Salgın, kriz, polis şiddeti, kadın cinayeti: Sorunlar da mücadele de tüm dünyada ortak
Salgına karşı ölüm kalım mücadelesi tüm dünyada virüsten çok kapitalist hükümetlere ve patronlara karşı veriliyor, erkek egemen kapitalist sistem kadınları hedef almaya devam ediyor. İşçiler ve emekçiler dünya genelinde en hayati taleplerinin her adımında, bu öldüren sistemi ve baskı aygıtlarını karşılarında buluyor. Polis şiddeti tüm dünyada emekçileri dizginlemek için sahaya sürülüyor. Fırsatçı patronlar ve sermaye hükümetlerine, emekçiler mücadeleleriyle cevap veriyor
Paraguay halkı ayakta
Paraguay’da Mart ayının ilk haftasında patlak veren, başkan Mario Abdo Benítez ve yardımcısı Hugo Velázquez’in istifasını talep eden gösteriler başkent Asunción’dan başlayarak Ciudad del Este, Encarnación ve Concepción gibi ülkenin diğer büyük şehirlerine de yayıldı. Gösteriler, ikinci haftasında köylü örgütleri ve öğrenci organizasyonlarının ulusal çapta mücadele çağrısıyla yeni bir ivme kazanırken, başkan ve yardımcısının istifasının yanında, ülkedeki sağlık krizine ve halkın taleplerine acilen cevap verilmesi istendi. Yoğun bakım üniteleri yüzde 100 doluluğa ulaşırken, geçen yıl hükümetin pandemiyle mücadele için aldığı 1,6 milyar dolarlık borcun nereye harcandığı bir muammaya dönüşmüş durumda.
Dört bakan istifa etse de başkanın da istifası ve yargılanması talebinde ısrar eden Paraguaylılara karşı hükümet ek sokağa çıkma yasakları uygulamaya başladı. Amerikan emperyalizminin hükümete destek açıklaması ve eski başkanlardan Horacio Cartes’in partisinin mecliste hükümetin görevden alınmasının yolunu tıkamasıyla Benítez nefes almış görünüyor. Halkın istifa talebi, ancak genel grevle desteklenebilirse güç kazanabilir. Bu da işçi sınıfının sürece dahil olması, çiftçi ve öğrenci hareketiyle beraber bağımsız bir iktidar odağı yaratması ile mümkün olacaktır.
Bolivya’da darbecilere hapis
Eski başkan Evo Morales'e karşı darbenin sivil yüzü olan ara dönem başkanı Jeanine Añez'in ve bazı bakanlarının tutuklanmasıyla Bolivya’da halkın aylardır talep ettiği şekilde darbecilerin yargılanmasının önü açılmış görünüyor. Darbeyi yürüten bazı polis şefleri tutuklanmış olsa da hükümet binasına giren, faşist çeteleri fonlayan ve yerli halkın şiddetle bastırılmasında rolü olan bazı isimlerin hâlâ serbest olması soruşturmanın tüm aktörleri kapsamayacağına dair şüpheler uyandırmış durumda. Katliamlarda hayatını kaybedenlerin aileleri aylardır tüm sorumluların yargılanmasını isteyen gösteriler düzenliyorlardı. MAS’ın (Sosyalizm Hareketi) darbe sırasında, darbeyi kitle gücüyle püskürtmek yerine seçimle yenilgiye uğratma yolunu seçen hatalı ve pasif tutumu, darbecilerin yargılanması konusunda da kendini gösteriyor. Bolivya Devlet Başkanı Luis Arce, Añez’in İMF’den aldığı 300 milyon dolarlık krediyi iade etse de 30 milyon dolarlık faiz ödemelerine sadık kalmayı seçti. Ağustos 2020’deki yerli halkın dev direnişinin gerisinde kalan MAS’ın bu tutumuyla cesaretlenen darbe yanlısı sağcılar, Añez’in serbest bırakılması için gösteriler düzenlemeye başlamış durumda. Bolivya’daki darbenin tüm sorumlularının cezalandırılması ve siyasi krizin çözümü ancak ve ancak bu mücadeleyi sonuna kadar götürebilecek olan bağımsız bir işçi sınıfı siyaseti ile mümkün.
Lübnan’da kriz derinleşiyor
Lübnan’daki ekonomik, toplumsal ve siyasi kriz ağırlaşıyor. Mezhepçi hesapların hâkim olduğu politik tabloda eski başbakan Hariri de henüz hükümeti kuramazken ekonomik kriz derinleşmeye devam ediyor. 2019 sonundan itibaren yaklaşık %90 değer kaybeden para biriminin bu ay da serbest düşüşe devam etmesiyle başta Beyrut olmak üzere birçok şehirde Lübnan halkı sokaklara çıkıp yolları kapattı. Lübnan Merkez Bankası doları 1.500 Lübnan lirasında sabit tutarken karaborsada doların 15.000 liraya kadar ulaşmasıyla Lübnan halkı, banka yöneticilerini ve bölünmüş siyasi sistemin yolsuzlukla malul temsilcilerini “Hepiniz defolun!” sloganlarıyla istifaya çağırdı.
Hindistan’da çiftçiler geri adım atmıyor
Hint çiftçiler, Ocak ayı başında Yüksek Mahkemenin yasaları durdurup uzlaşma sağlanması için bir komite kurması, çiftçilere de eylemi bitirme çağrısı yapmasına karşı üç yasanın tamamen iptali taleplerinde ısrarcı olduklarını söyleyerek eve dönmeyi reddettiler. Müslüman azınlıklara da saldıran Modi’nin Hinducu faşist çetelerinin saldırılarına rağmen, Cumhuriyet gününde on binlerce traktörle polis barikatını aşan çiftçiler, başkent sınırındaki kamplarına devam ediyorlar. Modi’nin iki kamu bankasını özelleştirme hamlesine karşı ise Mart ayının ortasında 1 milyonun üzerinde banka çalışanının katılımıyla ülke çapında iki günlük grev düzenlendi.
Demokrasinin beşiğinde (!) kral yine çıplak
Londra’da akşam işinden yürüyerek dönerken kaybolan, cesedi günler sonra bulunan Sarah Everard’ın bir polis memuru tarafından kaçırılıp alıkonulduğunun ortaya çıkmasıyla Londra’da binlerce kişi cinayeti ve muhafazakâr hükümetin polislerin yetkisini arttırmayı hedefleyen yeni yasa tasarısını protesto etti. Polislere toplantı ve gösterileri dağıtma konusunda geniş inisiyatifler vermeyi amaçlayan tasarı henüz parlamentoda görüşülürken Everard cinayetinin ortaya çıkması ve Everard’ı anma etkinliği düzenleyen kadınlara polisin saldırması büyük öfke yarattı. Takip eden günlerde parlamento ve polis müdürlüklerinin önünde daha da kalabalıklaşan gösteriler düzenlendi.
İspanya’nın önceki kralı Juan Carlos ise geçen yıl Suudi rejiminden rüşvet aldığına dair soruşturmadan kaçmak için Dubai’ye yerleşmişti. Katalan rapçi Pablo Hasél, Twitter paylaşımında kralı hırsız olarak nitelediği için 9 ay hapse mahkûm edildi. Gerekçe ise “kralı aşağılama ve terörizme destek”. Bir Orta Çağ krallığında şaşkınlık yaratmayacak bu suçlamalar; sözde “demokrasi beşiği” Avrupa Birliği’nin tam ortasında, kendisine ülke tarihinin en ilerici hükümeti diyen sosyal demokrat PSOE ve Podemos’un hükümeti paylaştığı İspanya’da gerçekleşti. Hasél hapse kendisi girmeyi reddetti ve doğduğu şehrin üniversitesinin kampüsünde gözaltına alındı. Bunun üzerine Barcelona ve Madrid’de başlayan gençlik protestoları diğer şehirlere de yayıldı. Polis gösterilere şiddetle saldırırken genç bir kadın bir gözünü kaybetti.
Genç işsizliğinin %50’lere dayandığı İspanya’da kraliyet ailesinin milyon dolarlara varan lüks harcamalarına tepki gösteren gençlerin yaşadıkları ve demokrasinin beşiği kabul edilen İngiltere’de yaşananlar tesadüf değil, burjuva demokrasisinin gerçek karakterini ve sınırlarını bir kez daha ortaya koyan tecrübeler.
Bu yazı Gerçek gazetesinin Nisan 2021 tarihli 139. sayısında yayınlanmıştır.