On bin insan Roboski annelerini sardı sarmaladı!
Katliamın birinci yıldönümünde on bin insan Roboski’de buluştu. Baş sağlığı dilendi, konuşmalar yapıldı, balonlar uçuruldu, mezarlığa yüründü, mezarlıkta anma konuşmaları yapıldı. Genel Başkan Sungur Savran’ın ve kurucu üyelerden Şiar Rişvanoğlu’nun da dâhil olduğu Devrimci İşçi Partisi (DİP) heyeti de Kürt halkı ve Halkın Demokratik Kongresi’ne mensup güçlerle birlikte Roboski’deki anmada yerini aldı. DİP heyeti, Roboski’nin acılı annelerine özel olarak hazırlanmış birer büyük kart armağan etti. Kürt halkına dayanışmasını ifade eden ve Erdoğan ve AKP’den hesap sorulacağını vurgulayan bir bildiri dağıttı. Mezarlıkta yapılan törende, öteki sosyalist partilerin genel başkanlarının yanı sıra, Sungur Savran da Roboski’nin acılı halkına ve toplanmış olan on binlere hitap etti. Roboski’de yapılan anma, bu yaranın daha uzun yıllar kapanmayacağını belli etti. Roboski’yi unutmadık, unutmayacağız, unutturmayacağız!
Katliamın birinci yıldönümünde on bin insan Roboski’de buluştu. Baş sağlığı dilendi, konuşmalar yapıldı, balonlar uçuruldu, mezarlığa yüründü, mezarlıkta anma konuşmaları yapıldı. Genel Başkan Sungur Savran’ın ve kurucu üyelerden Şiar Rişvanoğlu’nun da dâhil olduğu Devrimci İşçi Partisi (DİP) heyeti de Kürt halkı ve Halkın Demokratik Kongresi’ne mensup güçlerle birlikte Roboski’deki anmada yerini aldı. DİP heyeti, Roboski’nin acılı annelerine özel olarak hazırlanmış birer büyük kart armağan etti. Kürt halkına dayanışmasını ifade eden ve Erdoğan ve AKP’den hesap sorulacağını vurgulayan bir bildiri dağıttı. Mezarlıkta yapılan törende, öteki sosyalist partilerin genel başkanlarının yanı sıra, Sungur Savran da Roboski’nin acılı halkına ve toplanmış olan on binlere hitap etti.Ziyaret, önce köyün girişinde ziyaretçilerin, başsağlığı dileklerini kabul etmek ve dışarıdan gelenlere “hoş geldin” demek için ellerinde katledilen çocuklarının fotoğrafları olmak üzere tek sıra beklemekte olan Roboskililerin ellerini sıkmasıyla başladı. DİP temsilcileri bütün Roboskililere baş sağlığı diledikten sonra, Roboskili anne ve ablalara armağan olarak hazırlanmış kartları verdi. Kartların bir yüzünde, yitirdiğimiz 34 kişinin cenaze töreninden bir görüntü ve bu katliamın hesabının bütün halkın mücadelesiyle “ekmek, gül ve hürriyet” dolu bir dünyayı kurarak sorulacağı Türkçe ve Kürtçe olarak yazılıydı. Öteki yüzünde ise Edip Cansever’in “Ölü mü denir?” başlıklı şiiri yer alıyordu. Bu kartları anneler ve genç kızlar hem taziye sırasında, hem daha sonra konuşmalar yapılırken, hem de mezarlık yolunda ve mezarlıkta sürekli olarak havada tutacak ve gösterecekti.
Anma töreni köyün bir meydanında yapılan konuşmalarla başladı. Burada önce Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Ahmet Türk, Kürt halkının acı bir gününde yanında olan Türk dostlara teşekkür ederek başladığı konuşmasında iki halkın birlikte mücadelesi ile demokratik bir Türkiye kurulabileceğini belirtti.
Türk’ten sonra söz alan Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, son derecede önemli bir konuşma yaptı. Demirtaş, Roboski konusunda her şeyin söylenmiş olduğunu, tek bir şeyin eksik kaldığını, bunun da Erdoğan’ın suçunu itiraf ederek özür dilemesi olduğunu ifade etti. Demirtaş, Erdoğan’a seslenerek, “Gültan Kışanak canlı bir gerillayı kucakladığı için onun dokunulmazlığını kaldırmak istiyorsun. Sen ise 34 Kürt çocuğunu öldürdün. Asıl senin dokunulmazlığın kaldırılacak” dedi. BDP Eşbaşkanı, Erdoğan’ın hâlâ “durun bakalım, savcılar 34 kişinin hepsinin masum olup olmadığını saptasın” diyerek ölenlerden bazılarının “suçlu” ilan edilmesiyle olayı daha kabul edilebilir kılmayı hedeflediğini iddia etti. Demirtaş, yapılanın Kürt köyleri arasında ticaret olması dolayısıyla ölenleri “kaçakçı” olarak nitelemenin yanlış olduğunu, bu bölgede kaçak herhangi bir şey varsa onun da bu yapay sınır olduğunu vurguladı.
Demirtaş’ın konuşmasının siyasi bakımdan en önemli yanı ise, Kürtlere bu zulmün devletleri yok diye yapıldığını, bu durumda ister “özerk Kürdistan”, ister “federal Kürdistan”, isterse “bağımsız Kürdistan” olsun, Kürtlerin bir devlete ihtiyaçları olduğunun ortaya çıktığını söylemesi oldu.
Halkların Demokratik Kongresi adına söz alan Ertuğrul Kürkçü, düzenin kendilerin “bölüyorsunuz” dediğini, oysa kendilerinin bölünmeyi aşmak, gönüllü bir ortak yaşam yaratmak için bir şans olup olmadığını araştırdıklarını belirtti. “Türk, Kürt, Pomak, Laz, Arap, Alevi, kadın, genç bütün ezilenler”i bir araya toplayan Halkların Demokratik Kongresi’nin Roboski olayının peşini bırakmayacağının altını çizdi.
Roboski’de bulunan çok sayıda Dersimliler kurumu adına söz alan Ferhat Tunç, konuşmasında kendilerinin Roboski’yi Dersim katliamının başka koşullarda bir devamı olarak gördüğünü ifade etti. Erdoğan’ı kastederek “Dersim için özür dileyen, Roboski’de böyle yapmamalıydı” dedi. Tunç daha sonra Dersimlilerin ortak bildirisini okudu. En sonda ise bir Dersimli ninenin ağıtını okudu. Bu ağıtın okunması, bütün anma töreninin en dokunaklı anının yaşanmasına yol açtı. Sinirleri yay gibi gerilmiş analar ve ablalar, birden hep birlikte zemberekten boşanmışçasına ağlamaya başladılar. Bunu gören kitle de gözyaşlarını tutamadı. Böylece, Roboski’de toplanan kitle katliamın kurbanlarına hep birlikte ağladı, anaları sardı kucakladı!
Konuşmalardan sonra 34 ölünün her biri için birer balon göğe uçuruldu. Ölülerin ruhuna bir mevlit okunduktan sonra mezarlığa doğru yola çıkıldı. Son derecede dik bir yokuşu da içeren oldukça uzun bir yolu, kitle öfkeli ve coşkulu sloganlarla koşar adımlarla geçti. “Şehit namırın!”, “Roboski’nin hesabı sorulacak!”,”Katil Erdoğan!” ve “Katil devlet!” sloganlarının yanı sıra Kürt hareketinin sembolü haline gelmiş bir dizi slogan, en güçlü biçimde yaşları sekiz ile on dört arası değişen erkek ve kız çocuklarca olmak üzere aralıksız atıldı.
Mezarlıkta da konuşmalar yapıldı. Önce aileler adına Ferhat Encü konuştu. Sonra sırasıyla BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak ve DTK Eşbaşkanı Aysel Tuğluk söz aldı. Kışanak Kürt halkının bu katliamın hesabını soracak kadar örgütlü ve güçlü olduğunu vurgularken Tuğluk Erdoğan’a yönelik olarak 28 Aralık 2011 ile 29 Aralık 2011’i bağlayan gece saat 22:00 sıralarında telefonla talimat verip vermediğini sordu. Bu soruya yalın bir “evet” ya da “hayır” cevabı beklediklerini ifade etti.
Bundan sonra dört sosyalist parti başkanına söz verildi. Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, geçen yıl olduğu gibi bu yıl da Roboski halkının yanında olduklarını, gelecekte de olacaklarını, vicdan ve adalet için olayın sorumlularının ortaya çıkarılması gerektiğini söyledi. Sosyalist Demokrasi Partisi (SDP) Genel Başkanı Rıdvan Turan hesabın hep birlikte sorulacağını vurguladı. Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) Genel Başkanı Alper Taş ise, hükümetin ailelere para vererek sorunu hallettiğini sanmasını her şeyi paraya indirgeyen mantığının bir ifadesi olarak niteledi, barış ve kardeşlik için adaletin yerine gelmesinin gerektiğini belirtti.
DİP Genel Başkanı Sungur Savran, ESP Genel Başkanı’ndan sonra söz aldı. Savran, Roboski’nin acılı annelerine ve ailelerine hitap ederek partisinin başsağlığı dileklerini ve dayanışma duygularını iletti. Ama aynı zamanda başta Sakarya Komünü’nde Türk-Kürt-Laz kardeşleşen Tekel işçileri olmak üzere mücadele eden bütün işçilerin de Roboski halkının yanında olduğuna inandığını belirtti. Türkiye devrimcilerinin, Roboski halkının acısını dindirmek ve Kürt halkına uygulanan mezalimin hesabını sormak için bu katliamın ve benzerlerinin hesabının sorulması için Kürt halkıyla birlikte mücadele edeceğini belirten Savran, bir başka neden daha olduğunu ifade etti: “Bizim de sorulacak hesabımız var” diyen Savran, Deniz’lerin, Mahir’lerin, İbo’ların, 70’li yıllar boyunca faşistlerce katledilen sendikacıların ve devrimcilerin, 12 Eylül’ün katlettiği devrimcilerin hesabının sorulmamış olduğunu, dolayısıyla Türk-Kürt iki halkın bu yolda birlikte mücadele etmesi gerektiğini vurguladı.
Savran hesabın işçi sınıfı ile Kürt halkı tarafından birlikte sorulacağını vurgulayarak, bunun bugün gerçekçi görünmemekle birlikte Mısır ve Tunus devrimleri hatırlandığında Türkiye’de de gelecekte benzer gelişmelerin yaşanabileceğinin anlaşılmasının daha kolay olduğunu söyledi. “Taksim Tahrir olduğunda, işte o zaman Erdoğan titresin, sonu Mübarek gibi olacaktır” dedi. Konuşmasını “Bijî bıratiya gelan! Yaşasın halkların kardeşliği!” sloganıyla bitirdi.
Mezarlıkta Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi, KESK Genel Başkanı Lami Özgen ve bir dizi başka konuşmacı da söz aldı.
Roboski’de yapılan anma, bu yaranın daha uzun yıllar kapanmayacağını belli etti. Roboski’yi unutmadık, unutmayacağız, unutturmayacağız!