Bakırköy Belediyesi’nde grev!
Bakırköy Belediyesine bağlı BYUAŞ şirketinde çalışan taşeron işçileri, yaklaşık yedi aydır sürmekte olan toplu iş sözleşmesi görüşmelerinden sonuç alınamaması ve bu süre zarfında üç işçinin işten atılması, bir işçinin de hayvan barınaklarına sürülmesi nedeniyle 21 Mart’tan beri grevdeler.
Direnişçi işçiler birçok saldırıya göğüs geriyorlar. Belediye, bilinçli olarak grev aleyhine kara propaganda yapıyor. Belediyenin kara çalmalarına alet olan başka bir unsur daha var: DİSK/Genel-İş. CHP’li Belediye başkanı Bülent Kerimoğlu’nun isteğiyle Belediye-İş’in örgütlü olduğu BYUAŞ’a Genel-İş örgütlenmesi sokulmak isteniyor. Genel-İş ise tamamen işveren ile uyumlu bir şekilde hem grev kırıcılığı yapıyor hem de belediye işçilerinin haklarını elde etmesi ve daha iyi bir toplu sözleşme için bir çaba sarf etmiyor. Bu durum, Gerçek gazetesinin uzun zamandır ifade ettiği sendika bürokrasisinin ne kadar gerici bir rol oynayabileceğinin resmidir. DİSK’e bağlı bir sendika, Bakırköy Belediyesi’nde grev kırıcı bir rol oynuyorsa, en başta DİSK’in bütün sendikalarına üye olan işçiler bu tutuma karşı durmalı, grevi ziyaret etmeli ve savunmalıdır. Sendika bürokrasisinin panzehiri, tabandaki işçi iradesinin örgütlü mücadelesidir. O halde görevimiz bellidir: Tüm sektörlerden, başta sendikalı işçiler olmak üzere tüm örgütlü-örgütsüz işçileri grevi müdafaa etmeye yönlendirelim! Bakırköy Belediyesi BYUAŞ grevini Genel-İş bürokratları ile Bakırköy Belediyesi’nin işbirliğine ezdirmeyelim!
Grevle dayanışma için yaptığımız ziyaretlerden birinde Belediye-İş Sendikası 2 No’lu Şube İşyeri Temsilcisi Cengiz Ertaş ile gerçekleştirdiğimiz röportajı okuyucularımıza sunuyoruz:
Gerçek: Grev kararı alana kadar neler yaşandı?
Cengiz Ertaş:Yaklaşık bir yıl önce Belediye-İş Sendikası 2 No’lu Şube’ye üye olduktan sonra yedi aylık toplu sözleşme süreci yaşandı. Belediye yönetimi, ilk altı ay hiçbir şekilde görüşmeye yanaşmadı. Altı ay boş boş oturduk. Yine aynı dönemde BYUAŞ avukatları ara bulucu olarak devreye girdiler ve toplu sözleşmeyi kesinlikle imzalamayacaklarını bildirdiler. Grev tarihini 21 Mart olarak açıkladığımızda Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu bütçemiz şu an için yeterli değil diyerek Belediye-İş BYUAŞ üzerindeki toplu sözleşme yetkisini feshederse 6 ay sonra kendi eliyle işçileri sendikaya üye yapıp toplu iş sözleşmesi imzalayacağını söyledi. Fakat bu kabul edilebilir bir şey değildi. Çünkü böyle bir uygulama Belediye-İş’in kendisini, hukuken kazandığı hakkını yok sayması anlamına gelirdi.
Gerçek: Belediye-İş bu açıklamaya karşı nasıl bir cevap verdi?
Cengiz Ertaş:Toplu sözleşmeyi imzalayıp atılan işçileri geri alırsanız, sözleşmenin uygulanmasını altı ay erteleyebiliriz şeklinde bir cevap verdi. Belediye yönetimi bunu da kabul etmedi.
Gerçek: Toplu iş sözleşmesiyle ne gibi kazanımlar elde edecektiniz?
Cengiz Ertaş:Taşeron ihaleleri yapılırken 2-3 aylık boşluklar doğuyordu. Kimi ihalelerden sonra yapılan kişisel sözleşmelerle ücretlerimiz düştü. Ayrıca iş güvencemiz yoktu. Türlü bahanelerle işten çıkarma yapılabiliyordu. Çeşitli baskılar ve mobbing söz konusuydu. Gerek ihale süreçlerinde ödenmeyen haklarımız, gerek iş güvencesi elde edebilmek, gerekse de mobbing ve her türlü baskının önüne geçebilmek adına toplu sözleşme olmazsa olmazımızdır.
Gerçek: Son ihaleden sonra ücretlerinizde ne kadarlık bir değişim oldu?
Cengiz Ertaş:30 Mart 2014 yerel seçimlerinden sonra yaklaşık üç ay çalışamadık. Bu boşlukta haklarımızın hiçbiri ödenmedi. O dönem en alt kademede çalışan temizlik personelinin ücreti 1560 TL’den başlarken, yeni sözleşmelerle ücretler 1050 TL’ye düşürüldü. Aile ve yol yardımı da dahildi bu ücrete. Yani net ücretler yaklaşık 830 TL’ye düşürülerek asgari ücretin bile altına çekilmiş oldu.
Gerçek: Grev süreci nasıl devam edecek?
Cengiz Ertaş:BYUAŞ personelinin kurduğu grev komitesinin aldığı kararlar doğrultusunda hareket edilecek. Ayrıca bugün çeşitli siyasi partiler, demokratik kitle örgütleri, sendikalar ve sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla bir dayanışma platformu kurulmak üzere toplantı yapıldı. Toplantıya katılan kurumlar grevin başlangıcından bu yana desteklerini sürdürüyorlar.
Gerçek: Bakırköy halkı greve destek oluyor mu?
Cengiz Ertaş:Maalesef Bakırköy halkından çok fazla destek görmüyoruz. Aslında bu konuda daha duyarlı olacaklarını düşünüyorduk. Belediye yönetimi ilk günden itibaren "Orada CHP’ye karşı bir siyasi oluşum var, bu grevin asıl amacı CHP’ye zarar vermektir." diyerek böyle bir kötü propaganda yaptı.
Gerçek: Belediye yönetimi sendikal örgütlenmeye karşı ne tür baskılar uyguladı?
Cengiz Ertaş:Birim amirleri, müdürler işçi arkadaşlarımızı istifaya zorladılar. İstifa etmedikleri için işten atmakla tehdit ettiler. Ayrıca bizzat Belediye Başkanı ve başkan yardımcılarının eliyle Belediye-İş’ten istifa ettirip Genel-İş sendikasında örgütlenmeye zorladılar. Burada isimlerini vermekten çekinmeyeceğim Kültür Müdürü İsmail Kuru, Başkan Yardımcıları Emrah Topkaya, Taner Ovünç, Erkan Kılıç Belediye-İş’te örgütlenmemizin belediyeye zarar vereceği düşüncesiyle bizleri Genel-İş’te örgütlenmeye zorladılar. Biz bu üslubun çok yanlış olduğunu düşünüyoruz. Çünkü işveren eliyle örgütlenen bir sendikanın burada hiçbir varlık gösteremeyeceğini, işçilerin yararına çalışmayacağını düşünüyoruz. Ayrıca, Emrah Topkaya, bir kadın işçi arkadaşımıza küfür ederek mobbing uyguladı.
Gerçek: Peki bundan sonraki adımınız nasıl olacak?
Cengiz Ertaş:Taleplerimiz kabul edilene kadar grevi sürdürmekte kararlıyız. İşten atılan arkadaşlarımız geri alınsın. Toplu sözleşme imzalansın. Tehditler ve baskılar sona ersin!
03 Nisan 2015