Tazıya tut, tavşana kaç!
Her önüne geleni sabah beşte evinde basarak ardından tutuklatan bu yargı sistemi, iş Hrant’ın katillerine geldiğinde acaba neden önceden bu bilgileri kullanıma açıyor?
Hrant Dink davası son günlerde yeni bir doğrultuya girme istidadı gösteriyor. Ya da gösterebilirdi. Şu anda cezaevinde olan bir gizli tanık, kendisinin ve ailesinin korunması koşuluyla Hrant Dink cinayetinin örgütlü bir suç olduğunu kanıtlayacak tanıklık ve belgeler sağlayabileceğini söyledi.
Bunun ardından olan biteni Hürriyet gazetesinden izleyelim:
“Tokat cezaevinde tutuklu bulunan ihbarcı, ifadesinde Dink cinayetine ilişkin bilgiler verdi.
Dava kapsamında yargılanan ancak örgütten beraat ettikten sonra tahliye edilen Erhan Tuncel’i tanıdığını söyleyen ihbarcı, ifadesinde cinayet öncesi Agos Gazetesi önünde keşif yaptıklarını söylerken cinayet hazırlıklarına katıldığını da itiraf etti. Cinayetin Tuncel ve kendisinin de içinde bulunduğu bir grup tarafından planlandığını söyleyen ihbarcı, söz konusu gruptaki isimleri de savcılığa bildirdi.
Aralarında asker ve sivillerin bulunduğu isimler, Savcı Akkaş tarafından incelemeye alındı. İhbarcı, Samast’ın yargılandığı İstanbul 2’inci Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi’ne mektup göndermiş, ailesinin ve kendisinin can güvenliğinin sağlanması halinde yeni bilgiler vereceğini belirtmişti. İhbarcı ve ailesi, Savcı Akkaş’ın talimatıyla korumaya alınmıştı.”
Yukarıdaki bilgilere bakınca yargı sisteminin ne yapmaya çalıştığı konusunda insanın aklı biraz zorlanıyor. Mesela ihbarcının kimleri ihbar etmiş olduğunun gazetelere bildirilmesine ne gerek duyuldu acaba? Hürriyet gazetesi bu bilgileri yayınlayınca sadece “vatandaş” okumayacak bunları. Agos gazetesi önünde keşif yapan Erhan Tuncel ve onun arkasındaki kişiler de artık kendi aleyhlerine tanıklık yapacak birinin olduğunu biliyor. Ayrıca bu yetmiyor, bir de hani belirsizlik falan kalmasın diye “aralarında asker ve sivillerin bulunduğu” kişilerin hepsi uyarılıyor sanki. Acaba bu kişilerin kaçması veya bu durumu öğrenir öğrenmez kendi aralarında savcılık ifadelerini uyumlulaştırma çabasına girişmeleri veya delilleri karartmaları ihtimali bu şekilde arttırılmış olmuyor mu? Her önüne geleni sabah beşte evinde basarak ardından tutuklatan bu yargı sistemi, iş Hrant’ın katillerine geldiğinde acaba neden önceden bu bilgileri kullanıma açıyor?
Bir de insan doğrusu merak etmeden duramıyor. Haber “İhbarcı ve ailesi, Savcı Akkaş’ın talimatıyla korumaya alınmıştı” diyor da, bu Tokat cezaevi meselesi neyin nesi oluyor? İhbarcının Tokat cezaevinde yatıyor olduğunun açıklanması bu “koruma” programının bir parçası mı? İhbarcı Agos gazetesinin önünde keşif yapanlardanmış haber doğru ise. Keşfi bütün bir kolordu yapmadıysa, o keşifte bulunanlar hangi arkadaşlarının Tokat cezaevinde yattığını gayet iyi biliyorlardır.
1990’lı yıllarda Özdemir Sabancı cinayetinin zanlılarından Mustafa Duyar’ın konuşmaması için cezaevinde öldürülmüş olduğunu bilmeyen mi kaldı?