TC basınının çifte sömürgeciliği
(Enternasyonal Dayanışma / Kıbrıs) Sabah ve Milliyet gazetelerinin servis ettiği “Kıbrıs’ta PKK Kampı” haberi, geçmişte servis edilen kamp haberlerinden biraz farklıydı. Her sene mutlaka birkaç kez Türk basını Kıbrıs’ta PKK kampı olduğunu fark eder ve uydurma haberler yapar.
Kıbrıs’taki milliyetçi kesim ve sözcüsü basın ise konuyu “namus davası” olarak görüp, Kıbrıs’ın ‘milliliği’ne halel getirdiği için muhabirlere “milli tarih” dersi vermekte ve Beşparmak Dağı bölgesindeki halkın ne kadar ‘kahraman’ ve milliyetçi olduğunu hatırlatmaktadır. Sol-reaksiyonerler işin ironisi ile yetindi. İşin ironik tarafı gözle görülürdür; dört bir tarafı taş ocağı ve askeri bölge olan Beşparmaklar’da nasıl PKK kampı olabilir? Aklından zoru olmayan kimse Kıbrıs’ın dağları üzerine hikâye anlatmaz… Her taşın altında askerin olduğu, bütün deniz kıyılarının askeri birliklerce işgal edildiği, bir araba seyahatinde askeri bölge ve gece kulübünden başka görülecek bir şeyin kalmadığı Kıbrıs’ta neyin kampı!
Bu kez haberin veriliş amacı biraz daha farklıydı. Geçmişte Kıbrıs üzerinden verilen PKK haberleri, Kıbrıs Cumhuriyeti ve Kıbrıslı Rumların düşman ilan edilmesi üzerinden yazılırken, bu kez Rumlara ihtiyaç duymadı apoletli basın: Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Kürtlere “yardım” ettiği çok yazıldı Türk basınında, oysa Suriyeli Kürtlerin güney Kıbrıs’ta başına gelenlerle ve sınır dışı süreçleriyle biraz ilgilenmiş olsalardı, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin hiç de Kürt dostu olmadığını görürlerdi… Bu kez haber, soyut bir PKK kampından öte Kıbrıs’ta okuyan Kürt öğrencilerin hedef gösterilmesinden başka bir şey değil! Bir süre önce Türk faşistlerinin çıkardıkları olaylar yüzünden sırf Kürt oldukları için ‘suçlu’ ilan edilip sınır dışı edilen Kürt öğrencilerin olmayan PKK kampında eğitim gördükleri bilgisini veriyordu bize apoletli medya! Sınır dışıların geç de olsa gerekçesini bulmuş Türk Devleti…
Haberin üstü kapalı söylediği ise “Kıbrıslılar PKK’ya göz yummaktadırlar”, yani Kıbrıs Tayyip’in deyişi ile ‘nankör’dür. Tayyip’in geliştirdiği sömürgeci söylem böylece yeni argümanlarla tamamlanmaktadır. TC basınının çifte sömürgeciliği iki yönlü bir düşmanlık üretmektedir: Kürdistan ve Kıbrıs artık daha çok kardeştir, çünkü sömürgeci Türk basınının ortak düşmanıdırlar!
Başka bir nokta ise Kürtlerin hiçbir coğrafyada eğitim alma hakkı yoktur. Kıbrıs’a okumaya giderlerse “Beşparmak’ta kamptadırlar”, eğitim hakları yoktur çünkü doğuştan suçludurlar!
Sömürgecilik bir sistemdir. Kürtler için de Kıbrıslılar için de… Ne ironiktir ki Ghobadi’nin Sarhoş Atlar Zamanı’nda da deniz seviyesinin üstüne zar zor çıkan Kıbrıs’ta da Kürtlerin aşması gereken hep bir dağ vardır. İçi çürümüş Beşparmaklar dağdan sayılırsa tabii…