Asgari ücret yine sefalet ücreti!

Milyonlarca işçi ve ailesini yakından ilgilendiren asgari ücret için 2018 yılı içinde uygulanacak olan rakam açıklandı. İşçilerin taleplerine kulağını kapatan iktidar yine patronların talepleri doğrultusunda hareket etti ve asgari ücret, tespit komisyonunda bu doğrultuda belirlendi. Daha önce, Çalışma Bakanlığı’ndan geçtiğimiz yıl patronlara yapılan 100 liralık desteğin kaldırılacağı yönünde bir açıklama gelmişti. Fakat son dakikada bu desteğin 2018 yılı için de süreceği açıklandı. Buna göre brüt asgari ücret 2.029 lira olurken asgari geçim indirimi dâhil asgari ücretli bir işçinin eline geçecek net ücret ise 1.603 lira oldu.

Asgari ücretle birlikte gelir vergisi dilimleri de belirlendi. Yıllık toplam geliri 14.800 liraya kadar olan bir işçiden %15 gelir vergisi kesilecek. Bu rakamı aştıktan sonra ise her türlü gelirinden %20 oranında vergi kesilecek. Asgari ücretli dokuzuncu ayda ikinci vergi dilimine girecek. O tarihten itibaren daha fazla vergi ödeyecek ve eline geçen ücret ise 1.517 liraya düşecek. Patronların en ufak sızlanmasına anında karşılık veren AKP hükümeti, işçinin taleplerine yine arkasına döndü.

Üye sayısı bakımından en büyük konfederasyon olan Türk-İş, işçileri temsilen bulunduğu komisyonda asgari ücret taleplerinin net 1.893 lira olduğunu açıklamıştı. Patronların temsilcisi TİSK (Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu) ise, her ay borçlanarak hayatlarını sürdürmeye çalışan emekçilerle adeta alay edercesine “Türk-İş’in talebi Türkiye gerçeklerine uygun bir rakam değil” diyerek bu talebe itiraz etti. Zaten Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu da dört kez toplanan komisyonun daha ilk toplantısında asgari ücret konusunda işçilerden fedakârlık beklediğini söyleyerek işçileri yine sefalet ücretine mahkûm edeceklerini doğrudan itiraf etmişti. Üstelik TİSK bununla da yetinmedi ve 2018’de patronlardan işsizlik sigortası işveren payının kaldırılmasını istedi.

İşçiler geçinebilecek bir ücret talep ederken, TİSK “asgari ücretin sadece geçim şartları temelinde tartışılmasını doğru bulmuyoruz” diyor. Bunu, elbette işçilerin hayat şartlarını düşünerek söylemiyor. Sadece kendi kasasını düşünüyor. Bu yüzden Türkiye gerçeklerine uygun değil derken kendi çıkarlarına uymadığını söylüyor. Çünkü patronlar için tek gerçek, daha fazla kâr elde etmek.

Eğer Türkiye gerçeğinden bahsedilecekse bunu en iyi emekçiler görüyor. Türk-İş’in hesaplamalarına göre Aralık ayı için 4 kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı 5.238 lira, açlık sınırı ise 1.608 lira. Asgari ücretle çalışan işçi yine açlık sınırının altında yaşamaya mahkûm edildi. Şimdi geçinebilmek için yine saatlerce fazla mesaiye kalmak zorunda, tatil günlerinde çalışmak zorunda. Asgari ücretin vergiden muaf tutulması talebi yıllardır karşılık bulmadığı gibi, işçiden kesilen vergiler patronlara teşvik olarak akıyor. Şartlarını iyileştirmek için sendikaya üye olduğunda işçi kendini kapının önünde buluyor. İşte size Türkiye gerçeği!

Bu gerçeği değiştirmek işçilerin elinde. Bunun yolu mücadeleden, mücadele için örgütlenmekten geçiyor. İşyerlerinde patrona karşı sendikalarda örgütlenmekten, işyeri komiteleri kurmaktan geçiyor. Patronların taleplerini kendine kılavuz edinen iktidara karşı tüm Türkiye çapında işçi mücadelesini birleştirmekten geçiyor.