremeyeceğini söyledi.

Devamla yangının birkaç nedenle çıkmış olabileceğini belirten Şahin tam tamına şöyle konuştu: ''Yangın, ya ateşle çıkar, ya bombayla çıkar, ya roketle çıkar, ya benzinle çıkar. Netice itibariyle yanmıştır, yakılmıştır. Sebebini araştırmak, sebebini söylemek bir şey ifade etmiyor'' dedi. Şahin, yangının çıkış nedeniyle ilgili araştırma yaptıklarını bildirdi.

Şahin’in bu kadar net bir açıklamadan sonra yangının çıkış nedenini araştırdıklarını belirtmesi ise, herkesin kafasını karıştırdı. Madem yangın çıkar, madem sebebini araştırmak bir şey ifade etmiyor, o zaman İçişleri Bakanlığı neden “bir şey ifade etmeyen” bir işi yapmakla iştigal ediyor sorusu oluştu zihinlerde.

Televizyonda ya da internette mutlaka izlenmesini tavsiye etttiğimiz bu açıklama ışığında birkaç noktaya değinmek gerekiyor. Birincisi, Türkiye’ye yeni içişleri bakanı dolayısıyla “gözün aydın” demek gerekiyor. Ayrıca, Tayyip Erdoğan’ı bu seçişi dolayısıyla kutlamak.

İkincisi, bir ülkenin polisinin ve jandarmasının siyasi sorumlusu olan içişleri bakanı bu şekilde konuşuyorsa, yani 13 askerin ve sayısı hâlâ tam belli olmamış PKK militanının hayatını yitirdiği bir olayın belirleyici unsuru olan yangının nedenlerini araştırmanın bir şey ifade etmediğini söylüyorsa, devletin o nedenlerin ortaya çıkmasından bir kaygısı var demektir.

Üçüncüsü şudur: Bu Demirel üslubudur. Demirel eğlenceli ve eğlencelik olabilir. Ama genç insanların ölümü söz konusu olduğunda, bu ölümlerin sorumlularını bulmak söz konusu olduğunda, eğlencenin yeri yoktur!