ODTÜ’de sendikal mücadelenin öncülerine ceza yağmuru: iki çalışanın işine disiplin cezaları ile son veriliyor

Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde geçtiğimiz Aralık ayında maaş promosyon ihalesi sürecinde Rektörlüğün belli bankaları tarif eden bir şartname ile ihaleye çıkmak istemesi üzerine üç gün boyunca okulda hayatı durduran bir grev yaşanmıştı. 12 Eylül’den bu yana üniversitelerde yaşanan en büyük emekçi eylemi olma özelliği taşıyan ODTÜ grevini değerlendiren bir yazı daha önce Gerçek Gazetesi internet sitesinde yayımlanmıştı.

Promosyon sürecinde yetkili sendika Eğitim Sen’in işyeri temsilcisi Ekin Erdem Evliya önce asistan olarak çalıştığı işyerinde profesör Ahmet Türer tarafından darp edilmiş ardından da sudan sebeplerle işten çıkarılmıştı. Şimdi de Ahmet Türer’in bir eylem esnasında yarattığı bir provokasyon sebebiyle yaşanan tartışma bahane edilerek sendikal mücadelenin öncülerini cezalandırmaya, önemli bir mücadele deneyimi ortaya koyan ODTÜ emekçilerini sindirmeye çalışıyorlar.

Eğitim-Sen Ankara 5 No’lu Üniversiteler Şubesi örgütlenme sekreteri yoldaşımız araştırma görevlisi Mert Kükrer ve Şube Denetleme Kurulu üyesi teknisyen Barış Çelik işten atma tehdidi ile karşı karşıya. Her iki çalışanın da dosyaları kamu görevinden çıkarma talebiyle ODTÜ tarafından YÖK’e gönderildi. Üç önde gelen sendika üyesi ise eğitim öğretimi engelleme suçlaması ile ODTÜ’nün verebileceği en yüksek ceza olan kademe ilerlemesinin durdurulması cezasına çarptırıldı. Konuyla ilgili Eğitim-Sen Ankara 5 No’lu Üniversiteler Şubesi’nin yaptığı açıklamayı aşağıda okurlarımızın bilgisine sunuyor, toplumsal mücadelenin önemli taşlarından ODTÜ’de emekçileri sindirmek hedefiyle sendikal faaliyetin baskı altına alınmasına karşı herkesi dayanışma içinde bulunmaya davet ediyoruz.

 

Baskı ve Soruşturmalar Karşısında Susmayacağız

Orta Doğu Teknik Üniversitesi yönetiminin maaş karşılığı promosyon görüşmeleri sırasında sergilediği uzlaşmaz ve dayatmacı yaklaşımlarına karşı Eğitim-Sen Ankara 5 No’lu Üniversiteler Şubesinin aldığı grev kararını takiben, 19 Aralık 2014 tarihinde İnşaat Mühendisliği Bölümü’nde yaşananlarla ilgili olarak Eğitim-Sen yöneticilerine, üyelerine ve bir öğrenciye “sözel ve fiziki şiddet uygulanan olaylara katıldıkları” ve “eğitimin engellenmesi” iddiaları ile açılan disiplin soruşturmalarının bir kısmı sonuçlanmıştır. Bu soruşturmalar sonucunda üç üyemiz bir yıl süreyle kademe ilerlemesinin durdurulması cezası almış, iki üyemiz ise YÖK Yüksek Disiplin Kurulu’na sevk edilmişlerdir (YÖK Yüksek Disiplin Kurulu’na sevk edilmesi kamu görevinden çıkarma, yani işten atılma ve kamu kuruluşlarında çalışamama, talebi olduğunu göstermektedir).

Soruşturma sürecinde

•          Soruşturmaya uğrayan üyelerimiz “Yükseköğretim Kurumları Yönetici, Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliğine” aykırı biçimde dayanaktan yoksun suçlamalarla karşı karşıya kalmıştır. Soruşturma çağrısında hangi maddeye göre suçlandıkları dahi belirtilmeyerek üyelerimizin savunma haklarını sağlıklı biçimde kullanmaları engellenmiştir.

•          Sendika avukatının, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarına aykırı biçimde savunma sırasında suçlanan üyelerimizin yanında olmasına izin verilmemiştir.

•          Kararların alındığı Üniversite Yönetim Kurulu toplantılarına sendika temsilcisi yine hukuka aykırı olarak çağrılmamıştır.

•          Hakkında şikâyet olmayan üyelerimiz için soruşturma açılmış, ancak hakkında şikâyet olan kişilere soruşturma açılmayarak başka bir hukuksuzluk örneği sergilenmiştir.

•          Soruşturma açılan suçlama ile ceza verilen suçlama birbirinden farklıdır. Bu biçimi ile soruşturma hukuka aykırıdır.

•          Soruşturma komisyonunu baskı altına almayı hedefler biçimde, soruşturmalar başlamadan 24.12.2014 tarihinde yapılan açıklama ile Üniversite Senatosu açıkça taraf olduğunu kamuoyuna ilan etmiştir.

Bu süreç sonucunda, soruşturmaya uğrayan kişilere ve sendikamıza karşı başlatılan linç kampanyasının bir sonucu olarak, yasal dayanaktan yoksun ve kabul edilemez cezalar verilmiştir.

Alınan kararlar

•          Türkiye Üniversitelerindeki gerici uygulamaların, öğrenciler ve emekçiler üzerindeki baskıcı tutumların yeni bir tezahürüdür.

•          Anayasal bir hak olan sendikal hakların engellenmesine ve hak arama girişimlerine yönelik gözdağı vermeyi amaçlayan bir saldırıdır.

Verilen cezaların ve soruşturmaların akademik özgürlük anlayışından, inandırıcılıktan uzak ve toplumsal sorunlara duyarlı, tüm emekçileri sindirmeye yönelik olduğunu çok iyi biliyor ve başta üniversite bileşenleri olmak üzere tüm kamuoyunu bu ve benzeri haksızlıklar karşısında taraf olmaya, adil olmayan biçimde cezalandırılan üyelerimizle dayanışma içinde bulunmaya çağırıyoruz.

EĞİTİM-SEN ANKARA 5 NO’LU ÜNİVERSİTELER ŞUBESİ