Sevsinler liberalliğinizi!
Referandum sonrasında kurulmuş olduğu ilan edilen “ileri demokrasi”nin mimarları ve ideologları dökülüyorlar. İki anlamda da: hem içlerindeki ne varsa ortaya çıkartmak anlamında, hem de demokrasi konusunda rezil olmak anlamında. Polisin Dolmabahçe’de öğrencilere saldırısında görülen vahşeti eleştirmek yerine öğrencileri hedef alırken.
12 Eylül eleştirisi için solcularla birlikte dizi senaristliğine soyunan Mümtaz’er Türköne öğrencilere “patolojik” diyor. 90’lı yıllarda Türköne faşistlikten İslamcı “liberalizm”e geçiş yaparken yazılarını gururla yayınlayan “solcu” Birikim dergisi yöneticileri ne hissetmiştir, bilinmez. Tayyip Erdoğan’ın eski danışmanı Akif Beki, kabahati Dolmabahçe’ye temsilci yollamak isteyen ve bu yüzden polis barikatını zorlayan öğrencilere buluyor. Bu şahsiyeti, pek matah biriymiş gibi “solcu” eski Radikal gazetesine getirip köşe verenler ne hissetmiştir bilinmez. “Yeni” Radikal’in yeni Ertuğrul Özkök’ü Eyüp Can sadece polisin şiddetine değil öğrencinin eylemlerine de sıfır tolerans savunuyor. AB ilişkileri sorumlusu bakan Egemen Bağış polisi değil, öğrencilerin polise uyguladığı şiddeti eleştiriyor. En güzeli AKP sözcüsü Hüseyin Çelik. Öğrencilerin “mont”ları birörnekmiş! Sanki sizin takım elbiseleriniz ve kravatlarınız birbirinden çok farklı! Sana ne?
AKP’nin demokratlığına güvenenler! Bu partinin sözcülerinin ve ideologlarının nasıl polis gaddarlığından yana olduğunu görünce hiç mi yüzünüz kızarmaz?