Sermayenin saldırısı ayrım yapmıyor: Direnişte de ayrı gayrı olmamalı, Birleşik İşçi Cephesi için ileri!

Sermayenin saldırısı ayrım yapmıyor: Direnişte de ayrı gayrı olmamalı, Birleşik İşçi Cephesi için ileri!

Ekonomik krizin faturasını işçi ve emekçilere ödetmek için sermaye sınıfı saldırmaya devam ediyor. İşçi sınıfı ise irili ufaklı mücadelelerle direncini arttırıyor. Sermayenin saldırılarına direnmek için mutlaka örgütlü olmak gerek. Bu yüzden direnişlerin birçoğunda ana gündem işçilerin sendikalaşma mücadelesi.

Patronlar örgütsüz işçi istiyor, işçiler sendikalaşmak için direniyor

Bursa Orhangazi’deki Cargill işçileri Türk-İş’e bağlı Tek Gıda-İş sendikasında örgütlendiler ve işten atıldılar. Eylül ayında Orhangazi’deki fabrikanın önünden şirketin İstanbul’daki genel merkezine yürüdüler. İşçilerin fabrika önündeki direnişi 230 günü geçti. Kocaeli Gebze’de Türk-İş’e bağlı Petrol-İş’e üye oldukları için işten atılan 132 Flormar işçisinin direnişi de 200 günü aştı. DİSK’e bağlı Gıda-İş’te örgütlenen ve işten atılan İzmir Tariş ve Gebze Tayaş işçileri direniyorlar.

Muğla ve Urfa’da DİSK’e bağlı Nakliyat-İş sendikasına üye oldukları için işten atılan Tuvtürk işçileri de direnişlerini sürdürmekteler. DİSK Birleşik Metal-İş’te örgütlenen ve BBS Metal fabrikasında işten atılan 11 işçi, 80 günden fazla bir süredir direniyor. Çorlu Aygün Alüminyum işçileri de yine sendikalaştıkları için işten atıldılar ve fabrika önünde çadır kurup haftalarca direndiler. Aygün Alüminyum işçileri metal sektöründe sarı sendika olarak ün salmış Türk Metal’e üye olmuşlardı. Yani sermayenin saldırısı artık sendika ayırmıyor. Patronlar, örgütsüz işçi istiyor.

Süperpak ve Gripin sefalet dayatmasına karşı grevde

Örgütlenmeyi başaran ve patronla toplu sözleşme masasına oturanlardan da Türk-İş’e bağlı Selüloz-İş sendikasına üye Süperpak işçileri sıfır zam dayatmasına karşı grevlerinin 6. ayına girdiler. Grip ilaçlarıyla ünlü Gripin firmasının işçileri bu kışa grevle girdi. Enflasyon karşısında eriyen ücretlerini telafi etmek isteyen Petrol-İş üyesi işçiler İstanbul Firüzköy’deki fabrikaya pankartlarını asarak greve başladılar.

Sermaye saldırısı sendika ayırt etmiyor! Direniş de birleşik olmalı!

Görüldüğü gibi sermayenin saldırıları sendika ayırt etmiyor. Öte yandan sendikalar ve işçi mücadeleleri arasındaki bağlantılar ve işbirliği istenen seviyede değil. Farklı konfederasyonlardan sendika şubelerinin oluşturduğu Gebze Sendikalar Birliği’nin “krizin faturasını ödemeyeceğiz” diyerek yaptığı eylemin ardından, bir birlik de Bilecik’te kuruldu. DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş ve Cam Keramik-İş ile Türk-İş’e bağlı Petrol-İş’in öncülük ettiği platform 8 Kasım’da yaptığı eylemle işçilerin haklarını korumak için birlikte hareket edeceklerini duyurdu. Bu adımların artması, yaygınlaşması ve mutlaka konfederasyon merkezlerini de harekete geçmeye zorlaması gerekiyor.

Kıdem tazminatını savunmak için birleş!

Direnişlerin ve grevlerin arasında koordinasyon ve dayanışmanın sağlanması çok önemli. Yalnızlık her zaman yıpratır. Dayanışma ve birlik ise direncin artması ve mücadele azminin tazelenmesi demektir. Başarıya giden yol da buradan geçmektedir. Bunların ötesinde tüm işçi sınıfını ilgilendiren ve mutlak bir birlikle karşı koyulması gereken son derece önemli gündemler var. Kıdem tazminatı hakkının gasp edilerek fona devredilmesi planı bu gündemlerin başında geliyor. DİSK ve Türk-İş’in kıdem tazminatını kırmızı çizgi kabul eden kongre kararları mevcut. Hak-İş bu konuda hükümetle paralel hareket ediyor ama onların da binlerce üyesinin çıkarları kıdem tazminatı hakkının korunmasından yana. Dolayısıyla DİSK ve Türk-İş kıdem tazminatını savunmak için ortak bir mücadele başlatırsa, bunun Hak-İş üyesi işçilerde yankı bulmaması düşünülemez ve taban baskısının Hak-İş yönetimini de birleşik cepheye gelmeye zorlaması mümkündür.

Ayrı gayrı yok!

Bugün sınıf bilincine sahip işçiler, grev ve direnişlerin başarıya ulaşması için dayanışmayı yükseltmek, sendikasız işyerlerinde sendikalaşmak, sendikalı işyerlerinde ise sendikalar arası birleşik mücadele zeminlerini güçlendirmek için var güçleriyle çalışmalıdır. Sermayenin sınıf saldırısına karşı cevabımız işçilerin birliğidir. Ayrı gayrı yok birleşik işçi cephesi var!

 

Bu yazı Gerçek gazetesinin Aralık 2018 tarihli 111. sayısında yayınlanmıştır.