Saldırılara karşı ekmek ve hürriyet için birlikte mücadele

hürriyet mücadelesi

Avukatların aylarca süren mücadelesine rağmen iktidar, baroların bölünmesine olanak sağlayan yasa tasarısını meclisten geçirdi. Baroların bölünüp parçalanması, istibdad rejiminin yargının bütün bileşenleri üzerinde adım adım otoritesini tesis etme politikasının bir parçası. Çünkü mahkemeler iktidardan bağımsız kararlar veremiyorken avukatlar yargı bağımsızlığını savunmaktan vazgeçmedi. Rejimin karşısında aşılması gereken bir engel olarak durdu. Bu engeli aşamayınca da saldırılarına devam etti. Nitekim barolara ilişkin yasanın engellenmesi için verilen mücadeleler esnasında onbinlerce avukatın temsilcisi olan baro başkanları, tüm Türkiye’nin gözleri önünde polislerce saldırıya uğradı. Yine bu mücadeleler devam ederken müvekkilinin ifadesi için Ankara emniyetinde bulunan bir avukatı polisler darp etti.

Barolara ilişkin yasanın meclisten geçmesinin hemen ardından ise 13 Temmuz 2020 tarihinde, Adana’da, Devrimci İşçi Partisi ve Çağdaş Hukukçular Derneği üyesi olan yoldaşımız Avukat Şiar Rişvanoğlu’nun bürosuna saldırı oldu. Saldırganlar bıraktıkları, “Şanlı devletimizin emniyet kuvvetleri ile uğraşmaya devam edersen daha başka çok şeyler de parçalanır, dağılır” notuyla kim olduklarını hiç çekinmeden belli de etmişlerdi. Emniyet kuvvetleri, Avukat Şiar Rişvanoğlu nezdinde tüm savunmaya tehdit mesajlarını bu saldırı ile ilettiler.

29 Temmuz tarihinde ise, Hatay Baro Başkanı Avukat Ekrem Dönmez ailesi ile bir restoranda yemek yediği esnada gözaltına alındı. Bir baro başkanının emniyet güçleri tarafından tanınmamasının olanaksız olduğu düşünülürse polislerin baro başkanının kimliğini istemesi, olayın yaşandığı sırada da “ben devletim” cümlesini kurmaları bir kez daha gösterdi ki savunma iktidara tabi olmayı reddettikçe avukatlara saldırılar devam edecek.

Onyıllardır, devletin patron yanlısı yasalarına karşı emekçi halkların, erkek egemenliğine karşı kadınların, ırkçı ayrımcılıklarına karşı Kürtlerin ve tüm ezilenlerin mücadelelerinde saf tutan avukatları hiçbir saldırı yıldıramadı, bunlar da yıldıramaz. Dün baskı rejimlerinin karşısında eğilmeyenler bugün istibdada karşı hürriyet mücadelesi veriyor, yarın da verecek. Bu mücadele sadece avukatların mücadelesi değildir, bu mücadele ekmek talebiyle seslerini yükselten emekçilerin de mücadelesidir. Bu nedenle saldırılara karşı verilecek cevap ekmek ve hürriyet için birlikte mücadeledir.

 

Bu yazı Gerçek Gazetesi'nin Ağustos 2020 tarihli 131. sayısında yayınlanmıştır.