Eti Gıda’da neler oluyor? Sendika genel sekreteri ve patron buluştu ardından işçi kıyımı başladı!

eti tekgıda

Eskişehir Eti Gıda’da, Tekgıda-İş sendikasıyla yapılan toplu sözleşmenin ardından işçi kıyımı başladı. Eti Gıda patronu, 170 kişiye kadar ulaşan işçi kıyımının sebebi olarak küçülmeyi bahane ediyor. Ancak yoğun bir üretim temposu içinde sürekli mesai yapan işçiler bunun bir bahane olduğunu biliyorlar. İşten çıkarmaların Tekgıda-İş Genel Sekreteri İbrahim Ören’in Eti Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Firuzhan Kanatlı’yı makamında ziyaret ettikten sonra başlaması kötü kokular yayıyor. Nitekim Eti Gıda işçileri de işten çıkarmaların Tekgıda-İş’in yaklaşan seçimleriyle ilgili olduğunu söylüyorlar. Mustafa Türkel’in yerine Genel Başkanlık koltuğunu isteyen İbrahim Ören’in bir süredir sendika yönetim kurulunda Tekgıda-İş’i mücadeleci niteliğinden uzaklaştırarak Türk-İş üyesi sıradan sınıf uzlaşmacı bir sendikaya dönüştürmek istediğini belirtiyorlar. İbrahim Ören’in birlikte hareket ettiği örgütlenme sekreteri Kemal Köse de bir süre önce Polonez direnişini bitiren protokolün işçilerden gizlenmesi ve sendikanın dayanışma için işçilere verdiği paraların geri alınması dolayısıyla işçilerden tepki görmüştü. 

Polonez gibi tüm Türkiye’ye mal olan ve başından itibaren Tekgıda-İş sendikasının tüm gücüyle desteklediği bir direnişin apar topar bitirilmesi, patron ve sendikanın imzaladığı sulh protokolünün işçilerden gizlenmesi, işçilere verilen dayanışma paralarının geri istenmesi, direnişin ardından fabrikada kalan üyelere sahip çıkılmaması ve mobbingin devam etmesine göz yumulması, atılan işçilerin yeniden iş bulması ile ilgili verilen sözlerin tutulmaması sendika içinde bir dönüşümün yaşanmakta olduğuna işaret ediyordu. Polonez’den bir süre önce başlayan Perfetti direnişi de yine apar topar imzalanan ve işçilerin hak kayıplarına neden olan bir sözleşmeyle sona erdirilmişti. Direnişleri başlatan ve sahip çıkan sendika ile; patronla işbirliği içinde yangından mal kaçırırcasına sonlandıran sendikanın aynı sendika olmadığı dışarıdan da açıkça görülebiliyor.

Sendikada bu dönüşümü dayatan grup yönetimde çoğunluk olsa da işçi tabanından destek görmüyor. En son Sek Süt, Tat Gıda gibi işyerlerinde de işçilerin tepkisine neden olan sözleşmelere imza atan bu grubun, işçilerin desteğiyle sendikaya hâkim olması mümkün gözükmediği için de kendilerine muhalif gördükleri öncü işçileri tasfiye etmeye yöneliyorlar. Bu yüzden Eti Gıda işçileri de, Tekgıda-İş’in en yüksek üye sayılarından birine sahip olan ve kongre hesaplarında önem taşıyan bu işyerindeki işçi kıyımını sendika içindeki bu gelişmelere bağlıyorlar. Mustafa Türkel’in yerine başkanlık koltuğunu isteyenlerin sadece koltuk peşinde olmadığı, Türkel’le birlikte bu sendikanın Tekel’den gelen direnişçi geleneğiyle de bağını kopartmaya çalıştığı anlaşılıyor. Direniş ve grev çadırlarıyla anılan, sendika aidatlarını örgütlenmeye, direnişçi ve grevci işçilere harcayarak örnek olan Tekgıda-İş’i patronların korktuğu değil tam tersine istediği bir sarı sendikaya dönüştürmek istiyorlar.   

İşçi kıyımı yapan Eti Gıda patronu başka sarı sendikalarda olduğu gibi Tekgıda-İş’i de insan kaynakları departmanının bir eklentisi haline getirmeyi düşlüyor olabilir. Patronu düş kırıklığına uğratacak olan işçilerin direnişi ve mücadelesi olacaktır. Bu anlamda Eti Gıda’da işten atılan işçiler sadece kendi işleri ve aşları için mücadele etmiyor. 43 bin 500 gıda işçisinin gerçek sahibi olduğu Tekgıda-İş’i mücadeleci özüne döndürmek için mücadele ediyor. Aynı, her şeye rağmen sendikasına sahip çıkan ama yanlış yapan sendikacılardan hesap soran ve “sendikaya üye ol, sahip çık, denetle” diyen Polonez işçileri gibi… Çayda kahvaltıda yenen bisküviyle değil, artık işçi düşmanlığıyla anılacak olan Eti Gıda’da mücadele eden işçilerin yanındayız ve tüm haklarını almaları için yapacakları fiilî ve hukuki mücadelede sonuna kadar onların yanında olacağız. Tekgıda-İş’in sarı sendikaya dönüştürülmesine izin vermeyeceğiz. Eti Gıda işçileri ve Tekgıda-İş’i Tekellerden Polonezlere direniş ve grev çadırlarında var eden öncü işçiler asla yalnız yürümeyecekler!