Britanya’da demiryolu grevi
Britanya’da demiryolu işçileri, son 30 yılın en büyük grevini başlatarak sahneye çıktı. İşçilerin greve çıkmasının sebebi, patron tarafının enflasyonun çok altında bir zam oranı önererek, işçinin maaşını enflasyon canavarına ezdirmeye niyetlenmesi oldu. Özel bir şirket olan demiryolu ulaşım firması Network Rail’in başını çektiği patron tarafı yüzde dört zam teklif etti, oysa Britanya’da enflasyon şu anda yüzde dokuz, sonbahar itibarıyla ise yüzde on bire ulaşmasına kesin gözüyle bakılıyor. RMT (Demiryolu, Deniz ve Taşıma İşçileri Sendikası) isimli sendikanın saflarında örgütlenen elli bini aşkın işçinin cevabı ise şalteri indirip grev demek oldu.
Grev ilk olarak 21, 23 ve 25 Haziran tarihlerinde gerçekleşti. Her ne kadar grev kesintisiz bir biçim almamış olsa da, yani işçiler her gün grev yapmak yerine belli günler belirleyip o günlerde ulaşımı durduruyorsa da, Temmuz ayı boyunca da grevler aynı güç ile devam etti. İşçilerin övünülecek bir birlik gösterip grevi desteklemesi sayesinde, grev günlerinde tren hatlarının yarısının tamamen kapandığı, trenlerin yüzde sekseninin iptal edildiği hesaplanıyor. Grevin bu başarısı hem ülke içi ticarette hem de ulaşımda demiryolunun hayati bir öneme sahip olduğu Britanya gibi bir ülkede çok büyük bir anlam taşıyor. Dahası, doğrudan ekonomik etkisinin da ötesinde, bu başarılar ile işçi sınıfı gücünü hem patronlara hem de bütün topluma bir kez daha göstermiş oldu.
Demiryolu işçilerinin bu başarısı ve bu başarının verdiği özgüven hızla işçi sınıfının diğer katmanlarında ve tüm toplumda hissedilmiş gibi gözüküyor. Aynı sendikada, yani RMT’de örgütlenen Londra metro işçileri de Ağustos ayında bazı günlerde greve gideceklerini açıkladılar. On binlerce posta işçisinin de greve gitmesi an meselesi. Yani demiryolu grevi, Britanya çapında grevlerle dolu bir yazın işaret fişeği oluyor. Dahası, RMT sendikasının lideri Mike Lynch’in bir konuşmasında ettiği “artık fakir olmayı reddediyoruz” (we refuse to be poor anymore) sözü hızla Britanya çapında karşılık bulmuş ve yaygın tabirle “viral olmuş” durumda. Bu ifadeyi taşıyan tişörtler internette satılıyor ve grev meydanlarında bu tişört artık görülebiliyor.
Mücadele henüz sonlanmış değil ve Britanya’nın demiryolu işçilerinin önünde zorlu bir süreç var. Ama grev başladığından beri RMT’nin üye sayısının hızla artması ve işçi sınıfının diğer sektörlerinin de ellerini şaltere uzatması, 30 yıl sonra sahneye çıkan Britanya işçilerinin patron tarafını dize getirebileceğini gösteriyor. Britanya’daki sınıf kardeşlerimiz bize de yol gösteriyor: Patronlar işçinin anasının ak sütü gibi helal maaşını enflasyona ezdirmek istiyorsa şalter inecek, tencere ancak böyle dolacak!
Bu yazı Gerçek gazetesinin Ağustos 2022 tarihli 155. sayısında yayınlanmıştır.