Sağlık sisteminin işlemediğinin ilanı: Acil servis başvuruları
Bir ülkenin sağlık sisteminindoğru işleyip işlemediğini anlamanın yollarından biri acil servislere bir yıl içinde ne kadar hasta başvurusu olduğudur.2015 yılında Türkiye’de acil servislere toplam hasta başvuru sayısı yaklaşık 111 milyon olmuş. Bu sonuçla, dünyada nüfusundan daha fazla sayıda acil servis başvurusu olan tek ülke Türkiye. Bu açıkça ortaya koyuyor ki, Türkiye’de sağlık sistemi doğru şekilde işlemiyor.
Acil Servislere başvurularda iki çarpıcı nokta ön plana çıkmaktadır. Öncelikle, Acil servislere yapılan hasta başvurularının yaklaşık %80’i acil müdahale gerektirmemektedir. Aslında mesai saatleri içinde aile sağlığı merkezlerine, hastane polikliniklerine veya işyeri hekimine gidip rahatlıkla derdine çare bulabilecek hastalar, acil servislere başvurmaktadır. Diğer bir nokta ise bu başvuruların çok büyük kısmı mesai saatlerinden sonra (özellikle saat 17 ila 22 arası) olmaktadır.
Hastalar neden acil servislere yönelmektedir?
Türkiye’de, devletin sağlık kurumlarında bile (başvurduğunuz sağlık kurumuna göre miktarı değişmekle birlikte) poliklinik muayenesi ücrete tabidir. Ayrıca muayene sonrası reçete edilen ilaçların da (ilacına göre değişmekle birlikte) belli bir yüzdesi hastalardan tahsil edilmektedir.Halkın ezici bir çoğunluğu için bu ücretler altından kalkılamayacak maddi bir külfet haline gelmektedir. Hastaların, tek çıkış yolu kalmaktadır: Acil serviste muayene olup, muayene ve ilaç ücreti ödememek. Sonuç olarak, hastalar için acil servislere başvurmak, bir tercih değil bir zorunluluk haline gelmektedir.
Ancak mesele bununla sınırlı değildir. Hastalar başvurularını niye mesai sonrasına bırakmaktadır? Bu sorunun cevabıTürkiye’deki çalışma şartlarında saklıdır. Eğer ülkenizdeki emekçiler, günde bırakın 8 saati, 12 saatin bile üzerinde çalışıyor, çok büyük kısmı sendikasız ve en temel haklarından bile yoksun ise mesai saati içinde nasıl izin alıp polikliniklere başvurması düşünülebilir? Dinlenmeye vakti olmayan bir emekçinin sağlık hizmeti için vakti olması mümkün müdür? Çok açıktır ki, emekçilerin bu çalışma şartlarında acil servislere başvurması, bir tercih değil bir zorunluluk haline gelmektedir.
Acil servislerin gereğinden çok daha fazla kullanılması ek sorunları beraberinde getirmektedir. Örneğin acil servislerde hizmet veren sağlık emekçileri böylesine bir talebi karşılayacak sayıda olmadıkları için çok ağır şartlarda çalışmakta, bu durum sağlık hizmeti kalitesini doğrudan etkilemektedir. Ayrıca bu durum acil servislerde sıklıkla yaşanan şiddet olaylarını doğuran esas etmen olmaktadır.
Emekten yana çözüm
Bu sorunlara sermayenin çıkarlarını savunan AKP hükümetinin çözüm önerileri: daha fazla acil polikliniği açmak, acil polikliniklerine ücret koymak, sağlık emekçilerini her geçen gün daha fazla çalıştırmak, sağlık emekçilerine mesai dışı hasta baktırmak vb. olarak özetlenebilir. Ancak emeğin çözüm önerileri bunlar olamaz.
Biz, sağlık sisteminin kamulaştırıldığı, böylece ücretsiz, ulaşılabilir ve nitelikli, kâr amacı gütmeyen, koruyucu sağlık hizmetini yani tedavi etmeye değil hasta etmemeye öncelik veren bir sağlık sistemini savunuyoruz. Ancak böyle bir sağlık sistemi emekçilerin sağlığını koruyabilir.