AKP kendine ortodoks!

Levent Dölek Nisan 2022

Erdoğan’ın “faiz sebep enflasyon sonuçtur” iddiası çok tartışıldı. Yerleşik iktisat teorisine tamamen zıt olan bu görüşün öne sürülmesini cehalet olarak niteleyenlerle aynı görüşte olmadık. Bu görüşün istibdad rejiminin siyasal finansmanına öncelik veren, müteahhit inşaat sermayesini fonlayan, bilhassa ihracatçı sektörler ve turizm için emek maliyetlerini azaltmayı, ihraç mallarını göreli olarak ucuzlatarak ihracatı arttırmayı hedefleyen politikanın, popülerleştirilmiş bir ifade biçimi olduğunu söyledik. Herhalde AKP iktidarının “batık müteahhitleri kurtaracağız”, “Türkiye’yi yabancı sermaye için ucuz emek cenneti yapacağız” ve “tüm bunlar için Merkez Bankasını ve kamu bankalarını hortumlayarak parti kasası haline getireceğiz” demesini beklemiyorduk değil mi?

Erdoğan izlediği ekonomi politikasını “Nas var” diyerek İslami bir kisveye sokarken, Hazine ve Maliye Bakanlığına getirdiği Nureddin Nebati burjuva iktisatçılarına daha havalı görünmek istemiş olacak ki "Biz ortodoks politikaları bir tarafa koyduk. Artık heterodoks politikalar var" diyerek aynı çizgiyi savundu. Ortodoks demek kabaca geleneksel yaklaşıma ve teoriye bağlı kalmak demek. “Geleneksel, ana akım iktisat teorisine bağlı kalmıyoruz sıra dışı politikalar izliyoruz” diyorlar yani. Kulağa hoş geliyor doğrusu. Ama ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz! Erdoğan’ın lafına bakarsanız “Nas var” yani İslam’a göre faiz haramdır! Ama dolar kuru 18 TL’ye fırlayınca ne nas kaldı ne haram! Erdoğan bir gecede “kur korumalı mevduat” ile fiili olarak faiz arttırdı. Hem de ne artış! Döviz kurundaki artışa endekslenmiş ucu açık bir faiz artışıydı bu! Ve Erdoğan ortodoks politika uyguluyordu, döviz kurunu tutmak, enflasyonu dizginlemek için para arzını düşürüyor başka bir ifadeyle faizi arttırıyordu.

Konu asgari ücret tartışmasına geldiğinde bu sefer iktisadi ortodoks papazlığına soyunan Çalışma Bakanı Vedat Bilgin oldu. Gerçek açlık sınırının 6.000 lira olduğu, TÜİK’in resmi gıda enflasyonuna göre dahi asgari ücretin açlık sınırının altında kaldığı, işçi ve emekçilerden yeni bir asgari ücret zammı talebinin yükseldiği yerde Vedat Bilgin "Enflasyon ücret artışı sarmalına sebep olacak bu tür yaklaşımları yanlış buluyorum" diyerek asgari ücret için Aralık’ı işaret etti. Enflasyon ücret artışı sarmalı mı? Heteredoks AKP’liler konu sermayenin kârları olunca nasıl da yine ortodoks iktisat kitaplarının tam orta yerinden konuşuyor ama! Merkez Bankası rezervlerini çarçur etmek, oligarkları fonlamak için kamu bankalarını hortumlamak,  müteahhitlere köprü için araç, havaalanı için yolcu, şehir hastanesi için hasta garantisini dolarla vermek, Demirören’e bir milyar dolar karşılıksız kredi vermek, şirketlerin vergi borçlarını silmeler, hiç bitmeyen destekler teşvikler ve tüm bunlar dolayısıyla oluşan bütçe açıklarını karşılıksız para basarak ve fahiş faiz oranlarıyla borçlanarak kapatmak enflasyon sarmalı yaratmıyor ama ücret artışı enflasyon sarmalı yaratacak öyle mi?

Enflasyona sebep olan ücret artışı değil, sermayenin kâr oranını yükseltmek için yaptığı fiyat artışlarıdır. Ortodoks iktisat kitaplarında ücret artışlarının enflasyon yaratacağından sürekli bahsedilir. Ama burjuva iktisadına göre bile bu koşulludur. Ücret artışları enflasyon oranının üstünde olursa, gerçek ücretlerdeki artışla birlikte yükselen talebi karşılayacak bir üretim artışı olmazsa ve ücret dışındaki maliyetlerin sabit kaldığı varsayımı altında ancak bundan bahsedilebilir. Tabii bunları böyle anlatmak Vedat Bey’in ve AKP iktidarının işine gelmez. Bilimsel bir hava katarak söyledikleri sözlerin tercümesi geçinemeyen ve açlık sınırının altındaki asgari ücrete mahkûm edilen milyonların ümüğünü sıkmaya devam edecekleridir. Başka bir ifadeyle AKP iktidarı ekonominin tüm musluklarını, sermayenin kârlarını ve istibdad rejiminin finansmanını sağlamak için sonuna kadar açtığı için, ortalama ücret olan asgari ücret artışını ve diğer ücret artışlarını gerçek enflasyonun altında tutarak, talebi kısmaya, enflasyonu böylece dizginlemeye çalışıyor. Ve Erdoğan noktayı koyuyor: “Vatandaşıma onu aldatacak, yani yapmayacağımız veya yapamayacağımız bir şeyi söylemeyi doğru bulmam. Asgari ücreti tespit için bir komisyon var. Her sene toplanıyor. Dolayısıyla da bunun vakti Aralık'tır.”

Aldattınız ve aldatmaya devam ediyorsunuz. Yapabilirsiniz ama yapmıyorsunuz. Ama yapacaksınız. Yapmak zorunda kalacaksınız. Çünkü hak verilmez alınır! İşçiler köleniz halk kulunuz değil bunu öğreneceksiniz! Asgari ücret artınca enflasyon ne mi olacak? Onun da çaresi var… Fabrikalar bankalar devletin devlet işçinin olacak! Çare ortodoks ya da heteredoks burjuva iktisadında değil faizsiz ve sömürüsüz düzende yani sosyalizmde! 

 

Bu yazı Gerçek gazetesinin Nisan 2022 tarihli 151. sayısında yayınlanmıştır.