Çağlayan’da görevden alınan İstanbul Barosu Yönetimi Taksim’de görevinin başında!

istanbul-barosu-davası

İstibdad rejiminin savunma makamını dizayn etmek için barolara saldırıları devam ediyor. İstibdad bu girişiminin bir parçası olarak, 22 Aralık 2024’te İstanbul Barosuna yönelik soruşturma başlatmış, yönetim kurulunun görevden alınması talebiyle İstanbul 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açmış ve yönetim kurulu üyesi Av. Fırat Epözdemir’i tutuklamıştı. Görevden alma talebiyle 21 Mart’ta yapılan duruşmada İstanbul 2. Asliye Hukuk Mahkemesi İstanbul Barosu yönetiminin görevden alınmasına karar verdi.

Duruşma salonunda yaşananlar mahkemeyi hakimlerin değil istibdadın yönettiğini gösterdi

Tutuklu yönetim kurulu üyesi Av. Fırat Epözdemir, duruşmaya getirilmeden Segbis yoluyla internet üzerinden duruşmaya bağlandı. Duruşma boyunca destek için salonda olmak isteyen avukatlar polis zoruyla karşılaştı. Duruşmanın seyri içinde hâkimin bağımsız olmadığı netleşince İstanbul Barosu yönetimi hâkimin reddi talebinde bulundu. Hâkim bu kararı değerlendirmek yerine kürsüyü polislere bırakıp duruşma salonundan ayrıldı. Ortaya çıkan görüntü yargının acizliğini göstermek açısından emsal niteliğinde oldu. Polis ise zaten mahkemeyi tanımayı reddedip salondan çıkmakta olan avukatları zorla çıkarmaya çalıştı.

Mahkemede boş salona karşı, İstanbul Barosu yönetiminin görevden alınmasına ve 1 ay içinde yeniden genel kurul yapılması kararı verildi.

Avukatlar Taksime!

Mahkeme kararını tanımayacağını açıklayan İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu açıklamasında “Ben baroya gidiyorum, görevimin başındayım” diyerek kararı tanımadığını söyledi.

Taksimdeki baro binasına yürümek isteyen avukatlar polisin saldırısına rağmen yürüyüşlerini yaptı. Hukuka aykırı ve keyfi karara rağmen İstanbul Barosu yönetimi kararı tanımamakta ve görevinin başında kalmakta ısrarcı. Yürüyüşe yasak olan Taksim’de yapılan yürüyüş bu irade ve ısrarı gösteriyor.

Göreve geldikleri andan itibaren grev yasaklarına karşı işçilerin yanında duran, direnişlerde işçileri yalnız bırakmayan, kadınların, gençlerin, Kürtlerin, kısacası tüm ezilenlerin yanında duran İstanbul Barosu yönetimine istibdadın yaptığı bu saldırıya karşı durmak gerekiyor.

İstanbul’da bugünlerde devam eden eylemlerdeki gözaltılara ve polis işkencesine karşı dimdik duran ve mücadele eden bir baro yönetimi istibdadın istediği ihbarcı avukat modeline uymamaktadır. Grevlerde, direnişlerde patronların ve polisin saldırısına maruz kalan işçilerin yanında duran bir baro istibdad için ayak bağıdır. İşine, aşına, hürriyetine sahip çıkmak için mücadele eden tüm işçiler, geleceğini savunan gençler, hayatları için mücadele eden kadınlar, eşitlik isteyen tüm ezilenler İstanbul Barosu ile dayanışma içinde olacak ve onu savunacaktır.