Marmara Üniversitesi'nde istibdadın faşist çeteleri akademisyenlere ve öğrencilere saldırdı

Marmara Üniversitesi'nde son KHK ile ihraç edilen akademisyenlerden Derya  Akdemir, Funda Karapehlivan ve Leyla Şimşek  Rathke odalarını toplamak ve öğrencileri ile vedalaşmak için Göztepe Kampüsü'ne geldiler. Sadece Göztepe kampüsünden değil Marmara Üniversitesi'nin diğer kampüsleri ve farklı üniversitelerden gelen öğrenciler, akademisyenler, üniversite emekçileri onları yalnız bırakmadı.  Sadece bir vedalaşma ve uğurlama için değil akademisyenlere ve üniversiteye sahip çıkmak için omuz omuza verdiler.

Kampüs içinde buluşanlar, ana kapının önünde bekleyenlerle birleşmek için pankartla yürüyüşe geçti ve sloganlarla kapıya ulaştıkları esnada faşist bir güruhun saldırısına uğradı. Faşistler ellerindeki soda şişelerini ve taşları fırlattılar. Basın açıklaması için hazırlanmakta olan kitleye yaklaşamayan faşistler kampüsün içine doğru çekildi. Araya polis barikatı kuruldu. Basın açıklaması daha sonra, yine son KHK ile ihraç edilen Eğitim-Sen Marmara Üniversitesi temsilcilerinden Egemen Cevahir'in konuşmasıyla başladı. Cevahir, "üniversitelerin kimsenin babasının çiftliği olmadığını, mutlaka bu üniversiteleri özgürleştirmek için geri döneceklerini" söyledi. Egemen Cevahir sözü Funda Karapehlivan'a bıraktığı sırada bu sefer kampüs dışında toplanan faşistler caddenin karşısından yine soda ve taşlarla saldırıda bulundu. Bu saldırıya rağmen kitle dağılmadı ve Funda Karapehlivan, onunla birlikte üniversiteye sahip çıkan arkadaşlarına ve öğrencilerine hitap etti. Biraz önce atılan şişelerden biri ayağına isabet ettiği halde dik duruşunu koruyan ve geri dönme kararlılığı içinde bir konuşma yapan Karapehlivan, "buraya geri döneceğiz ve bu koca kapıları, demir parmaklıkları ve duvarları yıkmak için geri döneceğiz. Veda etmiyoruz." dedi. Açıklamada sık sık "faşizme karşı omuz omuza", "direne direne kazanacağız", "kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz" sloganları attı.

Marmara Üniversitesi öğretim üyelerinden ve Eğitim Sen 6 No.lu Üniversiteler Şubesi eski yöneticilerinden Özgür Müftüoğlu da bir konuşma yaptı ve hükümetin haksızlığı ayyuka çıkmış KHK'ların arkasında duramadığını YÖK'ün ve rektörlerin topu birbirine attığını söyledikten sonra, YÖK ya da rektörler ne derlerse desinler bu suçu hep beraber işlediklerini, tamamen hukuksuz ve haksız olan bu uygulamaların mutlaka boşa çıkacağını ve akademisyenlerin geriye döneceğini vurguladı.

İhraç edilen akademisyenler odalarını boşaltmak için tekrar kampüse girmeye hazırlanırken, polis kampüs içindeki güçlerini çekti ve dakikalar geçmeden kampüsün içinden bir saldırı daha gerçekleşti. Daha sonra polis tekrar üniversiteye girdi. Akademisyenlerin güvenliğini sağlama garantisi veren polis bir süre sonra bu tutumunu değiştirdi. Kampüs içinde artan gerginlik ve faşist abluka sırasında polis ve güvenlik içinden bazı görevlilerin faşistlerden bahsederek "bu arkadaşlarla böyle anlaşmamıştık" şeklinde konuştuğu duyuldu. Faşist çete, güvenlik ve polis arasında işbirliğinin olduğuna işaret eden bu konuşmalar başından sonuna polisin ve güvenliğin tutumunu da özetliyordu.

Polisin can güvenliğini sağlayamayacağından bahsetmeye başlaması üzerine akademisyenler durumu protesto ederek odalarını boşaltmayacaklarını söylediler ve kampüsü toplu halde terk ettiler. Yaşananların ardından Eğitim-Sen 6 No.lu Üniversiteler Şubesi rektörlüğe resmi bir yazı yazarak can güvenliğinin olmadığı bir ortamda üyelerinin görev yapamayacağını bundan da rektörlüğün sorumlu olduğunu belirtti. Aynı zamanda sendika faşist saldırı ile ilgili savcılık nezdinde de suç duyurusunda bulundu. Marmara Üniversitesi'ndeki ihraçlarla ilgili protestolar sürecek. 14 Şubat Salı günü Haydarpaşa Kampüsü'nde saat 12:00'de üniversite bileşenleri bir kez daha ihraç edilen akademisyenlere ve üniversiteye sahip çıkmak, istibdada karşı direnmek için bir araya gelecekler.