Atina’dan Budapeşte’ye enternasyonalizm

Mart sonu ve Nisan başı, Avrupa kıtasının devrimcileri için enternasyonalizm yönünde adımlar atmak bakımından önemli fırsatlar sunuyor. Önce 29-30 Mart hafta sonu Atina’da 2. Avrupa İşçi Konferansı düzenleniyor. Konferansın çağırıcıları Dördüncü Enternasyonal’in Yeniden Kuruluşu Koordinasyonu’na bağlı partiler, Kristiyan Rakovski Balkan Sosyalist Merkezi ve RedMed internet sitesi. Bu konferans, geçen yıl tam da Gezi isyanı sırasında 9-10 Haziran günlerinde düzenlenmiş olan Birinci Avrupa İşçi Konferansı’nın devamı niteliğini taşıyor. Atina’nın ardından 3 Nisan’da Budapeşte’de Avrupa kıtasında faşizmin yükselişine karşı bir toplantı düzenleniyor. Devrimci Marksistler bu konferanslar aracılığıyla kendi ülkelerinde verdikleri mücadeleleri uluslararası düzeyde sağlam bir enternasyonalist odağın inşası çabasıyla birleştirmiş olacaklar.

Birinci Avrupa Konferansı kıtanın zayıf halkalarını oluşturan ülkelerde (Yunanistan, İspanya, Portekiz, İtalya, İrlanda vb.) Avrupa Birliği’nin basıncı ile uygulanan kemer sıkma politikalarının krizin atlatılması yönünde bir dinamik yaratmamış olduğunun altını çiziyor ve geleceğin giderek daha sert sınıf mücadelelerine sahne olacağını belirtiyordu. Kriz bütün Avrupa’da devam ediyor. Enflasyonun salt durgunluktan dolayı düşmesi anlamına gelen “deflasyon” korkusu düzenin sözcülerini sarmış durumda.

Bunun yanı sıra sınıf mücadelesinde bir yandan kitlelerin düzene başkaldırısı devam ediyor, bir yandan da faşizm gittikçe başını kaldırıyor. Akdeniz devrimci havzasında son bir-iki yıldır esas odak noktası Balkanlarda oluşmaya başladı. Yunanistan, Romanya, Bulgaristan, Slovenya ve Gezi ile başlayan halk isyanı ile Türkiye’den sonra Bosna-Hersek de geçtiğimiz ayın başında, önünde işçi sınıfı ile gençliğin yer aldığı bir kalkışma ile sarsıldı. Bosna’yı Karadağ ve Sırbistan’da bir an yanıp sönen kıvılcımlar izledi. Öyle anlaşılıyor ki, Akdeniz’in ateşi sönmeden Balkanlar’da bir yeni devrimci odak oluşuyor.

Faşizm ise bir dizi ülkede adım adım yükseliyor. En güçlü hareketler, Macar halkının geçmişini Turan düşüne bağlayan faşist hareketiyle Macaristan ve son derece saldırgan açık Nazi politikaları izleyen Altın Şafak adlı örgütle Yunanistan’da. Ama hemen hemen bütün ülkelerde faşizm, ırkçılık, yabancı düşmanlığı, anti-Semitizm yükselişe geçmiş durumda. Mayıs ayında yapılacak Avrupa Parlamentosu seçimlerinde faşist, neo-faşist, düpedüz ırkçı ve proto-faşist partilerin büyük bir zafer kazanması bekleniyor. En son Ukrayna’da Maidan’da yapılan gösteri ve mücadelelerde ülkenin Svoboda ve Pravi Sektor adlarını taşıyan faşist hareketleri büyük etkiye sahip oldu. Avrupa Konferansı işte bu ciddi tablo karşısında nasıl bir program ve nasıl bir örgütlenme üzerinden yürümek gerektiğini tartışacak.

Konferansın bir başka konusu ise, doğal gaz dolayısıyla değere binmiş olan Kıbrıs için emperyalizm ile bölgesel müttefikleri Türkiye ve Yunanistan arasında yapılan müzakerelere yönelik devrimci Marksist bir perspektif geliştirmek olacak. Konferans Avrupa dışındaki gelişmelere de kayıtsız kalmayacak. Ortadoğu’daki ve Kuzey Afrika’daki gelişmeler de ele alınacak, enternasyonalistlerin görevleri konuşulacak.

Canavarın karnında anti-faşist toplantı

3 Nisan’da Budapeşte’de yapılacak toplantı ise faşizmin en güçlü olduğu ülkelerden birinde faşizmle nasıl mücadele edileceğini tartışacak. Macaristan’da Jobbik hareketi özellikle Roman toplumuna saldırılar düzenleyen paramiliter birlikleriyle tam anlamıyla Nazi tarzı bir örgütlenme içinde. Seçilen ülkenin yanı sıra tarih de ilginç: 6 Nisan’da Macaristan’da genel seçim yapılıyor. Seçimlerden (bazı bakımlardan Tayyip Erdoğan’la çarpıcı ortak özelliklere sahip olan) başbakan Viktor Orban’ın sağcı partisi Fidesz’in zaferle çıkacağına kesin gözüyle bakılıyor. Asıl merak konusu faşist Jobbik’in ne kadar oy alacağı. Bu seçimlerden hemen önce yapılacak toplantı, muhtemelen Avrupa Sosyal Forumu ve Avrupa Sol Partisi türü reformizmin damgasını taşıyacak, ama devrimci Marksistlerin varlığı tartışmaya farklı bir nefes getirecek.

Bu yazı Gerçek Gazetesi'nin Mart 2014 tarihli 53. sayısında yayınlanmıştır.