Sudan devrimi Genelkurmay’ın kapısına dayandı
Gazetemizin daha önce haber verdiği gibi (https://www.gercekgazetesi.net/uluslararasi/sudan-devrimi-ohali-deliyor), Sudan devriminin önde gelen örgütleyicisi olan Sudan Meslek Birliği, 6 Nisan Cumartesi günü, eski Cumhurbaşkanı Cafer Numeyri’nin 1985’te düşürüldüğü günün 34. yıldönümünde bütün Sudan halkını ülkenin her yerinde gösteriler yapmaya çağırmış, başkent Hartum için ise Genelkurmay Başkanlığı’na yürüyüş planı yapmıştı.
Cumartesi günü, Aralık ayında başlamış olan Sudan halk hareketinin, hatta bazı kaynakların belirttiğine göre bütün Sudan tarihinin gördüğü en büyük kitle gösterisi yapıldı. Ülkenin 18 eyaletinde halk sokaklara çıktı. Hartum’da ise Genelkurmay Başkanlığı’na yürüyüş çok büyük bir kitleyle gerçekleştirildi. Bir aşamada polis göz yaşartıcı gaz sıkmış olsa da, kitle direndi ve Genelkurmay binasının önüne ulaştı. Ardından da o dev kitle Genelkurmay’ın önünde bir oturma eylemine başladı. Cumartesi akşamı, Pazar bütün gün, Pazar akşamı bu eylem devam etti. Katılımcıların söylediğine göre, ne yöne bakılsa göz görebilecek her yerde büyk bir kitle var ve yürüyüşe katılmayan yeni grupla oturma eylemine katılıyor. 30 yıllık cumhurbaşkanı Ömer Beşir’in rezidansı Genelkurmay’ın hemen yanında. Yani olan biteni o da gözleriyle görüyor. Titre katil Beşir!
Bütün bunların Beşir’in 22 Şubat’ta ilan ettiği Olağanüstü Hal altında yapıldığı unutulmamalı. Beşir, halkın ordudan çekineceğini hesaplamış olmalı, ama bu hesap şimdilik doğru çıkmadı. Daha önce Gerçek sitesinde Beşir’in durumunun hâkim güçler içinde de çatlak yarattığı belirtilmişti (https://gercekgazetesi.net/uluslararasi/sudan-devrimi). Ordunun halkı dağıtmaya girişmemesi bundan olabilir. Ya da devrimin gücünün artık devleti korku içinde bıraktığı, kitleye saldırının büyük bir katliama yol açabileceği ve bunun devrimi daha da kamçılayacağı düşünülüyor olabilir. Ama tabii ordu içinde de dengeler her an değişebilir, saldırı başlayabilir.
Sudan halkı, aynen Cezayir halkı gibi başkanına ve sisteme git diyor. “Taskut bas!” (“Düş yakamdan!”) sloganı meydanları inletiyor. Buna “sılmiye, adala, hurriya!” (“barış, adalet, hürriyet!”) eşlik ediyor. Arap devrimi kararlı, cesur, hatta cüretkâr adımlarla ilerliyor.
Gözlerimizi Sudan ve Cezayir’den ayırmayalım, başka Arap ülkelerini de pürdikkat izleyelim!