Ne Türkiye ne Malta tek bayrakları para!

Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Konsorsiyumu (ICIJ),  Paradise Papers (Cennet belgeleri)  adıyla kamuoyuna açıkladığı bilgi ve belgelerle dünya çapında çok sayıda iş adamı ve siyasetçinin vergi cennetlerinde şirket açarak ülkelerinden vergi kaçırdıklarını ortaya çıkardı. Paradise Papers, ICIJ’nin Nisan 2016’da kamuoyuna açıkladığı Panama Belgeleri’nin devamı.

Enerji Bakanı Berat Albayrak, AKP’ye yakınlığı ile bilinen işadamı Fettah Tamince ve Çalık Holding belgelerle birlikte gündeme gelen isimler. Ayrıca Erdoğan’ın eniştesi Ziya İlgen, kardeşi Mustafa Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan’la iş ortağı olan Azeri armatör Mansimov üzerinden kurulan ilişki ağı da belgelerle birlikte gündeme taşınmış durumda. Türkiye açısından en çarpıcı olan Başbakan Binali Yıldırım’ın oğullarının Malta’da şirketler kurarak ve Malta bayrağıyla gemi ticareti yaparak vergiden kaçması. Söz konusu şirketlerin varlığı Binali Yıldırım tarafından da kabul edilmiş durumda. Üstelik Başbakan, şirketlerin daha önce kendine ait olduğunu ve oğullarına bıraktığını şu sözlerle itiraf etti: “Hayatım boyunca denizcilikle uğraştım, gemi işletmeciliği yaptım. Siyasete başlayınca da işlerimi evlatlarıma bıraktım."

Yıldırım, “ticaret küresel bir iştir” diyerek Malta’da kurulan şirketlerin ticaretin mantığına uygun olduğunu söyledikten sonra her zaman olduğu gibi kendilerine karşı bir algı oluşturulmaya çalışıldığını savundu. Hâlbuki olan biteni normal ve doğal ticari faaliyetler olarak göstermeye çalışarak esas algı oluşturmaya çalışan Binali Yıldırım’ın kendisi. "Siyasete başlarken çocuklarıma bir tavsiyem oldu. Devletle hiçbir zaman iş yapmayacaksınız. Yakınına bile yaklaşmayacaksınız. Devletin bankalarından kaynak kullanmayacaksınız" diyen Yıldırım’un, oğullarının ticari faaliyetlerini temize çıkarmaya çalıştığı görülüyor.

Ancak Binali Yıldırım, bu sözleri söylerken bir yandan da oğullarının devletle iş yapmasının kirli ve ahlak dışı olacağını da peşinen kabul ediyordu. Nitekim, Binali Yıldırım’ın oğlu Erkam Yıldırım’ın devletten almış olduğu ihaleler çok süre geçmeden gündeme geldi. Kamu İhalesi Kurumu’nun açık kayıtlarına göre Binali Yıldırım’ın oğlu Erkam Yıldırım’a sekiz ay önce Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü’nden “MTA Turkuaz Araştırma Gemisinin İşletilmesi Hizmet Alımı” adlı ihaleyi aldığı ortaya çıktı. İhalenin bedeli ise tam 6 milyon 920 bin dolar. Kısa sürede ortaya çıkan bu bilgilerin devamı gelecek mi bilinmez ancak ortaya çıkanların buzdağının görünen kısmı olduğuna şüphe yok.

Binali Yıldırım’ın “benim dokunulmazlığım var ama oğullarımın yok” diyerek yargının soruşturma açmakta serbest olduğunu söylemesinin bir anlamı yok. Çünkü bu soruşturmayı açacak, açabilecek bir savcı yok. Ne var ki Binali Yıldırım şahsında AKP iktidarının emekçi halkın nezdinde mahkum olmaktan kaçınması kolay olmayacak.

Çünkü AKP iktidarı iğneden ipliğe yaptıkları zamlarla, ağır vergilerle emekçi halkı ezerken ve bunu fedakarlık edebiyatı ile dayatırken bu iktidarın başındaki zatın vergiden kaçmasının bir açıklaması olamaz.

Çünkü vatandaştan yastık altındaki dövizlerini, altınlarını çıkartıp bozdurmasını talep eden AKP iktidarının dolarlarını Malta’ya kaçırmasının izahatı olamaz.

Çünkü sabahtan akşama tek bayrak edebiyatı yapanların konu para olduğunda Malta bayrağının altına sığınmasının halkı ikna edecek makul bir gerekçesi sunulamaz.