Kamu işçileri ve memurlar hükümete, metal işçileri MESS’e karşı kavgayı omuz omuza vermeli birleşik bir işçi cephesi kurmalı!
2025 yılı 3 büyük toplu sözleşme görüşmesinin gerçekleşeceği ve emekçilerin hem kamuda hem özel sektörde 2026-2027 döneminde alacakları ücretleri ve sosyal hakları belirleyecek bir büyük mücadele senesi olacak. Önce kamu işçileri için Kamu Çerçeve Protokolü (KÇP) görüşmeleri gerçekleşecek. Ardından memurların Toplu İş Sözleşmesi süreci başlayacak ve kavganın büyüğü metal işçileriyle MESS arasında gerçekleşecek.
Türk-İş’in kamu işçileri için 2023 yılı mayıs ayında imza attığı KÇP enflasyon karşısında eriyip gitmiş, kamu işçisini yoksulluğa, açlığa sürüklemiş, 2024 yılının başı kamu işçilerinin bu sefalete isyanına ve ek protokol talebini yükseltmesine sahne olmuştu. Kamu işçilerinin isyanı dalga dalga büyüyüp Ankara yolu ufukta görününce Türk-İş Başkanı Ergün Atalay devreye girip, önce işçileri oyalamış, eylemlere öncülük eden sendika şubelerini ve işçilerini baskılamış ve sonunda da satmıştı.
Bugün geçmişin deneyiminden dersler çıkarıp mücadeleyi erkenden başlatmak, Ergün Atalay ve benzeri sendika bürokratlarına bir satış sözleşmesi yapma şansı vermemek için daha iyi örgütlenmiş bir hat kurmak şart. Ayrıca kamu işçisinin tek başına mücadele etmek yerine bu yıl sözleşme masasına oturacak sınıf kardeşleri kamu emekçisi memurlar ve metal işçileriyle ortak bir mücadeleyi kurmaları hayati önem taşıyor. Aynı şekilde memurların ve metal işçilerinin de kamu işçisinin mücadelesine sahip çıkması şart.
Bu sözleşmeler sadece bir ücret pazarlığı meselesi değil! Bu mücadelelerin hakkıyla verilmesi ve mümkün olan en iyi şekilde sonuçlanması memlekette emeğiyle geçinenlerin bir nebze olsun nefes almasını ve gelecek sözleşmeler için moral depolamasını sağlayacaktır. Patronlar, sendika bürokrasisi ve hükümet el ele verip işçi sınıfını alt etmek, İngiliz Mehmet’in Orta Vadeli Programını uygulamak için elinden geleni yapacaktır. İşçi sınıfının da ayrı gayrı demeden birlikte mücadele etmesi o programı çöpe atmanın anahtarı olacaktır.
Bu yazı Gerçek gazetesinin Mart 2025 tarihli 186. sayısında yayınlanmıştır.
