CPS işçisi yumruğunu sıktı ve greve çıktı!
Tuzla Serbest Bölge’de bulunan, Wolkswagen, Mercedes, BMW gibi büyük firmalara otomotiv tekstili üreten CPS Otomotiv fabrikasında, Deriteks sendikasının yürüttüğü toplu sözleşme süreci patronun dayatmacı tavrı ve en son olarak işçilere hakaret edercesine yüzde 5 zam önermesiyle çıkmaza girdi ve 28 Ağustos sabahında işçiler “Bu işyerinde grev var” pankartlarını fabrikaya asarak greve başladılar. Normal vardiyanın başladığı saat 7’den itibaren işçiler fabrikanın önünde sloganlar ve halaylarla toplanırken Devrimci İşçi Partisi de bu coşkuyu paylaşmak ve sınıf dayanışmasını yükseltmek üzere oradaydı.
Patronun yüzde 5’lik zam önerisi hakaret niteliğinde
CPS işçilerinin patron dayatmalarına karşı mücadelesi toplu sözleşme süreci ile başlamadığını belirtmekte fayda var. CPS’de Sendikanın fabrikada yetki alması bir dizi işten atma saldırısı, baskı ve yıldırma politikasına göğüs gererek başarılabilmişti. Daha sonra da CPS patronu baskılarına devam etti. İşten atmalar ve kısa çalışma dayatmaları eşliğinde yoğun bir mücadele içinde toplu sözleşme sürecine gelindi. Patron tarafı yüzde 5 önerirken, Deriteks sendikası bölgede son dönemde bağlanan pek çok sözleşmeyle örtüşen yüzde 25’lik bir zam talep ediyor. Ancak mücadelenin esas sebebi zam oranları arasındaki uçurumdan ziyade artık işçilerin onurlu ve insanca çalışma talebidir. Grevin ilk anlarından itibaren görülen coşku ve kararlılığın kaynağı buradadır.
Bıçak kemiğe dayandı
Özellikle pandemi sürecinde CPS patronunun fırsatçı tutumu, baskıları arttırması iplerin büsbütün kopmasına neden olmuştur. Deriteks Genel Başkanı Musa Servi, işçilere hitaben yaptığı konuşmada pandeminin sermaye tarafından fırsat olarak değerlendirildiğini ve bir saldırı aracı olarak görüldüğünü söyledi. Ardından işçilerin zaten salgın koşullarında çalışarak yeterince fedakârlık yaptığını daha fazla fedakârlık istenemeyeceğini ve işçilerin bu yükü kaldırmasının mümkün olmadığını belirtti.
Grev işçinin kaderini eline almasıdır
Musa Servi’nin sözlerini şu şekilde yorumlamak mümkündür: CPS işçileri için artık bıçak kemiğe dayanmıştır ve işçiler greve çıkarak kendi kaderlerini kendi ellerine almış durumdadır. Bu durumda olan sadece CPS işçileri değildir. Benzer koşullar hem serbest bölgede hem de Tuzla ve Gebze’deki pek çok fabrikada vardır hatta pek çok yerde daha vahim gelişmeler yaşanmaktadır. Bu açıdan CPS grevinin basit bir toplu sözleşme anlaşmazlığı olarak görülmemesi tüm işçi ve emekçiler tarafından sahiplenilmesi önemlidir.
CPS grevini sahiplenelim ve dayanışmayı büyütelim!
Devrimci İşçi Partisi, Tekstil İşçisinin Sesi ve Metal İşçisinin Sesi bu sahiplenme çağrısını yineleyecek ve CPS işçisinin yanında olmayı sürdürecektir. Bu çağrılar karşılık bulmaktadır. Önümüzdeki günlerde serbest bölgedeki bir dizi fabrikanın işçileri CPS greviyle dayanışma içinde olacaktır. Bu dayanışmayı büyütmek son derece önemlidir. Çünkü bu grev hepimizin grevidir!