Anayasaya kilitlenmek neden zararlı?
Gerek işçi hareketi için, gerekse sol için anayasa tartışmasına kilitlenmek, yeni, "demokratik", "sivil" bir anayasayı içinden geçtiğimiz dönemin temel politik hedefi haline getirmek sadece yararsız değildir. Doğrudan doğruya zararlı birtakım sonuçlara yol açacağı kesindir.
1. İşçi hareketini, solu, Kürt hareketini, yeni bir anayasa konusunda son derecede faal olan, bunu önümüzdeki dönemin ana konusu olarak gören TÜSİAD'ın yanına doğru itecektir. Örneğin DİSK bürokrasisinin TÜSİAD ile bu konuda dirsek teması içinde olduğu biliniyor. Yeni anayasayı solun merkezi şiarı haline getiren herkes Süleyman Çelebi'nin sınıf işbirliği açılımını rahatlatmış olacaktır.
2. TÜSİAD'ın yeni anayasayı neden istediği belli. Hem AB'ye uyum için hem de neoliberalizme daha da sağlam bir hukuki temel hazırlamak için. Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu bu ikinci amaca "ekonomik anayasa" adını verdi bile. Dolayısıyla, bir anayasa tartışmasına kilitlenmek, burjuvazinin çok daha güçlü olduğu bu aşamada burjuvazinin eline oynamak anlamını taşıyacak.
3. Anayasa tartışmaları, sol içinde liberallerin elini güçlendirir. Bir yandan, TÜSİAD'ı bir demokrasi gücü olarak görenler bu tartışmadan özel bir yarar sağlar. Bir yandan da Kürt hareketi yeniden düzenin liberal güçleriyle belirli bir yakınlaşma içine girer.
4. İşçi ve emekçi sınıflar, genellikle sanıldığının tersine, demokrasi meselelerine ekmek kavgasından daha az ilgi duyarlar. Dolayısıyla, anayasal meselelerin onların izleyemeyeceği bir tekniklik düzeyinde tartışılması işçileri ve emekçileri bugün içinde oldukları politik konumda bırakır. Oysa Üçüncü Cephe'nin kitleleri burjuvazinin iki kampının hegemonyasından kurtarmak için özel bir görev ile karşı karşıya kaldığı bir aşamadan geçiyoruz. Bu yüzden, anayasa tartışmaları solun kitleleri kazanma açısından silahlarını elinden almış olur.
5. Anayasa tartışmaları sendika bürokrasisine ilaç gibi gelecektir. Bürokratlar, soyut insan hakları ve işçi hakları tartışmaları içinde boğulacak, liberal burjuva profesörlerine raporlar hazırlatacak, onları panellerde konuşturacak, bütün bunları yaparken de görevlerini yaptıkları havasına bürüneceklerdir. Bu arada grevlerde, direnişlerde, işten atmalarda görevlerini savsaklamak ya da bu eylemleri düpedüz sabote etmek için bir mazeret bulmuş olacaklardır.
6. Üçüncü Cephe'ye katılabilecek ya da dışarıdan destek verebilecek bir dizi devrimci demokratik güç, burjuva düzeni içindeki soyut anayasa tartışmalarına kilitlenen bir cepheye destek vermeyecektir.
7. Kürt halkının çıkarları açısından bakıldığında, bütün anayasanın toptan yenilenmesi faaliyeti, düzenin sahiplerinin ipe un sermesi anlamına gelecek, Kürtlerin büyük avantajlar yakaladığı şu dönemde derhal birkaç anayasa maddesi değişikliliğiyle haklarını tescil etmesini engelleyecektir.
Açık biçimde söyleyelim: Anayasa tartışmasını işçi hareketinin, solun ve Kürt hareketinin gündeminin merkezine yerleştirmek, düzene, burjuvaziye, liberalizme altın tepsi içinde bir hediye sunmaktır.