Vız gelir bize senin OHAL’in, sakallı firavun!

Mısır yine günlerdir ayakta. Gecesi gündüzü birbirine karıştı. Her kenti, her meydanı, her sokağı devrimci kitlelerin düzene, yoksulluğa, eşitsizliğe, adaletsizliğe, özgürlük yokluğuna ve bütün bunların bugünkü temsilcisi, Müslüman Kardeşlerin cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’ye isyanıyla çalkalanıyor.


Devrimin başlangıç günü olarak devrime adını ve tarihini vermiş olan 25 Ocak 2011’in ikinci yıldönümünde, geçtiğimiz Cuma, Mısır’ın bütün kentleri ayağa kalktı. Vilayet konakları, emniyet müdürlükleri, karakollar, belediye meclisleri, Müslüman Kardeşlerin siyasi organı Hürriyet ve Adalet Partisi’nin binaları basıldı, işgal edildi, kimi yakıldı. Polis kanal boyu kenti Süveyş’te yedi devrimciyi öldürünce, halk o günden bu yana bir daha evine dönmedi.
Ertesi gün, Cumartesi sahnede Port Said vardı. Yaklaşık bir yıl önce, bu kentte, Kahire’nin deplasmandaki El Ehli takımının taraftarlarından 72’si, Port Said’in El Mısri takımının taraftarlarının bir bölümünce, polisin işbirliği ile katledilmişti. El Ehli’nin taraftar grubu Ultralar devrimin önemli bir sesiydi. Bu yüzden, saldırı devrimci kampa yapılmış gibi görülmüştü. Cumartesi bu olayın davasının son celsesi görüldü. Hâkimler 23 kişiye ölüm cezası verince Port Said’in altı üstüne geldi. 40 ila 50 arasında insan öldürüldü. İşin ironik yanı şu ki, geçen sene belki de devrimcilere saldırmış olan El Mısri taraftarları, şimdi sokakları “Mursi şeytan” sloganlarıyla çınlatıyor ve hiç olmazsa nesnel olarak Kahire’nin ve başka kentlerin devrimcileriyle yan yana gelmiş oluyorlar.
Mursi Mısır halkıyla ve gençliğiyle başa çıkamayacağını görünce, Pazartesi günü Nil vadisindeki üç kentte İsmailiye, Port Said ve Süveyş’te OHAL ilan etti. O yetmedi, bir de gece sokağa çıkma yasağı koydu. Gece 23:00’ten sabah 06:00’ya kadar kimseye sokağa çıkma izni yoktu. Bu kentlerin halkı sanki devlet kendilerine çağrı çıkarmış gibi, büyük kitleler halinde geceyi sokakta hükümet ve düzen aleyhinde sloganlar atarak, yürüyüş ve gösteri yaparak geçirdi! Kahire halkı ve diğerleri de onları yalnız bırakmadı elbette!
Emperyalist odaklar da, Mısır burjuvazisi de, onun Müslüman Kardeşler gibi örgütleri de, iki yıldır devrim bitsin diye dua edip duruyorlar. Her değişik aşamada, devrimci halkın evine döndüğünü hayal ediyorlar. Her defasında düş kırıklığına uğruyorlar. Devrim, hedeflerine ulaşmış değil. Ne ekmek var, ne özgürlük, ne sosyal adalet! Kitleler de bunun sonucunu çıkarıyor, devrimi amacına ulaştırmak için yeniden mücadeleye girişiyorlar.
Mursi, halkın kendi iradesiyle eve girmeyeceğini anlayınca, onları zorla kapatmaya kalkıştı. Cevabını aldı! Devrimi evine kapatmaya ne senin gücün yeter sakallı firavun Mursi, ne de Kardeşlerinin! Sen Mısır’ın şehirlerini hayalet kentlere benzetmek istedin. Oysa şimdi o kentlerde devrimin hayaleti dolaşıyor!