İstanbul'da "Halk isyanı yolunu arıyor" toplantısı yapıldı
30 Haziran Pazar günü DİP İstanbul İl örgütü "Halk isyanı yolunu arıyor" başlıklı bir toplantı düzenledi. Cezayir konferans salonunu dolduran yüze yakın çapulcu, halk isyanı ve forumlar hakkında düşüncelerini kürsünden dile getirdiler.
Toplantı, halk isyanı esnasında polis tarafından katledilen üç yoldaşımız ve Lice'de hayatını kaybeden Medeni Yıldırım için yapılan saygı duruşuyla başladı. İlk sözü sunumunu yapmak üzere Sungur Savran aldı.
Savran: Yeni bir dönem başlamıştır
Marksistlerin tarihi, sınıfı mücadeleleri ve toplumsal mücadelelere göre ayırdığını söyleyen Savran, modern Türkiye tarihini 3'e ayırdı ve yeni bir dönemin başladığını ifade etti. Yaşadığımız dönemi açan halk isyanının, bütün sosyal katmanları kapsayan bir hareket olduğunu gençlerin, kadınların ve beyaz yakalıların büyük bir katılım gösterdiğini söyledi. Yeni bir devrimci kuşağın, 90'lar kuşağın oluştuğunu ve bu kuşağın devrimci harekete önemli kadrolar vereceğini sözlerine ekledi. Bu kuşağın birçok insanı mahçup ettiğini, onları i-pad, i-phone vs. gençliği görenlerin yanıldığını söyledi.
Hareketin ortaya çıkışındaki ana iki dinamikten bahseden Savran, bunları ulusal ve uluslararası olarak ayırdı. Dünyanın 3.depresyondan geçtiğini, Arap devrimi ve Güney Avrupa'daki sınıf hareketliliklerinin Türkiye halkının beynine kazındığını, Akdeniz coğrafyasının devrimci bir havza haline geldiğini sözlerine ekledi. Ulusal çapta ise AKP'nin son 11 yılda toplum üzerinde muazzam bir iz bıraktığını, halka yaşam biçimi dikte ettiğini, kadınların bedenine kürtaj yasağıyla müdahale ettiğini, hemen hemen bütün gösterilere gaz ve su ile saldırdığını, işçi sınıfına ağır saldırılar yönelttiğini ifade etti. Birçoklarının dediği gibi Erdoğan'ın kişisel kibrinden dolayı değil, gelecekteki işçi sınıfı hareketini bastırmak için hiçbir uzlaşmaya yanaşmadığını sözlerine ekledi.
'Taksim Tahrir olacak'
'Cin şişeden çıktı' diye devam eden Savran, işçi sınıfının örgütlü ve örgütsüz kesimlerinin kendi talepleri ve mücadele yöntemleriyle isyana dahil olmadığını söyledi. Devrimci İşçi Partisi'nin isyan hakkındaki tutumunu özetleyen Savran, 1 Mayıs'a DİP'in "Taksim Tahrir olacak" pankartıyla çıktığını ve bundan 1 ay sonra meydanının aynı Tahrir gibi dolduğunu söyledi. Marksizmin kılavuzluğunun isyanı zafere götüreceğini söyleyen Savran "her zamankinden daha çok Marksizme ihtiyacımız var" dedi.
Halk meclisleri kurulmalıdır
İsyanda ekonomik talepler olmadığını veya zayıf kaldığını, işçi sınıfının kendi yöntemleriyle yani grev, direniş, fabrika işgalleriyle mücadeleye dahil olduğunda asıl mücadelenin o zaman başlayacağını ifade etti.
Sözlerini bitirken forumların halk meclislerine dönüşmesi gerektiğini söyleyen Savran, sürekli ileri talepler üretilmesi gerektiğine dikkat çekti. Halk meclislerinin de kendi temsilcilerini seçerek temsilciler meclisini oluşturmasını gerektiğini ifade etti. Sözlerinin sonunda işçi sınıfının mücadelenin içerisine girdiği taktirde devrimden bahsedileceğini söyledi.
Forumda canlı tartışmalar
Savran'ın sunumundan sonra foruma geçildi. Forum esnasında isyanın içinden gelen birçok çapulcu söz aldılar. Ermeni sorunundan isyanda işçi sınıfının eksikliğine, beyaz yakalıların sendikalarda örgütlenmesinden forumlara dek birçok mesele hakkında konuşmalar yapıldı. İsyan süresince sosyalistlerin hatalı tutumları, seçim barajı, Alevilerin isyana bakışı, NTV protestosu gibi konular masaya yatırıldı. Canlı tartışmaların geçtiği forumdan sonra toplantı sona erdi.