Ukrayna savaşında NATO’nun maskesi düştü: İşçi sınıfı NATO’ya karşı taraf olmak zorundadır!

nato'dan çık! nato'yu yık!

Ukrayna’daki savaşın ABD ve İngiliz emperyalizminin başını çektiği NATO’nun Rusya’ya karşı bir vekalet savaşı olduğunu başından beri söylüyoruz. Gelişmeler bunu tamamen doğrulamış bulunuyor. Ukrayna’yı Rusya ile savaşa sokan NATO, şimdi de Ukrayna’nın Rusya ile barışmasına müsaade etmiyor. Rusya ile Ukrayna arasında müzakereler sürerken Zelenski Ukrayna’nın NATO’ya girmeyeceğini taahhüt edeceğini açıklayarak önemli bir adım atmışken, Rusya Kiev etrafındaki askeri güçlerini çekmişken, Nisan başında toplanan NATO Dışişleri Bakanları toplantısından sonra her şey tersine döndü.

İtiraf ettiler! Ukrayna’yı savaştıran NATO barışmasını da engelliyor!

Toplantıda nelerin döndüğünü Türkiye’nin Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu itiraf etti: "Ama NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı'ndan sonra kanaat oluştu; bu savaşın devam etmesini isteyenler de var, NATO'ya bağlı ülkelerin içinde savaş devam etsin arzusunda olanlar var. Savaş devam etsin, Rusya daha zayıflasın diye. Gerilesin diye. Putin değiştirilir diye.” Artık bu savaşın bir NATO-Rusya savaşı olduğundan, Ukrayna’nın vekaleten savaştığına ve Zelenski’ye emperyalist efendileri tarafından barışma iradesinin bile tanınmadığından kuşku duyulabilir mi?

NATO’cu iktidar savaşın bedelini Türkiye’nin emekçi halkına ödetiyor

Tabii emperyalizmin Rusya’ya diz çöktürmeye yönelik kuşatma savaşının bedelini Ukrayna halkı ödüyor. Ama sadece Ukraynalılar mı? Savaşın ekonomik faturasını da yine işçi ve emekçiler ödüyor. Türkiye’de şimdiden artan enerji fiyatları, Ukrayna ve Rusya ile yapılan ticaretin aksaması sonucu oluşan gelir kaybı, enflasyon ve artan hayat pahalılığı ile emekçi halka fatura edilmiş durumda. Halk daha önce başını almış giden enflasyonla zaten başa çıkamıyordu, şimdi bir de savaşın faturası geldi. İstibdad rejimi bu faturayı milliyetçi şovenist bir propaganda ile paketleyerek halka kabul ettirmek istiyor. Halka çektiği sıkıntıları unutturmaya, halkın damat Selçuk Bayraktar’ın Ukrayna’ya sattığı SİHA’larla övünmesini sağlamaya çalışıyor.

Arabuluculuk yok! NATO’nun verdiği rolü oynuyorlar!

Buna iktidarın dengeli bir dış politika izlediği ve başarılı bir arabuluculuk rolü oynadığına dair kandırmaca eşlik ediyor. Oysa AKP iktidarının izlediği politika NATO tarafından kendisine biçilmiş rolden ibaret. Her gün televizyonlarda gazetelerde bu hikayeleri anlatsalar da Rusya her şeyin farkında ve Türkiye ile Rusya arasındaki gerilim her geçen gün artıyor. Türkiye’nin NATO ile Rusya arasındaki açık bir savaşın cephe ülkesi olması ise çok daha büyük bir felaketin yaklaşması demek. Çünkü böyle bir çatışma nükleer savaşa dönüşebilir ve İncirlik’te ABD’nin nükleer bombalarına ev sahipliği yapması Türkiye’yi bir nükleer hedef haline getirmektedir.

NATO’dan çık! NATO’yu yık!

Türkiye’nin NATO üyeliği emekçi halkın boynundaki ekonomik bir zincirdir. NATO’nun kurduğu kontrgerilla, işbirlikçi iktidarlarla el ele Maraş’tan 1 Mayıs 77’ye katliamlara imza atmış, Gazi’de, Sivas’ta kan dökmeye ve kardeş kavgasını kışkırtmaya devam etmiştir. NATO işçi sınıfının ve emekçi halkın kanlısıdır. NATO, Amerikancı iktidarın ve muhalefetin ağız birliği ederek söylediğinin aksine bir güvenlik şemsiyesi değil, en büyük güvenlik sorunudur. Bu sebeplerle işçi sınıfı Ukrayna savaşında taraftır. NATO’nun ve vekillerinin yenilgisinden yanadır. Türkiye’nin NATO’dan çıkması ve NATO’nun yıkılması için mücadele barışa giden tek yoldur! 

 

* * * 

 

Amerika savaşın boylu boyunca içinde!

Savaşta taraflardan biri ötekinin hedef haline gelmiş teçhizatını ya da personelini nasıl vurur? Rastgele bombalayarak değil elbette. Vurulması amaçlanan hedef konusunda keşif ya da istihbarat yoluyla elde edilen bilgi, hedefin coğrafi konumunun belirlenmesini sağlar. Günümüzün coğrafi bilgi sistemleri teknolojileri bu bilgileri gittikçe daha kesinlikli hale getirmiştir. Yani ateş edildiğinde çoğunlukla hedeflenen teçhizatın ya da personelin yeri tam olarak biliniyordur.

Demek ki, savaş faaliyeti sadece ateş eden teçhizat ve birliklerden ibaret değildir. Keşif yapan ve istihbarat elde eden birlik ve teçhizat da savaşın parçasıdır. Savaş onlar olmadan başarılı biçimde yürütülemez. Yani bir hedef vurulurken istihbarat veya keşif ile bombalama işlevlerinin birlikte gerçekleşmesi gerekir ki başarılı bir askerî operasyon yürütülebilsin.

Amerika’nın en önemli gazetesi New York Times, son günlerde Amerikan ordusunun verdiği istihbarat bilgileri sayesinde Ukrayna’nın Rusya’nın en az 12 generalini öldürdüğünü açıkladı! Bu yetmedi, aynı gazete aynı zamanda Rusya’nın Karadeniz’deki amiral gemisi Moskva’nın batırılmasının da Amerikan istihbaratının verdiği bilgiler sayesinde olduğunu ortaya koydu.

Şimdi Amerikan siyasi ve askerî çevrelerinin tartıştığı şu: Böyle şeyler yapılsa da açıklanmaz! “Biden kapat ağzını!” diyor birçok uzman, emekli asker, eski büyükelçi. Nedir telaşları? Bu şu demektir: ABD Rusya’ya karşı fiilen savaşıyor. İstihbarat ve keşiften sağlanan bilgi olmadıkça savaşta başarı kazanılamaz. Bunları Ukrayna değil de Amerika yapıyorsa, demek ki ABD Ukrayna’da Rusya’ya karşı fiilen çarpışıyor. Hiç bomba atmasa da!

Yani, bu savaş Rusya ile Ukrayna arasında değil. Bu savaş Amerika ve NATO ile Rusya arasında! NATO savunucuları, uyansanız iyi olacak, rezil bir duruma doğru yuvarlanıyorsunuz.

 

Bu yazı Gerçek gazetesinin Mayıs 2022 tarihli 152. sayısında yayınlanmıştır.