Biz bir olursak, patronlar sıfır bile olamaz!
Manisa’da metal fabrikasında çalışan bir işçiyim. Her gün farklı vardiyalara gittiğimiz fabrikamızda her an başka bir sorunla karşı karşıya kalıyoruz. 10 yılın üzerinde çalışmış olan arkadaşlarımız farklı bahanelerle, yalanlarla tazminatsız işten çıkarılıyor. Bütün bir fabrika olarak şimdilik toplu davranamadığımız için arkadaşlarımıza sahip çıkamıyoruz. İşten çıkan arkadaşlarımızın arkasından sadece üzülebiliyoruz.
Maaşlarımız ayın sonunu getiremeyecek kadar düşük. Ayın sonuna cebimizde parayla girebilmek için fazla mesai yapıyoruz. Fazla mesai ücretleri de çok düşük olduğu için normal vardiyamızın üzerine bir ay içinde onlarca saat daha çalışmamız gerekiyor. Borçları olan bazı arkadaşlarımızın haftalarının büyük bir kısmı fabrikada tezgah başında çalışmakla geçiyor. O kadar fazla çalışan arkadaşımız oluyor ki artık karşıdan gelirken yorgunlukları yüzlerinden okunuyor.
Fabrikanın patronu ise farklı bahanelerle yemekhaneye bizleri toplayıp bazen tehdit ediyor, bazen aşağılıyor. Mesela Ramazan Bayramı’ndan birkaç gün önce patronla bayramlaşmak için yemekhaneye toplanmamız söylendi. Yemekhanede toplandıktan sonra patron, geçtiğimiz aylarda bizim çalışma koşullarımızla ilgili fikrimizin öğrenilmesi için yapılan anketten bahsetti. Anketle ilgili patron konuşurken tuvaletlerin temiz olmaması ile ilgili yazılanlara, “tabii ki haklısınız. Ama insan ahır gibi yerlerde yaşar ama çalıştığı yer temiz olsun ister” dedi. O gün söyleyemedik ama şimdi Gerçek gazetesi aracılığıyla biz sayın kan emici patronumuza buradan seslenelim: “Bizler ahır gibi yerlerde yaşamıyoruz. Ama senin evin kadar lüks değil evlerimiz, eşyalarımız seninkiler kadar pahalı değil. Ama gayet derli toplu, temiz, özenilmiş yerler evlerimiz. Ama sana bu kadar “ahır” gibi geliyorsa bu senin bizlere reva gördüğün ücretlerden olabilir. Biz de istiyoruz, en konforlu evlerde oturalım, güzel eşyalarımız olsun, çocuklarımız en güzel sitelerde büyüsün. Ama merak etmeyin sayın sömürücü sizlerden hakkımız olanı alacağız. Hakkımız olanı alabilmek için sendikalarımızda örgütleneceğiz, bütün işçileri kucaklayan komitelerimizi kuracağız. Öyle bir birlik olacağız ki bütün ayak oyunlarınız boşa düşecek. Sonrada karşına hakkımızı almak için grevle, işgalle çıkacağız. İşte o zaman sen nereye kaçarsan kaç kazanacağız, biliyoruz!"
Manisa’dan bir metal işçisi
Bu yazı Gerçek gazetesinin Temmuz 2018 tarihli 106. sayısında yayınlanmıştır.