Beyazıt’ta 16 Mart anmasına istibdad engeli! Gözaltılar serbest bırakılsın!
Gençlik Örgütleri, 78’liler Girişimi ve Çağdaş Hukukçular Derneği(ÇHD)’nin çağrısıyla 15 mart Cuma günü, 16 Mart Beyazıt ve Halepçe katliamlarının yıldönümü vesilesiyle İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi önünde anma gerçekleşti. Ancak sonrasındaki polis saldırısı anmanın önüne geçti.
Saat 15.00’de başlayan anmada ilk sözü 78’liler Girişimi adına Hüseyin Soylu aldı. Soylu, 1977’de 1 Mayıs’ta ve 1978’de Beyazıt’ta gerçekleşen bombalı saldırılarla susturulmak istendiklerini belirtti. Devletin o zaman uygulanan dışa bağımlı politikayı halka sindirtmek için şiddete ihtiyacı olduğunu, 71’de de Denizler Mahirler üzerinden bunu uyguladıklarını aktardı. “Emperyalizm’in işbirlikçileri sadece şekil değiştiriyor” diyerek o zaman yılmadıkları bugün de yılmayacaklarını vurguladı.
Daha sonra sözü o dönem Hukuk Fakültesinde öğrenci olan Savaş Sertataş aldı. O zamanlar okulda faaliyet gösteren Milliyetçi Cephe adlı çetenin İstanbul Üniversitesi için mutlaka ele geçirilmesi gereken bir mevzi olduğu gibi söylemlerini teşhir eden Sertataş, katliam öncesinde emniyetin haberdar olmasına rağmen hiçbir tedbir alınmadığını belirtti.
Ardından ÇHD adına İstanbul Şube Başkanı Gökmen Yeşil bir basın metni okudu. Metinde işçi sınıfının ve devrimci gençliğin yükselen mücadelesinin katliamlarla bastırılmak istendiği vurgulandı. Katliamdan sonraki yargı sürecini, yapılan usülsüzlükleri anlatan Yeşil, “Burjuvazi her zamanki gibi katillerini korudu ve ödüllendirdi.” şeklinde konuştu.16 Mart’ın Halepçe’nin de yıldönümü olduğunu hatırlatılan Yeşil, Kürt halkının imha politikasına ve asimilasyona rağmen kimliği ve hakları için direndiğinden bahsetti. Halka karşı işlenmiş tüm suçların sorumlularından hesap sorana kadar mücadele edeceklerini vurgulayarak açıklamasını sonlandırdı.
Sözü en son Gençlik Örgütleri adına basın metnini okuması için bir öğrenci temsilci aldı. Metinde Beyazıt katliamının toplumsallaşan, örgütlenen gençlik mücadelesini bastırmak için gerçekleştirilen bir katliam olduğu söylenerek şu satırlar aktarıldı:
“Bugün saray, KHKlarıyla akademisyenleri, YÖK'üyle ve atanmış rektörleriyle öğrencileri sindirmeye çalışmaktadır. Bugün siyasal iktidar, tüm kamu kaynaklarını emperyalistlere ve sermayedarlara peşkeş çekmesine rağmen sözde devletin bekası uğruna tanzim satış noktalarıyla ve yerli-milli ideolojisiyle, uyguladığı politikalara toplumun çoğunu ikna edememektedir.
Bu kriz, sadece AKP iktidarının krizi değil, küresel kapitalist-emperyalist sistemin krizidir.”
Açıklamada halk hareketlerini bastırmak için devletin her zaman zor ve baskı aygıtı kullandığı belirtildi. Halepçe’ye dair ise Saddam rejimine itaat etmeyen Kürt halkına yönelik katliama ilişkin özgür bir dünya için mücadele edenler bitmemiştir bitmeyecektir denildi.
Bugün faşist çetelerin devlet güvencesi altında hala üniversitelere elini kolunu sallayarak girdiği ve öğrencilere saldırdığı aktarıldı. Açıklama, emeğin sömürülmesine ve faşizmin saldırılarına karşı birlikte mücadele etme çağrısıyla sona erdi.
Anmanın ardından topluca yürümek isteyen öğrenciler karşılarında istibdadın polisini buldu. Yürüyüşe izin vermeyen polis biber gazı ve plastik mermilerle öğrencilere saldırdı. Yerlerde sürüklenerek ve darp edilerek 33 kişi gözaltına alındı.
Vatan Emniyet’te tutulan arkadaşlarımız derhal serbest bırakılmalıdır! İstibdadın baskıları karşısında hürriyet çağrımızı bir kez daha yenileyerek gençliği faşizme, istibdada ve emperyalizme karşı örgütlenmeye ve mücadele etmeye çağırıyoruz!