Hatip Dicle’yi de bırakın!

Kürt halkı tarafından 12 Haziran 2011’de verilen yüz binlerce oy sonucunda meclise girmeye hak kazanan BDP’li beş vekil, Selma Irmak, Gülser Yıldırım, Faysal Sarıyıldız, Kemal Aktaş ve İbrahim Ayhan Anayasa Mahkemesi’ne yaptıkları bireysel başvuru sonucunda salıverildi. Hoşgeldiniz, hevaller!

Böylece, halkın kendi iradesiyle meclise yolladığı temsilciler, devlet tarafından tam iki buçuk yıl tutsak tutulduktan sonra nihayet halkın verdiği görevi yerine getirebilecekler. Ne demokrasi ama! Halk seçiyor, devlet tutuyor! Seçimlerin hemen ardından, 14 Haziran günü Gerçek gazetesi bu sütunda halkın gücüne işaret etmek için “Savcı tutuklattı, halk salıverdi!” başlıklı bir yazı yayınlamıştı (http://gercekgazetesi.net/karsi-manset/savci-tutuklatti-halk-saliverdi). Biraz erken davranmışız, ama gecikme ile de olsa söylediğimiz doğru çıkmadı mı? Halk bu insanlara “temiz kâğıdı” verdi! Elinde olsa bütün KCK tutsakları için aynı şeyi yapardı. Bu vekiller, “PKK’nin şehir örgütlenmesi KCK üyesi oldukları” iddiası ile tutuklanmıştı. O zaman da işaret etmiştik, şimdi bu insanların meclise girmeleri Türk hukuk sistemine göre ne anlam taşıyor, düşünmek gerek! Sistem kendini ne kadar gülünç durumlara düşürebiliyor!

Beş hevalin nihayet halkın temsilcileri olarak görevlerine başlayabilmeleri konusundaki sevincimiz, Kürt halkının fedakâr evladı Hatip Dicle’nin tutsaklığının sürüyor olmasıyla gölgeleniyor. Hatip Dicle, 1993’te meclisten polis zoruyla çıkarılan ilk Kürt vekilleri grubunun bir mensubudur. Leyla Zana ve iki başka vekille birlikte uzun yıllar hapis yatmış, 2004’te davasının yeniden görülmesinden sonra ötekilerle birlikte beraat ederek dışarı çıkmıştır. Daha sonra devlet Dicle’nin üzerine başka suçlar atarak onu yine tutuklamıştı. Dicle 12 Haziran 2011 seçiminde tutuklu olduğu halde Diyarbakır halkı tarafından vekil seçildi. Bunun üzerine 13 Haziran 2011’de bu sütunda yayınlanan bir yazıda, 2 Mart 1993’te meclisten polis zoruyla atılmış olan Leyla Zana ve Hatip Dicle’nin yeniden vekil seçilmesinin Kürt halkı için nasıl bir tarihi zafer olduğuna işaret etmiştik (http://gercekgazetesi.net/karsi-manset/hosgeldin-leyla-zana-hosgeldin-hatip-dicle). Leyla Zana seçim döneminde özgür olduğu için meclise gerçekten girdi ve (daha sonra tuttuğu siyasi yol bir yana) Kürt halkı için bu zaferin simgesi oldu.

Ama Hatip Dicle, bugün salıverilen beş vekile benzer şekilde meclise gönderilmedi. İŞ sadece bununla kalmadı. Ona daha da fazlası yapıldı. Aday olduğu an ile mazbatasını alacağı an arasında hakkındaki bir dava alelacele bitirildi, Dicle bu davadan hüküm giydi. Ve Yüksek Seçim Kurulu Hatip Dicle’ye mazbatasını vermedi. Onun yerine, AKP’nin adaylarından Oya Eronat milletvekili ilan edildi. Çalınmış vekillik! (Bkz. http://gercekgazetesi.net/karsi-manset/hatip-dicle-vekilimizdir.)

İşte bu nedenledir ki hukuki bakımdan, on binlerce Diyarbakırlı’nın oyuyla vekil seçilmiş olan Hatip Dicle için Mustafa Balbay ve beş BDP vekili için Anayasa Mahkemesi’ne yapılmış olan başvuru yapılamıyor bile. Oysa o Diyarbakır halkının ve Kürt halkının gönlünde kendi vekilidir. Hatip Dicle de salıverilmelidir! İradesinin, cesaretinin ve fedakârlığının sonucunda kazanmış olduğu milletvekili statüsü tanınmalıdır! Kürt halkının proletarya devrimcisi dostları, bu mutlu an vesilesiyle aynı zamanda halkın en önemli önderlerinden olan Hatip Dicle’yi selamlar!