Referandum 23 Nisan’da!
Tayyip Erdoğan bir kez daha önemli bir oylamayı tarihi anlamı olan bir günde yaptırmaya hazırlanıyor. Öyle anlaşılıyor ki bütün hesaplar Anayasa değişikliği referandumunun 23 Nisan 2017 Pazar günü yapılmasına göre yapılmış durumda.
Son günlerde, özellikle CHP çevrelerinde, Tayyip Erdoğan’ın anayasa değişikliği paketini henüz imzalamamış olması dolayısıyla bir spekülasyon başladı. Kamuoyu yoklamalarında durumun kendi lehine olmadığını gören Erdoğan referandumu yitireceğinden korkuyor deniyordu. Baykal açık açık Erdoğan’ın son dakikada sağduyu ile davranacağını ummak istediğini belirtti. Oysa mesele bambaşka.
Her şeyden önce Erdoğan’ın metni imzalaması uzun süre almış değil. Doğrudur, meclis anayasa değişikliği paketini kesin olarak kabul edeli epey zaman oluyor. Hatta Erdoğan’a anayasanın verdiği yasal süre olan 15 gün aşıldı bile. İkinci tur oylama bittiğinde tarihler 21 Ocak’ı gösteriyordu. Ne var ki, paketin imza için cumhurbaşkanlığını gönderilmesi hemen olmadı, ta 2 Şubat’a kadar bekletildi. Bu normal bir uygulama değildir. Neden böyle yapıldığı konusunda tahminler önce Erdoğan’ın Afrika gezisine dayandırıldı. Erdoğan 22-26 Ocak arasında Afrika’daydı. Bunun üzerine “anayasa değişikliğinin cumhurbaşkanına gitmesi Tanzanya dönüşünü bekliyor” yazıldı. Erdoğan döndü, ama paket mecliste bir hafta daha bekletildi ve ancak 2 Şubat’ta cumhurbaşkanlığına yollandı. Neden? Kimse bilmiyor, kimse tartışmıyor.
Amaç, referandumu 23 Nisan’da yaptırmak gibi görünüyor. Erdoğan son yıllarda, esas olarak 2010 anayasa değişikliğinden bu yana, önemli birtakım gelişmelerin Türkiye tarihinde önemli tarihlere rastlaması için özel çaba gösteriyor. En çarpıcı olanı, elbette bir önceki büyük anayasa değişikliği referandumu. Bu referandum 12 Eylül 2010’da, yani 1980 askeri darbesinin günü gününe 30. yıldönümünde yapılmıştı. Hem Erdoğan’ın kendisi, hem de AKP yanlısı basın bunu 12 Eylül’ün sona ermesi olarak sunmuştu. Erdoğan çeşitli konuşmalarında 12 Eylül döneminde 17 yaşındaki Erdal Eren’in özel doktor raporuyla yaşının büyütülmesi sonucu asılmasını bile kendine koz olarak kullanmıştı. AKP yanlısı basın ise referandumun ertesi günü 13 Eylül 1980’de basında çıkan “Ordu yönetime el koydu” manşetine nazire ile “Halk yönetime el koydu” başlığıyla çıkmıştı.
Bu tarih rastlatma uygulaması orada kalmadı. Erdoğan 2016 yılında dokunulmazlıkların kaldırılmasına ilişkin meclis kararını anayasanın kendisine verdiği azami süre olan 15 gün beklettikten sonra son gün imzalamıştı. Neden? Çünkü o son günün tarihi 7 Haziran 2016 idi. Yani HDP’nin yüzde 13 oy alarak AKP’ye tarihinin ilk seçim yenilgisini yaşattığı 7 Haziran 2015’in günü gününe birinci yıldönümü! Benzeri bir uygulamayı, “Dolmabahçe Mutabakatı”nın, Erbakan’ın hükümetten düşürülmesi sürecini başlatan 28 Şubat 1997 Milli Güvenlik Kurulu toplantısının yıldönümünde açıklamasında da görmek mümkün.
Dolayısıyla, referandumun 23 Nisan’da yapılacağının öngörülmesi çok güçlü bir geçmiş sicile yaslanıyor. Peki neden? Çünkü 23 Nisan 1920, yalnızca çocuk bayramı değildir! Herkesin gayet iyi bildiği gibi, İngiliz işgal güçlerinin başkent İstanbul’daki meclisi feshetmesi üzerine Ankara’da Büyük Millet Meclisi’nin kurulduğu tarihtir. Şimdi o meclisi bütünüyle “cumhurbaşkanı” adıyla anılan bir tek adam rejiminin sultası altına alan bir anayasa değişikliğinin bu tarihin yıldönümünde oylanmasından daha sembolik ne olabilir?
Şayet anayasa değişikliği paketi, normal uygulamaya uyularak, 21 Ocak’ta mecliste kabul edildikten sonra ilk işgünü olan 23 Ocak’tan itibaren, hatta diyelim o haftanın sonunda 27 Cuma günü imza için cumhurbaşkanına yollanmış olsaydı, cumhurbaşkanının bunu en geç 15 gün içinde, yani en geç 10 Şubat’ta imzalaması gerekirdi. O zaman bu tarihten iki ay sonrası olan 10 Nisan’dan sonraki ilk Pazar günü, yani 16 Nisan’da referandumun yapılması gerekirdi. Referandumun bir hafta sonra, yani 23 Nisan’da yapılması için cumhurbaşkanının imzayı en erken 17 Şubat’ta atması gerekiyor. Neden? Çünkü bu tarihten iki ay sonrası 17 Nisan bir Pazartesi, Onu izleyen ilk Pazar 23 Nisan! Meclisten paket imza için cumhurbaşkanına ne günü gitmişti? 2 Şubat. Yani cumhurbaşkanının imzayı 17 Şubat’ta atmasını artık olanaklı kılan tarihte!
Gerçekgazetesi, Ekim 2016 sayısında HDP eş başkanlarının tutuklanması amacıyla gözaltına alınmasının 3 Kasım 2016 tarihine rastlayabileceğini yazmıştı. Demirtaş ve Yüksekdağ 3 Kasım gece yarısı gözaltına alındılar! Bakalım, öngörümüz bu sefer tutacak mı?