İstibdadın başlattığı siyasi soruşturma ve tutuklama furyasında sıra İstanbul Barosunda
İstibdad rejimi bir dizi hamle ile yeniden İstanbul Barosuna saldırıyor. Gazeteci Nazım Daştan ve Cihan Bilgin 19 Aralık’ta Rojava’daki gelişmeleri takip ederken öldürülmüş ve sonra bunun uluslararası sözleşmelere aykırı olduğunu açıklayan ve cenazelerinin Türkiye’ye getirilmesi talebini dile getiren bir basın açıklamasına yapılan saldırıda avukatlar gözaltına alınmıştı. Gözaltına alınan avukatların serbest bırakılmasına yönelik 21 Aralık’ta İstanbul Barosu tarafından yapılan açıklama, İstibdadın İstanbul Barosuna yönelik yeni saldırılarının bahanesi oldu.
İstibdad, baroları ve savunma makamlarını dizayn etmek için yaptığı paralel baro saldırısından istediği sonucu alamamıştı. Ancak 2024 yılının ekim ayında yapılan İstanbul Barosu Genel Kurulunda Av. İbrahim Kaboğlu’nun başkanlığındaki Değişim İçin Avukatlar grubunun seçimi kazanması İstibdad için büyük bir yenilgi anlamı taşıdı. Değişim İçin Avukatlar Grubu; ezilenlerin, kadınların ve Kürtlerin yanında olacağı vaadiyle seçimi kazandı. Bu grubun seçimi kazanmasının önemi, 2002 yılından beri Baro yönetiminde olan ve bürokrasi ile arasını iyi tutmak için çaba gösteren seçim grubunu alaşağı etmiş olması. Şimdiki Baro yönetiminin grevleri yasaklanan metal işçilerinin ve direnişteki Polonez işçilerinin mücadelelerini destekleyip, yıllar sonra İstanbul’da Baronun işçilerden yana açık tutum almasını sağlaması İstibdad için tehlikeli olduğunu gösterebilecek örneklerden.
21 Aralık’ta İstanbul Barosu’nun yaptığı açıklama sebebiyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 22 Aralık’ta “terör örgütü propagandası yapmak” ve “halkı yanıltıcı bilgiyi yaymak” suçlarından baro yönetimi hakkında soruşturma açıldı. Ardından aynı savcılık tarafından İstanbul Barosu yönetiminin görevden alınması ve yeniden genel kurul yapılması amacıyla İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’nde dava açıldı. Açılan davaya karşı İstanbul Barosu yönetimi avukatların desteği ile 23 Şubat’ta olağanüstü genel kurul kararı alıp meşruiyetini kanıtlamayı hedefledi. Ancak İstanbul Barosu Yönetim Kurulu üyesi ve Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi Avukat Fırat Epözdemir, Avrupa Konseyi savunmalar toplantısından dönerken 24 Ocak’ta havaalanında gözaltına alınarak bir dizi hukuksuzluk sonucu tutuklandı.
Av. Fırat Epözdemir’in, İstabdadın sopası haline gelmiş İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından özel olarak seçilmiş olması muhtemel. Daha önce takipsizlik kararı verilmiş olan bir dosya ve mesleği çerçevesinde yaptığı işler bahane gösterilerek hakkında soruşturma başlatılan Av. Fırat Epözdemir’in tutuklanmasının asıl sebebi Kürt bir avukat olarak yıllardır mücadelenin içinde olması ve sol görüşlü avukatlarla birlikte İstanbul Barosu Yönetim Kurulu üyesi olması. İstibdad böylelikle hem Kürtlere hem de işçilerin, emekçilerin, ezilenlerin yanında saf tutan avukatlara sopa göstermiş oluyor. Bu tutuklama ve Baroya yönelik diğer soruşturmalar İstibdadın son dönemde özellikle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı eliyle siyasi amaçlarla başlattığı hukuki saldırı furyasının bir parçasıdır.
İstanbul Barosuna yapılan saldırı, istibdadın ihbarcı ve makul avukatlar projesinin bir yansıması. Ancak bu saldırı aynı zamanda grevlerde, direnişlerde patronun ve polisin saldırısına maruz kalacak işçiler için de tehlike niteliğinde. İstanbul’da işçilerin, emekçilerin, ezilenlerin yanında olan baro demek, İstibdadın ve patronların hukuksuz uygulamalara başvururken tekrar düşünmek zorunda kalması demek. Bu sebeple işine, aşına, hürriyetine sahip çıkmak için mücadele eden tüm işçilerin ve sendikaların İstanbul Barosu ve Yönetim Kuruluna destek vermesi gerekmektedir.