ODTÜ’lüler haklıdır

Bir an için söylenenlerin yalan değil de gerçek olduğunu farz edelim. Yani polis öğrencilere değil de öğrenciler polise saldırmış olsun, molotoflar, sapanlar havada uçuşmuş olsun. Zavallı polisler de öğrenci şiddetinin mağdurları olmuş olsunlar. Özünde bir şey değişmezdi yine. Çünkü esas sorulması gereken soru, kim başlattı değil, kim haklı sorusudur!

Polisin ODTÜ’yü bir bulut şeklinde saran biber gazları saatler içinde dağıldı ama geriye tüm ülkenin üzerine çöken bir yalan bulutu kaldı. Öğrenciler molotof kokteyli ve sapanlarla polise saldırmış, öğrencilerin çoğu dışarıdan gelmiş. Erdoğan, İstanbul Üniversitesi’nde fahri doktora alırken ön bahçede arkadaşlarımla birlikte oturduğum banktan tüm bahçeyi insansızlaştırma emri alan çevik kuvvet marifetiyle uzaklaştırılmış bir öğretim elemanı olarak ODTÜ’de polisin nasıl hareket ettiğini tahmin edebiliyorum.

Ama yine de kanıt istiyorsanız Ankara Emniyet Müdürlüğü’nün sitesine girip videoları izleyip resimlere bakın yeter. Tek bir molotof yok, tek bir sapan yok. Ama aynı görüntülerde öğrencilerin üstüne üstüne gönderilen çok sayıda biber gazı bombası ve plastik mermiyi görmek mümkün. Dışarıdan gelen öğrenciler meselesine gelince aynı emniyetin ertesi gün evlerini basıp gözaltına aldıklarının hepsi ODTÜ öğrencisi. Demek ki dışarıdan gelen provakatörler hikayesi de efsaneden ibaret.

Peki bir yalan nasıl gerçek gibi gösterilir? Başbakan açıklama yapar, polis açıklama yapar, rektörler sıraya girer açıklama yapar, televizyonda aynı yalan üzerine saatlerce oturum yapılır… Büyük bir yalan itinayla gerçek diye pazarlanır. Ama güneş bu ya balçıkla sıvanmaz.

Yine de bir an için söylenenlerin yalan değil de gerçek olduğunu farz edelim. Yani polis öğrencilere değil de öğrenciler polise saldırmış olsun, molotoflar, sapanlar havada uçuşmuş olsun. Zavallı polisler de öğrenci şiddetinin mağdurları olmuş olsunlar. Özünde bir şey değişmezdi yine. Çünkü esas sorulması gereken soru, kim başlattı değil, kim haklı sorusudur!

Uzaya Türk Silahlı Kuvvetleri’ne keşif hizmeti sağlamak üzere uydu gönderilmiştir. Aynı TSK bugün hükümet tarafından başta Suriye olmak üzere emperyalizmin hizmetine koşulmaktadır. ODTÜ’lüler ise “emperyalist savaş çığırtkanı Erdoğan defol!” demiştir. ODTÜ’lüler haklıdır.

Üniversiteleri bir anonim şirkete dönüştürmeyi tasarlayan yeni YÖK kanunu hazırlıkları gündemdedir. ODTÜ’lüler ise “bilimi satan Erdoğan defol!” demiştir. ODTÜ’lüler haklıdır. Rektörler pespaye bir zavallılıkla el pençe divan Başbakan’ın ardında hizaya dizilmiştir. ODTÜ’lüler “ODTÜ ayakta AKP’ye direniyor!” demiştir. ODTÜ’lüler haklıdır.

“Her yer ODTÜ her yer direniş” diyen ve rektörlerinin zavallılığına ortak olmayı reddeden diğer üniversitelerdeki kardeşleri de haklıdır.

Kimse “fikirlerin savunulmasına evet ama şiddete hayır” türünden gevezeliklerle insanları kandırmaya çalışmasın. Başına biber gazı bombası atılan bir öğrenci beyin kanaması geçirmiş ölümden dönmüştür. Öğrencilerse fikirlerini apaçık şekilde taşların değil kağıtların, bezlerin üzerine yazmıştır. Yetmeyince görmeyen gözler görsün diye binlerle buluşup yan yana dizilerek ODTÜ’nün tarihi sahasında Devrim Stadı’nda “ODTÜ ayakta” yazmışlardır.

ODTÜ’lüler haklıdır. Haklının yanında olmaksa bir sorumluluktur. Ticarileşme endeksinde vakıf üniversitelerini geride bırakıp ikinci olan sermayenin ODTÜ’süne karşı öğrencisi, öğretim elemanı ve emekçisiyle başka bir ODTÜ kendini göstermiştir. Zavallılığa karşı cesaretin, emperyalizme karşı mücadelenin, sermayeye karşı emeğin sesi yükselmiştir ODTÜ’den. ODTÜ’lüler başlatmış olsaydı da kavgayı, bu gerçek değişmezdi.