İlk raundu aldıysak ikincisini de alırız!
2015 yılı Mayıs ayından itibaren veri giriş elemanı olarak Odeabank’ta taşeron çalışmaktaydım. Ta ki kahvaltı yapmak için aldığım tostun koktuğu bahane edilerek işten atılıncaya kadar. Bu durum karşısında vakit kaybetmeden işe iade sürecim için sendikam olan DİSK’e bağlı Bank-Sen ile birlikte hareket ettik. Tüm çalışanlara gönderilen toplu mesajlar, bankanın genel müdürlüğü ile olayın yaşandığı Nişantaşı şubesinin önünde yapılan basın açıklaması ve yine banka çalışanlarını bilgilendirici mailler ile sosyal medya üzerinden protestolar aracılığıyla defalarca Odeabank’ı teşhir ettik.
Öyle ki Facebook hesabım bankanın şikayeti sonucu “kurumsal şirketin marka değerine zarar verdiğim” gerekçesiyle kapatıldı. Tüm çalışanlara gönderdiğimiz toplu mesaj eyleminin hemen ertesi günü, taşeron firma ile banka arasındaki anlaşma feshedildi. Taşeron olarak çalışan tüm veri giriş elemanları kadroya alındı. Bunun yanında işe iade sürecimiz iş mahkemesine açılan dava ile devam etti. Nihayet büyük sabırla sınıf davamızın ilk raundunu aldık! İlk mahkemeyi kazandık! Çağlayan Adliyesi’nde görülen mahkemenin hikayesi memleketimizin adalet tarihi gibiydi. İki defa hakimin davaya gelmemesi sebebiyle dava ertelendi. Bir defa da mahkemeye avukatımızın geç geleceğini bildirmesine rağmen dava avukatım olmadan başladı. Benim şahitlerim bankanın tarafına geçti. Taşeron firmanın şahitleri ise banka ile sözleşmesinin feshedilmesinden dolayı benim tarafıma geçtiler. Yani mahkemenin doğru düzgün görülen tek celsesine bizim mücadelemiz yön verdi. Daha sonra hakim FETÖ soruşturmasından tam da karar mahkemesi öncesinde görevden alındı. Sonunda yeni atanan hakim kararı verdi:1,5 yıl sonra işe iade! Yani sermaye ile ilk raundumuzu aldık! İlk diyorum çünkü bankanın sonuca itirazı sebebiyle ara mahkemeye gidildi. Ama şunu çok iyi biliyorum ve biliyoruz ki ilk raundu aldıysak ikincisini de alırız!
Odeabank eski çalışanı Volkan Kahyalar
Bu yazı Gerçek Gazetesi'nin Mart 2017 tarihli 89. sayısında yayınlanmıştır.