İtalya’da faşist hükümet kuruldu
Gerçek gazetesi ve sitesi işçi sınıfımıza faşizmin bütün dünyada yeniden yükselmekte olduğunu yıllardır somut örnekleriyle anlatıyor. Şimdi İtalya’da bir faşist koalisyon seçimi kazandığında bütün dünya nihayet uyandı.
25 Eylül seçimlerini kazanan faşist koalisyon Ekim ayı içinde devletin doruklarına yerleşmeye başladı. Önce Senato başkanlığına bütün hayatı boyunca, İtalya’nın 1930’lu ve 40’lı yıllardaki faşist rejiminin önderi Mussolini’nin nostaljisiyle yaşamış biri seçildi. Sonra Meclis başkanlığına hayatını ırkçı sağ çevrelerde geçirmiş bir başkası. Sonunda, koalisyonun en başarılı partisinin kadın başkanı Giorgia Meloni, Ekim ayı içinde başbakanlık görevini devraldı ve tabii ortaklarının oyuyla güvenoyu almayı da başardı. Meloni hükümetinin kuruluşu, anlamlı bir rastlantıyla Mussolini’nin Kara Gömlekliler adlı çetelerinin bir darbe yapmak üzere Roma’ya yürüdüğü ve kralın başbakanlığı Mussolini’ye verdiği günlerin 100. yıldönümüne rastladı. 100 yıl aradan sonra yine faşist hükümet!
Meloni’nin taktiği bir süre boyunca ılımlı bir görünüm vererek iktidarını konsolide etmeye yönelik olacak gibi gözüküyor. Buna karşılık, onun rakibi öteki faşist partinin lideri Matteo Salvini, muhtemelen fazla gösteriş yaparak gücünü arttırmasın diye Altyapı Bakanlığı gibi pek de siyasetle ilgisi olmayan bir bakanlığa yerleştirildiği halde daha ilk günden göçmen sorununu köpürtmeye başladı.
Faşizm, işçi sınıfına hedef şaşırtma makinesi
İtalya’nın güneyi Afrika kıtasına çok yakın olduğu için, ayrıca tam karşısında, topraklarında bir devlet düzeninin kalmamış olduğu Libya bulunduğu için çok yüksek miktarda Afrikalı göçmen sürekli olarak bu ülkeye girmeye çalışıyor. İşte bu, faşizmin başlıca kozu. Uzun on yıllar boyu küreselcilik politikalarıyla yoksullaştırılan İtalyan işçi sınıfı ve emekçilerini, bu durumdan göçmen işçilerin rekabetinin sorumlu olduğu propagandasını yaparak kendine çekti faşist hareket. “Önce İtalyanlar” sloganı baş kozu oldu. Bu, birçok İtalyan işçisinin kulağına hoş geliyor. Ama bu arada işçi ve emekçilerin yoksullaşmasının esas sorumluları gizlenmiş oluyor.
Gerek işçi sınıfının haklarını adım adım budayan, ücretleri düşüren, gerekse 2008’den itibaren bütün dünya ekonomisini (ve daha da fazla İtalyan ekonomisini) ağır bir krize sokan uluslararası kapitalist sınıftır, ülke içinde ise İtalyan patronlar sınıfıdır. Faşizm, sınıf mücadelesinin üstünü yoksul ve perişan göçmen işçileri parmakla göstererek örtüyor. Meloni ve Salvini’nin ekmeği, patronların sorumluluğunun böylece gizlenmesidir.
Faşizmin panzehiri birleşik işçi cephesi
Geçtiğimiz yılın Ekim ayında faşistler İtalya’nın en büyük işçi sendikaları konfederasyonu CGIL’i (Confederazione Generale Italiana del Lavoro) basarak tarumar ettiler. Bu olay faşizmin esas hedefinin örgütlü işçi sınıfı olduğunu her tür bilimsel analizden daha çarpıcı biçimde gösteriyor. İtalyan işçi sınıfının öncülerinin şimdiki görevi, bir yandan işçi sınıfını burjuvazinin sözde reformist partilerinden kopararak gerçek bir işçi sınıfı partisinde örgütlemek, bir yandan da işçi sınıfının burjuvaziden bağımsız biçimde örgütlenmeye girişmiş bütün güçlerini (partiler, sendikalar, mahalle örgütleri vb.) bir birleşik işçi cephesinde örgütlemektir.
Faşizm, barbarlıktır. Şiddete dayanır. Ona ancak örgütlü işçi sınıfının toplumun bütün ilerici zinde güçlerini kendi etrafında toplaması sayesinde anladığı dilden cevap verilebilir.
Bu yazı Gerçek gazetesinin Kasım 2022 tarihli 158. sayısında yayınlanmıştır.