HDP ve Kürt halkı yalnız değildir: Ne sandıkta ne de sokakta...
HDP, Diyarbakır mitinginde on binlerce kişinin Selahattin Demirtaş'ın konuşmasını beklediği esnada iki ayrı patlama gerçekleşti. Birinin trafoda diğerinin ise bir çöp kutusunun içinde gerçekleştiği öğrenilen patlamaların buraya yerleştirilmiş bombalardan kaynaklandığı anlaşılıyor. Apaçık bir provokasyon olan bu saldırıları kimin gerçekleştirdiğinin araştırılması gerekli. Ancak faillerin seçimlere kadar bulunamaması büyük olasılık. Bu provokasyonu yapanların, tepkisel bir halk hareketini tetiklemek ve HDP'yi barajın altında bırakmak istemesi en büyük olasılık olarak karşımızda duruyor.
Ancak daha olay olur olmaz polisin gaz bombasıyla kitleye saldırması failin kim olduğuna dair en açık işareti vermektedir. On binlerce kişinin toplandığı bir meydanda henüz bir bomba patlamışken, kitlelerin paniğe kapılması bir faciayı tetikleyebilecekken bu alana gaz bombasıyla müdahale edilmesi parça tesirli bombadan bile daha vahim sonuç yaratabilirdi. Bu anlamda polisin adeta bombalı provokasyonun tamamlayıcısı olarak hareket etmesi dolayısıyla bu hareket emrini verenlerin ortaya çıkarılması en az bombalı provokasyonun faillerinin bulunması kadar önemlidir.
Kürt halkı ve Kürt halkının yoğun destek verdiği HDP, Erdoğan ve Davutoğlu’nun konuşmalarıyla sürekli hakarete uğramakta, parti binalarına konan bombalarla, cinayetlerle, linç girişimleriyle ve son olarak mitingde patlatılan bombayla sürekli tahrik edilmektedir. Nihayet daha önce 6-12 Ekim serhildanına neden olan sürece benzer biçimde IŞİD çeteleri tüm bunlar yaşanırken PYD kontrolündeki Afrin'e doğru ilerlemektedir. Ancak gerek HDP'nin tutumu gerekse de halkın tepkileri itidal yönündedir. Kürt halkı tüm bu yapılanlara cevabı HDP'ye barajı geçirerek vermeye karar kılmıştır.
Provokasyonlara cevap hep birlikte verilmelidir. Kürt halkı yalnız bırakılmamalıdır. Ne sandıkta ne de sokakta...